Arap isyanları Çin'e sıçrar mı?
Ülkedeki 70 milyon parti üyesi ile büyüyen işadamı sınıfı açısından mevcut düzen kurallara bağlı kalanlara müthiş avantajlar sağlıyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-17 11:36:37
Eski ABD Başkanı Rıchard M. Nixon'ın 40 yıl önce Kızıl Çin ile diplomatik ilişki kurmasından beri geçen zaman içinde Amerikalı siyaset uzmanlarının kafasında tek bir fikir vardı: Çinli girişimcilerin ve çalışkan üniversite mezunlarının sayısı artıkça seçime dayalı demokrasi isteği yayılacak. Ancak başkent Pekin'in lüks alışveriş merkezlerinde bir gezinti, bu tür idealist fikirleri yerle bir ediyor. Çin'in liderlerinin zaman içinde geliştirdiği esnek ancak baskıcı rejim, kısa süre içinde yıkılacak gibi görünmüyor. Oriental Plaza adlı alışveriş merkezinde, Nike ve Abercrombie & Fitch marka elbise giymiş genç profesyoneller, açık bir şekilde Komünist Partisi yönetimine olan hayranlıklarını dile getiriyor.
30 yaşındaki sekreter Guo Ting, "Siyasi sistemdeki herhangi bir değişim, Çin'de tam anlamıyla kargaşa yaratır. Liderlerimiz iyi iş çıkarıyor" diyor. Guo benzeri eğitimli ve beyaz yakalı çalışanlar, devletin kısıtlamalarına ve kusurlarına anlayış göstermeye hazır olan ve kendine güveni giderek artan Çinli orta sınıfı simgeliyor. Yeni oluşan orta sınıfa göre bu tür kusurlar, rejimin kontrolünde gerçekleşen kesintisiz çift haneli ekonomik büyüme karşısında önemsizleşiyor. Ayrıca orta sınıf, baskıcı yönetimle gelen sosyal istikrarı takdir ediyor. Bu, statükoya muhalefet olmadığı anlamına gelmiyor. Toprakları istimlâk edilen çiftçiler, el koyulan arazileri için sokaklarda sürekli gösteri yapıyor.
Çin'de Arap tarzı bir "Yasemin Devrimi"nin kök salmasından korkan yetkililerin artan baskılarına rağmen, muhalifler çoğulculuk talebini sürdürüyor. Hoşnutsuz gençler ise liderleri hakkındaki alaycı eleştirilerini, mesajları sansürcüler tarafından silinene kadar internette paylaşıyor. Ancak Batılı uzmanların çoğu, iktidardaki Komünistlerin yakın bir zamanda devrilme tehlikesinden uzak oldukları konusunda hemfikir. California'daki Berkeley Üniversitesi'nden Çin uzmanı Kevin O'Brien, "Komünistler, dünyadaki Mısır ve Tunus benzeri ülkelerin liderinden çok daha esnek olduklarını gösterdi" diyor. Komünist Partisi'nin bu tür Darvinci evrim yeteneği 1989 sonrasında gelişti. O yıl basına yönelik kısıtlamalara ve yolsuzluğa karşı birleşen öğrenciler ve aydınlar, serbest seçim talebiyle 7 hafta boyunca Tiananmen Meydanı'nı işgal etmişti. Rejim bu gösterileri şiddetle bastırmasının ardından geçen yıllarda, halkı yeterince memnun etmenin yollarını araştırıp buldu. Böylece çoğu vatandaşını, sonu belirsiz demokrasi yanlısı sokak gösterilerine katılmaktan vazgeçirdi.
Çin'in liderleri ayrıca yakın zamana kadar siyasi reform yapma vaadinde bulundu. Ancak son Arap isyanları ve önümüzdeki yıl yapılacak liderlik değişimi hazırlıkları, buna yönelik umutları fiilen yok etti. Yine de çoğu Çinlinin hayatı daha iyi hale geldi. Son yirmi yılda, şehirlerde kişi başına yıllık gelir üç kattan fazla artarak 3 bin 100 dolara çıktı. Ortalama yaşam süresi 6 yıldan fazla artarak 75'e çıktı. Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin sayısı 46 milyon azaldı. Çin şehirleri, ülkedeki iyimserliği somut biçimde gösteriyor. O'Brien, "Yüzde onluk büyüme birçok sorunu çözüyor" diyor. Ancak aydınlar arasındaki siyasi değişime yönelik isteksizliği tek başına ekonomik büyümede açıklamakta yetersiz kalıyor.
