Arınç, 'Gül'un süresini Meclis netleştirmeli'!
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanının görev süresinin ''5 yıl mı, 7 yıl mı olacağını'' Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) değil, Parlamentonun belirlemesi gerektiğini söyledi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-21 08:25:46
24 Televizyonunda canlı yayımlanan ''Açık Görüş'' programında soruları yanıtlayan Arınç, ''Cumhurbaşkanının görev süresi de YSK'nın önüne gelecek ve YSK yorum yapacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, seçimlerin hakim nezaretinde yapılmasını sağlayacak bir mekanizmaya ihtiyaç bulunduğunu ancak bunu nasıl daha demokratik hale getirileceğinin düşünülebileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanının görev süresinin tartışıldığını söyleyen Arınç, ''Biz bu tartışmayı bir süre buzdolabına koyuyoruz. Yani bu hem Sayın Cumhurbaşkanı'nın şahsına karşı, makamına karşı bir saygısızlık da anlaşılır. Ama bu konuda Cumhurbaşkanının görev süresi 5'mi, 7'mi olacak, ne zaman olacağı konusunu YSK değil, Parlamento belirlemeli. YSK ne derse desin Parlamento bu konuda bir karar alabilir. Gerekirse Anayasa değişikliğiyle bir madde ilave edebilir. Bence Meclis karar vermeli. Bence YSK yerine Meclis bu işe el atmalı'' diye konuştu.
''İSMAİL BEŞİKÇİ ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM BİR İNSANDIR''
''İsmail Beşikçi Kürdistan kelimesini kullandığı için hakkında verilmiş mahkumiyet kararı var. KCK davası Kürtlerin perspektifinden Kürt açılımında ciddi bir gölge oluşturuyor'' denilmesi üzerine Arınç, KCK davasının, ifade özgürlüğüyle doğrudan bağlantılı olmadığını ancak sanıklara Kürtçe savunma hakkının verilmeyişini bir eksiklik olarak gördüğünü söyledi.
''İsmail Beşikçi çok üzüldüğüm bir insandır'' diyen Arınç, Beşikçi'nin, sevdiği bir bilim adamı olduğunu, hayatının hep mahkumiyetlerle geçtiğini anlattı. Arınç, ''Çizgisinden hiç sapmıyor. Doğrularını hep tekrarlıyor ve yazılı hukuk kuralları içerisinde de karşılığını buluyor. Bütün gönlümle söylüyorum, hiç bir örgütle bağlantısı olmayan, salt bir bilim adamı olarak İsmail Beşikçi'nin mahkumiyetinden üzüntü duyan bir insanım. Onu mahkum eden kuralların değişmesi gerektiğine de inanıyorum'' diye konuştu.
AK Parti'nin, Doğu ve Güneydoğu'daki milletvekili adayları arasında ''bölgedeki güçlü figürlerin bulunmadığının'' belirtilmesi üzerine Arınç, adayların hepsinin medyatik olmasının gerekmediğini, bölgeyle irtibatı olan, bölgeyi tanıyan, bölgeyi temsil edebilecek kadın, erkek ve gençlerin aday gösterildiğini söyledi. Arınç, ''Bu merkezin bir takdiridir. Herkes bir Leyla Zana olmayabilir, herkes bir Hatip Dicle olmayabilir onları çok tanıyoruz. Çünkü geçmişten bu yana hepsinin medyayla ilişkileri oldu'' dedi. Arınç, çok fazla bilinmeyen ama halkın itibar edebileceği dürüst, çalışkan, ahlaklı, karakteriyle insanların sorunlarına ilgi duyabilecek kişileri seçtiklerini ifade etti.
''ANAYASA TÜRKİYE İÇİN BİR UCUBE, YEMEK KİTABI''
Arınç, ''Bugün itibarıyla baktığımızda 'artık darbeler dönemi kapanmıştır' diyebilir miyiz?'' sorusuna, ''Hukuken de bitti, fiilen de bitti. Bir insanın zihniyetinde darbe yapma gibi bir düşünce kalmadı inanıyorum buna'' yanıtını verdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinin siyasi söylemlerde bulunmasının geçmişte birilerini memnun ettiğini kaydeden Arınç, ''Ama geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklamaya irili ufaklı bütün partiler tepki gösterdiler. Bu bile Türkiye'nin geldiği noktayı gösteriyor'' dedi.
''Bütün siyasi partiler 'yeni anayasa istiyoruz' diyorlar. En önemli eleştiri şu ana kadar özlenen, istenen anayasanın esaslarıyla ilgili pek bir şey söylenmemesi. Neden suskun AK Parti bu konuda?'' sorusu üzerine Arınç, toplumun tüm kesimlerinin verdiği taslaklardan yararlanarak kısa, öz, özgürlükçü, yeni, çağdaş, sivil bir anayasayı seçimden sonra yapmak istediklerini söyledi.
