YSK'nın bağımsız vekillere veto kararına Mazlum-Der'den protesto
Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun, BDP'nin desteklediklerinin de aralarında bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayını vetosuna, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) İzmir Şubesi üy
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-20 12:14:06
İzmir Adliyesi önünde toplanan Mazlum-Der üyeleri ve bir grup avukat, veto kararının barışı ve demokratik çözüm ihtimalini zora sokan, şiddetin önünü açan, meşruiyet krizini derinleştiren sonuçlar doğuracağını belirtti. Grup adına basın açıklamasını okuyan Yönetim Kurulu Üyesi Erkan, "YSK'nın verdiği kararın, formel açıdan yasal gerekçelere dayandığı ve dayanacağı açıktır ancak bu durum, yani Anayasa'nın 76. ve Seçim Kanunu'nun 11. maddelerine şekli olarak uygunluk değerlendirilmesi yapılmış olması, toplumsal ve siyasal meşruiyeti olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki pozitif hukukun kendi mantığı içinde dahi tartışmaya açık, çelişkili yanları olduğu da karardan etkilenen adayların beyanlarından ve kamusal tartışmalardan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan YSK kararlarına itiraz edecek bir merciin yokluğu da krizin bir başka temel nedenidir. Suistimale açık siyasal bir kavram olan terörün, Anayasa gibi temel bir metinde, milletvekili seçilme yeterliliğine engel olan, affedilemeyecek bir negatif statü nedeni olarak yer alması, özgürlüğü güvenliğe feda eden 12 Eylül sıkıyönetim zekasının eseridir. Tüm açılım, demokratikleşme süreç ve iddialarına rağmen bu zekanın hükümran olduğunu, ne yazık ki yaşayarak görmekteyiz. YSK kararı da bu politik bağlamın eseridir." şeklinde konuştu.
Bu kararla ortaya çıkan siyasi durumun, seçimin ve ondan sonra oluşacak parlamentonun meşruiyetini doğrudan tartışmaya açtığını öne süren Erkan, şunları kaydetti: "Başta iktidar partisi olmak üzere Meclis'te temsil edilen siyasal partiler, genel seçime giden yolda yeni anayasa yapmayı topluma vaadetmektedir ancak meşruiyet tartışmalarıyla oluşacak bir parlamentonun yapacağı anayasanın ne derece meşru olacağı ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır."
YSK'nın, karara yapılacak itirazları değerlendirirken belirtilen ağır siyasal sonuçları ve demokratik meşuiyet kriterlerini dikkate alınması gerektiğini ifade eden Suphan Erkan, şunları söyledi: "YSK, genişletici bir yorumla kararını düzeltmelidir. Keza bu tablo karşısında, olağanüstü toplantı için Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, iktidar ve muhalefet partilerinin derhal sorunun çözüm yeri olan Meclis'i göreve çağırması, görevi devam eden Meclis'in, seçimin ve oluşacak yeni parlamentonun meşruiyetini sağlayacak anayasal ve yasal düzenlemeleri yapması gerekmektedir. Aksi halde ortaya çıkacak meşruiyet krizinin ve oluşması kuvvetle muhtemel şiddet sarmalının sorumluluğu, çoğunluğu oluşturan iktidar partisi başta olmak üzere mevcut parlamento bileşeni partilere ait olacaktır. YSK yönüyle ise gerek sonuçları gerekse içeriği açısından verilen kararın keyfi ve provakatif olduğu, görevi ihmal ve kötüye kullanma suçunun unsurlarını taşıdığı kanaatindeyiz."
Haber Ara