Ülkedeki 70 milyon parti üyesi ile büyüyen işadamı sınıfı açısından mevcut düzen kurallara bağlı kalanlara müthiş avantajlar sağlıyor. Bunlar arasında devlet bankalarından alınan düşük faizli krediler ve devlet kontrolündeki ayrıcalıklı dev şirketlerin koruma altına alınması da var. Koruma altında olmayan yeni bir şirket, bu güçlü bürokrasi tarafından kolayca yok ediliyor. Mevcut sistem, hayatta kalma içgüdüsü ve bir parça açgözlülükle ilişkili olsa da partiye sadakati teşvik ediyor.
Siyasi reform konusunda çalışmalar yapan Dünya ve Çin Enstitüsü adlı Pekin merkezli sivil toplum örgütünün yöneticisi Li Fan, seçime dayalı demokrasinin girişimci elitin mevcut sistemden sağladığı faydaları tehdit edeceğini söylüyor. Fan, "Ekonomik reform sayesinde zenginleşenlerin, iktidarın veya refahın sunduğu ganimetleri kendilerinden alttakilerle paylaşmak konusunda bir çıkarı yok" diyor. Genel oy hakkının kırsaldaki kardeşlerinin aşırı güçlenmesine yol açacağı fikrine inanan 300 milyonluk orta sınıfı için de aynı şey söylenebilir. İdealist üniversite öğrencileri de dâhil olmak üzere birçok kişi, Çinli köylülerin ülke liderlerini akıllıca seçemeyecek kadar cahil olduklarına inanıyor. Dönemin Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin'in 2000 yılındaki bir röportajda dediği gibi, "İnsanımızın kalitesi çok düşük".
Demokrasinin şeytanlaştırılması, partinin en üst düzey kanun yapıcısı olan ve Mart ayında ülkeye, seçime dayalı demokrasinin Çin'i "iç karışıklığın dipsiz çukuruna" iteceği uyarısında bulunan Wu Bangguo türü liderlerden kaynaklanıyor. "Kaotik" diye nitelediği Tayvan gibi demokratik toplumları eleştiren Hong Konglu aktör Jackie Chan benzeri ünlüler, Çinlilerin otoriter yönetime ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Çinli şirket yöneticilerinin bulunduğu bir toplantıda iki yıl önce, "Denetlenmeyince her istediğimizi yaparız" diyen Chan, kuvvetli alkış almıştı. Her ne kadar sınıf atlayan Çinlilerin çoğunluğu bunu konuşmaktan hoşlanmasa da, demokrasi propagandası yapmanın önünde zorlu bir engel daha var: Tek parti yönetiminin sona ermesi çağrısında bulunan Liu Xiaobo, düzeni yıkmaya çalışmak suçlamasıyla 11 yıl hapse mahkûm oldu.
Xiaobo'nun geçen Ekim'de aldığı Nobel Barış Ödülü, ne onun durumunu iyileştirdi ne de devletin baskısını zayıflattı. Son haftalarda, içlerinde Pekin'deki Kuş Yuvası Olimpiyat stadının tasarımına katkıda bulunan tanınmış sanatçı Ai Weiwei'nin de olduğu elliye yakın entelektüel, insan hakları avukatı ve blogcu, muhalefete karşı yeni bir kampanya kapsamında tutuklandı veya "ortadan kayboldu". Hong Kong Şehir Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi Profesörü Joseph Cheng, "İnsanların yaşam standartlarında ciddi bir iyileşme gördükleri doğru. Ama kendilerini tehlikeye atarak da bir şey kazanamayacaklarını da biliyorlar" diyor. ANDREW JACOBS / The New York Times / Sabah ek
SON VİDEO HABER
Haber Ara