''82 Anayasası'nın hala 70 maddesine yakını değişmiş olmasına rağmen devam etmesi Türkiye için gerçekten bir ucube'' diyen Arınç, yeni anayasayı en geniş katılımla yapacaklarını ve parlamentodan ne kadar yüksek oy çıkarsa çıksın referanduma götüreceklerini kaydetti. Yeni anayasanın çok kısa ve öz, birey odaklı, katılımcı olacağını ve azami mutabakatın aranacağını belirten Arınç, bunun 2023 hedeflerinde de olduğunu ifade etti.
''Özgürlüklerin önünü açan içinde ancaklar olmayan bir anayasa metni diye iktidar partisinin bir şeyleri tartışmaya açması gerekmiyor mu?'' sorusuna Arınç, ''12 Hazirandan sonra açacağız'' yanıtını verdi.
Birilerinin ''ben burada yokum'' demesiyle yeni anayasa iddiasından vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Arınç, ''Parlamentoda yapmış olmamıza rağmen, 367'nin üzerinde değil, 467 oyla geçmiş olmasına rağmen yine de referanduma sunacağız. Bunu diğer partilerle de tartışacağız ama AK Parti'nin düşüncesi bu'' dedi.
Yeni anayasanın detaya girmeyeceğini, daha kısa olacağını belirten Arınç, şöyle devam etti:
''Bugün 175 maddesi ve geçici maddeleri var, tam bir ansiklopedi, yemek kitabı. Kendi teşkilat kanunlarında olması gereken kurumların hepsi anayasanın içinde. Bu belli bir maksatla konulmuş. Öyle bir iktidar gelir ki basit çoğunlukla bunu değiştirmesin, Anayasal bir kurum olarak kalsın emniyet supabı. Çek balans böyle yapılmaz demokratik ülkelerde. Ama bizimkiler çek balansı anayasanın zorlukla değiştirilmesini temin etmek için nitelikli bir çoğunluk getirmişler. Orada bile anlaşılmayan maddeler var.''
''BAŞKANLIK SİSTEMİ...''
Yeni anayasanın kısa ve bireyi devlet karşısında koruyan temel hakları konu alması gerektiğini ifade eden Arıç, AK Parti'nin anayasa hazırlığı olduğunu ve bunun ellerinin altında bulunduğunu kaydetti.
''2007 beyannamesindeki parlamenter sistem ibaresinin 2011 beyannamesinde yer almaması, bu dikkat çekici gözüküyor. Yani başkanlık rejimine yönelik yeni anayasa egzersizleri konusunda bize bir fikir vermeli mi, vizyon sunmalı mı?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Bir şey diyemeyeceğim. Sizin söylediğiniz ayrıntı doğrusu dikkatimi çekmemişti. Arkasında çok önem verdiğimiz bir konunun olmaması gerekir. Şu anda zaten parlamenter demokratik sistem var Türkiye'de. Ama ileride başka bir sistem arayışına gidilirse ve bu konu tartışılırsa bu da çok acayip, korkulacak bir şey olmaz. Nihayetinde rejim değiştirmiyoruz, sadece ülkenin nasıl daha iyi yönetilebileceği konusunda bir sistem arayışına gidilir, bu başkanlık olur, yarı başkanlık sistemi olur, Türkiye'ye özgü başka bir şey olur veya bugünkü sistemin aksayan yönlerini tamir edeceğimiz yeni düzenlemeler olabilir. Bunun hemen 12 Haziran sonrasında yapacağımız anayasa değişiklikleri içerisinde yer alması da düşünülmüyor.''
''Cumhurbaşkanını halk seçecek. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı ile başbakan var sayalım ki farklı siyasi geçmişlerden gelsinler. Çok ciddi bir sistem sorunu yaratacaktır. Anayasa değişikliği konusunda bunun için acele edilmesi gerekmiyor mu?'' sorusuna, ''12 Haziran'dan sonra bu konu tartışılacak yeni anayasa kapsamında. Geçmişteki bu çelişkiyi giderebilecek yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Ben geçmişte yaşanan cumhurbaşkanı, başbakan tartışmalarının bundan sonra yaşanmayacağını düşünüyorum'' yanıtını verdi.
Arınç, ''AK Parti'nin kurucusu, partinin omurgası olmuş isimler Haziranda üçüncü dönem aday oluyorlar ve üçüncü dönem kriterine tabi tutulacaklar. Bir sonraki dönem partinin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, AK Parti'nin kurumsallaştığını, küçük, kısır bir parti olmadığını söyledi. Arınç, ''Öyle bir kadro var ki bugün 20 tane hükümet çıkarır'' dedi.
''AK Parti için 12 Haziran seçiminde tahmininiz nedir?'' sorusuna da Arınç, ''Yüzde 47 fevkalade güzel bir sonuçtu. Bunun altında kalmak değil, bunu muhafaza etmenin bile iyi bir sonuç olacağını düşünüyorum. Türkiye'de iktidar partisinin yüzde 40'ın üzerinde oy almış olması bence çok güvenlidir, çok istikrarlı bir rakamdır. Bu tekrar üçüncü dönem iktidar demektir. Amacımız da budur. Başladıklarımızı bitirelim, 2023'e Türkiye'yi hazırlayalım'' karşılığını verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara