Dolar

34,8684

Euro

36,6737

Altın

3.022,06

Bist

10.051,58

'23 Nisan'ın Atatürk'le alakası yok'

Star yazarı Cemil Koçak, bugün ezber bozacak bir yazı kaleme aldı. Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın tarihini gözler önüne seren bu yazıda Koçak oldukça iddialı bir tespitte daha bulunuyor: Atatürk'ün 23 Nisan bayramını çocuklara armağan ettiği tamamen bir efsanedir.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-24 17:41:23

'23 Nisan'ın Atatürk'le alakası yok'

İşte o yazı...

'23 Nisan'ı Atatürk hediye etmedi'

Her yıl 23 Nisan'da çocuk bayramını hatırlıyoruz da; bayramın meclisin (yeniden) açılışını, yani hâkimiyeti millîyeyi simgelediğini unutuyor muyuz?

Çocukluk şarkımızı hatırlamayan var mıdır acaba:

Bugün 23 Nisan;

neşe doluyor insan

Kamutay bugün doğdu;

saltanatı boğdu...

Şarkıda meclis nerede derseniz, efendim o sırada meclise artık meclis değil, kamutay denildiğinden, şarkı da böyle kaldı. İlk iki satır için diyecek bir şey yok; fakat son iki satır bayağı sorunlu. Neden mi? Resmî eğitimden gelen bilgilerimizi bir an için unutmaya hazırsanız, anlatacağım.

İlk Meclis ne zaman açıldı

Meclis, 23 Nisan'da doğmadı ki, sadece yeniden açıldı. İlk meclis tâ Osmanlı zamanında açılmıştı bile. Hem de daha 1877 senesinde. Ama haklısınız, teokrasinin ve şeriatın geçerli(!), üstelik saltanat ve hilâfetin olduğu bir ülkede nasıl olur da meclis olabilir diye soruyorsunuz haliyle. Çünkü, size şarkıdaki gibi her şeyin 'o zaman' başladığı anlatıldı. Evet, ilk Osmanlı anayasası 1876 yılı sonunda kabul edildi ve hemen ardından seçim yapıldı. Ne? Osmanlı'da seçim mi? Şu geri ve ortaçağ karanlığındaki ülkede mi? Evet, iki dereceli seçimden söz ettiğimiz doğru, fakat bu sistem tâ 1946 yılına kadar sürdü. Anayasaya göre meclisin pek bir yetkisi yoktu; buna rağmen II. Abdülhamit'e kök söktürdü. Bu nedenle de ömrü kısa sürdü. Sultan, anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak meclisi feshetti; üstelik yeniden seçim de yaptırmadı. Sultanın istibdadı da işte böyle başladı.

Yeni(den) Meclis

İkinci Jön Türk kuşağı, yani İttihatçılar,  ordunun vurucu gücüyle, 23 Temmuz 1908'de sultana meclisin yeniden açılacağını ilân ettirdiğinde, aradan epey zaman geçmişti. II. Meşrutiyet'in on yılı boyunca meclis açık kaldı; iki kez de (1908 ve 1912) seçim yapıldı. Sonra meclisin ayakta kaldığı diktatörlüğe dönüştü rejim. Anayasal monarşinin ilk durağı demokratik gelişmeler açısından hayli zengin geçmişti; biraz da bu nedenle İttihatçılar muhalefete tahammül edemediler. Çünkü elleri kolları bağlanıyordu. Abdülhamit'i örnek almaya karar verdiler; zararın neresinden dönülürse kârdı. 1912 sopalı seçimleri bu sürecin başlangıcı oldu. Bâbı Âli baskını süreci tamamladı.

DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara