Kurtulmuş: Darbecilerle hesaplaşmak millete karşı namus borcudur
Halkın Sesi Partisi (Has Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, darbecilerle hesaplaşmanın millete karşı namus borcu olduğunu söyledi. Darbecilerden hala hesap sorulmadığını savunan Kurtulmuş, Genelkurmay Başkanlığı'nın, TBMM'ye ait olan cumhurbaşkanı
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-26 09:58:52
Kurtulmuş, 27 Nisan e-muhtırasının dördüncü yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, e-muhtıranın salt Genelkurmay Başkanlığı'nın düşüncelerini ifade eden bir metin olmadığını, bu metnin aynı zamanda kökenleri Babıâli Baskını'na dayanan bir asırlık bürokratik oligarşi geleneğinin ifadesi olduğunu ifade etti.
Niteliği itibariyle 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997'deki darbe ve müdahalelerden farkı olmayan 27 Nisan muhtırasının, vesayet sisteminin zihniyet dünyasını bir kere daha gözler önüne serdiğini anlatan Kurtulmuş, "Bu muhtırada, kendini milletin ve millet iradesinin üstünde gören anlayış aynı zamanda milleti özde ve sözde olarak ayrıştırarak ayrımcılık yaptığını da tescil ettirmiştir. Peygamberimiz'in (sav) doğumunun kutlanmasını irticai etkinlik ve rejime karşı bir başkaldırı olarak değerlendiren bu düşünce, halkının dinine düşmanlığı bir din olarak bellediğini de belirtmekten kaçınmamıştır. '27 Nisan Muhtırası'nı kim yazdı' tartışmaları devam ederken, biz Has Parti olarak diyoruz ki metnin kim tarafından kaleme alındığından ziyade, bu metni şekillendiren düşüncenin üzerinde durulması ve bu anlayışın bir an önce tadil ve tashihi için siyaset kurumunun harekete geçmesi gerekmektedir." dedi.
"MUHTIRAYI, MİLLET İRADESİ 22 TEMMUZ'DA ÇÖPE ATTI"
Recep Peker, Nevzat Tandoğan, Mahmut Esat Bozkurt, Cemal Gürsel, Muhsin Batur, Faik Türün, Kenan Evren, Çevik Bir, Doğu Aktulga, Erol Özkasnak, Osman Özbek, Yaşar Büyükanıt ve diğer darbecilerin, hep birlikte 27 Nisan muhtırasını yazdığını savunan Kurtulmuş, çünkü bu metnin bir asırdır ilmik ilmik örülen bir düşüncenin dışa vurumu olduğunu söyledi.
Bu metni yazan, bu metne imza koyanların, bir an önce yargı önüne çıkarılmasının devlet olarak nitelendirmeyi hak eden her siyasi organizasyonun en temel görevlerinden biri olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, dört yıl geçmesine karşın hala muhtıra ile ilgili ne adli ne de idari bir soruşturma başlatılmadığını kaydetti.
Millet iradesinin 27 Nisan muhtırasını, 22 Temmuz 2007'de çöpe attığının altını çizen Kurtulmuş, halkın bu tavrıyla siyasi iradeye de bir görev ve işlev yüklediğini savundu. Lisan-ı haliyle parlamentoya, "Bir daha bu tür metinler ve düşüncelerle karşılaşmak istemiyoruz" dendiğini anlatan Kurtulmuş, fakat AK Parti iktidarının bunun gereğini yerine getirmediğini ileri sürdü.
"GENELKURMAY MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NA BAĞLANMALI"
Bürokratik oligarşi mantığını kaldırmak için yeni bir anayasa ile başlayıp, seçim sistemi ve Siyasi Partiler Yasası'na değin üst siyasi hukuk metinlerinde ciddi bir reform sürecinin başlatılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Genelkurmay Başkanlığı'nı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlamak; askeri harcamaları Sayıştay'ın denetimine almak; yargıda çift başlılığı sona erdirmek; yerel yönetimleri güçlendirmek; kamu yönetimi reformunu hayata geçirmek; özde-sözde vatandaşlık yerine eşit ve özgür vatandaşlığı tesis etmeli."
Dört yıl boyunca karşılıklı kavga ve küfürleşme ile zamanı heba eden ve siyasi ve hukuki reformları gerçekleştirmeyen partilerin aslında doğrudan olmasa da dolaylı olarak 27 Nisan düşüncesinin devamından yana tutum sergilediklerini iddia eden Kurtulmuş, Has Parti olarak Anayasa Meclisi'nce yapılacak özgürlükçü, eşit yurttaşlık temelli, çoğulcu yeni bir Anayasa'nın darbe beklentisindeki cuntacı zihniyetin suratına vurulacak en büyük tokat olduğuna inandıklarını ifade etti.
Darbeci zihniyetle hesaplaşmaktan çekinen siyasetçileri millete şikayet ettiklerini belirten Kurtulmuş, faillerinin çoğunun hayatta olduğu yakın tarihe ait 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan e-muhtırası gibi anti-demokratik süreçlerin sorumlularının da biran önce yargı karşısına çıkarılarak hesap sorulmasını istedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara