Dolar

34,9475

Euro

36,6904

Altın

2.986,42

Bist

10.125,46

Sarıışık: Özkök, Büyükanıt, Yalman ve Başbuğ tanık olarak dinlensin

Balyoz davasında savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, iddianamede darbe planı yapıldığı ileri sürülen 1. Ordu Çalışma Planı hakkında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ayt

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-28 17:51:29

Sarıışık: Özkök, Büyükanıt, Yalman ve Başbuğ tanık olarak dinlensin
Balyoz davasında savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, iddianamede darbe planı yapıldığı ileri sürülen 1. Ordu Çalışma Planı hakkında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın da bilgisinin bulunduğunu belirterek bu 4 komutanın tanık olarak dinlenmesini talep etti.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, iddianamede hakkında iddia edilen suçlamalara cevap verdi.

Sanık Sarıışık, iddianamede "1.Ordu Komutanlığı tarafından 3 Kasım seçimlerinden sonra yeni bir hükümetin kurulması yönünde çalışma başlatıldığı, öncelikle 1.Ordu Komutanlığı bünyesinde görev yapan bazı general ve üst subaylarla görüşülerek bu hususta anlaşmaya varıldığı, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı'nın bilgisi dışında ve onların dahil olmadıkları anlaşılan şüphelilerin bu amaçla bir yapılanma oluşturdukları, kurulan bu örgütün darbe yaparak hükümeti devirmeye yönelik sözde Balyoz Güvenlik Harekat Planı adı altında bir plan hazırladıkları ve bu planın sınırlı sayıda katılımcının katılacağı bir seminerde görüşmeyi tasarladıkları, bu amaçla 5-7 Mart 2003 tarihli semineri gerçekleştirdikleri....." şeklinde suçlama yer aldığı, kendisinin de baştan itibaren bu oluşum içerisinde yer aldığının iddia edildiğini hatırlattı.

İddiaların baştan sona faraziye ve subjektif yorumlara dayalı olduğunu savunan Sarıışık, bu iddianın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını öne sürdü. İddianamede yeni bir hükümet kurulması için kimlerle görüşüldüğünün belirtilmeyip bazı general ve üst subaylar ifadesinin kullanıldığını belirten Sarıışık, "Anlaşmaya vardığına dair somut bir tespitin olmadığı açıkça kabul edilmekte, genel sözlerle delil yaratılmaya çalışılmaktadır." iddiasında bulundu.

Seminere katılmanın sanık olmaya yeterli olmadığını belirten Sarıışık, bu seminere katılan 8. Mekanize Piyade Tugay Komutanı, İstanbul Jandarma Bölge Komutanı ve İstanbul Merkez Komutanı gibi birçok üst rütbeli personel hakkında dava açılmayıp takipsizlik kararı verildiğini anlattı.

Sanık Şükrü Sarıışık, "O halde madem ki davanın dayanağı olan delil sadece seminere katılmış olmak değil, söz konusu Balyoz Güvenlik Harekat Planı çerçevesinde şahsıma görev teklif edildiği ve bu görevi kabul ettiğim hususudur. O zaman bunu ortaya koyan somut delillerin de açıklanması şarttır. Bu nedenle şayet 1. Ordu Komutanı tarafından böyle bir çalışma yapılmış olsa dahi benimle bu maksatla görüşüldüğüne, şahsıma teklifte bulunulduğuna, benim bu teklifi kabul ettiğime, bu amaçla bir araya gelip görüşmeler yaptığıma, bu görüşmelerde neler söylediğime, benim sözde Balyoz Planı adlı planı nerede, ne zaman, ne şekilde hazırladığıma veya hazırlayanlarla bir arada bulunduğuma ve böyle bir planın varlığından haberdar olduğuma ilişkin deliller ortaya konulmalıdır." diye konuştu. Dosyada bu hususlara dair tek bir delil bulunmadığını ileri süren sanık Sarıışık, "Niçin? Çünkü böyle bir çalışma kesinlikle yapılmamıştır." dedi.

Bütün bu anlattıklarının ardından sanık Sarıışık, "Çetin Doğan liderliğinde oluşturulan yapılanma içinde yer almak, teklif edilen görevi kabul etmek, görevlendirmeyle yetkili personel olarak tayin ve tespit edilmiş olmak ve bu kapsamda belirtilen yapılanmalar için görevlendirme yapmak" şeklindeki suçlamayı kesinlikle reddettiğini söyledi. Sanık Sarıışık, 1. Ordu Plan semineri ile alakalı görevlendirme yazısının kişiye özel gibi bir ifade ile de kendisine tebliğ edilmediğini söyledi.

Sanık Sarıışık, "1nci Ordu Komutanlığı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı arasında yapılan yazışmalardan dönemin Kara kuvvetleri komutanı Orgeneral Aytaç Yalman ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 1.nci Ordu Plan Semineri -2003'ün tüm hazırlık safhalarından ve seminerde Kara Kuvvetleri gözlemcilerinin bulunduğu da dikkate alındığında seminerin uygulama ve sonuçlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır." ifadesini kullandı.

İddianamenin 384.üncü sayfasında "Darbenin gerçekleşmemesinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın rolü olduğu değerlendirilmektedir" şeklinde ifade olduğunu belirten sanık Sarıışık, "Basından Cumhuriyet savcılığının dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın ifadesine başvurduğunu biliyoruz. Acaba Orgeneral Aytaç Yalman mı böyle bir şey söylemiştir? Söylemişse onun ifadesinin de iddianame eklerinde yer alması gerekir ki bizler de savunmamızı ona göre yapabilelim." dedi. Bu konunun açıklığa kavuşturulmasını isteyen Sarıışık, varsa Yalman'ın ifadesinin istenerek dava dosyasına konulmasını talep etti.

Sanık Sarıışık, eğer savcılar Orgeneral Aytaç Yalman'ın ifadesine başvurmadıysa bu seferde söz konusu değerlendirmeye savcılığın nasıl ulaştığını açıklaması gerektiğini söyledi. Savcılığın bu konuyu açıklayamazsa bu ifadenin doğru olmadığı kanaatinin hakim olacağını belirten Sarıışık, "Orgeneral Aytaç Yalman, gazeteci sayın Sedat Ergin'in 'Balyoz İddianamesi' yazısına verdiği cevapta da 'Benim hizmet anlayışımda yapılan her güzel faaliyet mükafatlandırılır. Yapılan her yanlış ta cezalandırılır.Yaşanan bu olayları da bu çerçevede görmek gerekir. Bu olayda gereken yapılmıştır.' demektedir. Yani, dolaylı olarak o dönemdeki gelişmelerden haberdar olduğunu belirtmektedir. O biliyorsa, Orgeneral İlker Başbuğ da biliyordur." diye konuştu.

İddianamenin 965'inci sayfasında "Gerçekleştirilen plan seminerinde Kara Kuvvetleri Komutanının emirlerine aykırı olarak görüşülen konuların gözlemciler tarafından tespit edilerek rapor edildiği anlaşılmıştır" şeklinde ifade bulunduğunu hatırlatan Sarıışık, "Seminerde hem suç unsuru hem de emre itaatsizlik vardıysa, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından bir işlem yapılması gerekirdi. Ancak bunlara ne gibi bir işlem yapıldığına dair iddianamede herhangi bir açıklık yoktur. Yapılmadıysa ya Aytaç Yalman görevini kötüye kullanmıştır ya da ortada bir suç unsuru ve emre itaatsizlik yoktur. Yoksa o zaman da bu dava düşmelidir." şeklinde konuştu.

Seminerde yer alan Genelkurmay gözlemcilerinin semineri müteakip iddianamede belirtilenlerin aksine övgülerle dolu bir sonuç raporu hazırladıklarını belirten Sarışık, "Bu raporu da Genelkurmay ikinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a kadar arzetmişler. O da üzerine 'UYGUNDUR' diye imza atmış. Yani sözde Balyoz Güvenlik Harekat Planının jenerik olarak incelendiği iddia edilen seminerdeki gelişmelerden, Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, dolayısıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün de bilgisi vardır. Orgeneral Aytaç Yalman'ın bu kadar önemli bir konuda bildiklerini Orgeneral Hilmi Özkök ve Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile paylaşmaması mümkün değildir." diye konuştu.

ÖZKÖK, BÜYÜKANIT, YALMAN VE BAŞBUĞ TANIK OLARAK DİNLENSİN
Sanık Sarıışık, bu açıklamalarının ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın söz konusu seminerin her safhasından haberdar olduklarını ve olayların üst seviyede tanıkları olduklarını söyledi. Sarıışık, ismini sıraladığı 4 komutanın, gecikmiş olsa da acilen tanık olarak dinlenmelerini talep etti.

Silivri Cezaevinde 79 gün tutuklu kalmasının ardından Orgeneral Hilmi Özkök tarafından telefonla arandığını belirten Sarıışık, "Bana geçmiş olsun dileklerini iletti. Ayrıca İzmir Çeşme'de yazlıkta 1 saati aşkın süre benimle görüşmüştür. Bu görüşmede ben kendisine 'Şahsım ve arkadaşlarıma yapılan büyük haksızlık nedeniyle nasıl suskun kalabilirsiniz? Bu askerlik mesleği, arkadaşlığı ve dayanışmasına yakışır mı? Bizlerin hakkını neden korumuyor, suskun kalıyor, uygun olmayan açıklamalarda bulunuyorsunuz? Ben ve 195 arkadaşım bu davada sizi şahit olarak göstereceğiz.' Mahiyetinde konuşmalar sonunda kendisi olayla herhangi bir ilgimizin olmadığını, mahkemece talep edilmesi halinde seve seve gelip ifade vereceğini kendi eşinin ve eşimin yanında söylemiştir." dedi.

Orgeneral Aytaç Yalman'ın kendi ifadesinde darbeyi önlediği, yapılan her yanlışı cezalandırıp her her güzel faaliyeti de mükafatlandırdığı şeklinde ifadesi bulunduğunu tekrar hatırlatan Sarıışık, "Madem ortada bir darbe suçu var da iddianamede sanık sıfatıyla bulunan bazı general ve Albaylar Ağustos 2003'te neden bir üst rütbeye terfi ettirilmiş yani mükafatlandırılmış ve Kara Kuvvetleri kuruluşunda bulunan çok önemli ve kritik görevlere, hatta bazılarını da yanına, Kara Kuvvetleri Karargahına atamıştır? Bu çok önemli ve bir o kadar da çarpıcı bir durumdur. Komutan demek ki bu personel hakkında olumlu kanaate sahiptir." ifadesini kullandı. Sanık Sarıışık, 76 sayfadan oluşan yazılı savunmasının son bölümünde yer alan sonuç bölümünü de okuyarak iddianamede iddia edilen suçlama ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Ali Alçık, sanık Sarıışık'ın savunmasının tamamlandığını, yarınki oturumda ise Sarıışık'ın avukat savunması ile çapraz sorgusunun yapılacağını açıklayarak duruşmayı ertelediklerini açıkladı.

Haber Ara