Prof.Dr. Fayda: Ben de Kenan Evren'in YÖK Kanunu mağduruyum

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Fayda, Kenan Evren'in getirdiği YÖK Kanunu'nun mağdurlarından birisi olduğunu söyledi. Fayda, 1985 yılında YÖK Kanunu nedeniyle yerinde profesör olma imkânı bulamadığını bu kuralın 1982'den 1987'ye kadar uygulandığını belirtti.
    Prof. Dr. Mustafa Fayda, Çukurova Üniversitesi Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İlk Devir İslam Fetihleri" Konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
    Prof. Dr. Fayda, yerinde profesör olamama kuralı yüzünden Ankara'dan İstanbul'a profesör olarak tayin olduğunu kaydetti. Fayda şöyle devam etti: "Yani Kenan Evren'in YÖK Kanunu'nun (eğer buna mağduriyet denilecekse) mağdurlarından birisiyim. Sonra Evren cumhurbaşkanı iken bir serbest bıraktı; kadrosuz birçok arkadaş bile profesör oldu. Üniversite camiasında olanlar bunu çok iyi bilir. Profesörlüğüm geldiğinde İslam Tarihi için bir tek kadro kalmıştı. O da Marmara İlahiyat'tı. Mecburen oraya gittim. Yıllarca tek profesör kaldık." dedi.
    Prof. Dr. Mustafa Fayda, Hz. Ömer(ra)'in sırtından doçent ve profesör olduğunu kaydetti. İlahiyatçıların önemli bir kısmının başta Hz. Muhammed (sav) olmak üzere diğer İslam büyüklerinin hayatlarını inceleyerek belli unvanları elde ettiğine işaret eden Fayda, "Acaba İmam Gazali, İmam–ı Ebu Hanife, İmam–ı Maturidi, Mevlana, Farabi, İbn–i Rüşt, İbni Sina ve diğerlerinin sırtından kaç kişi doçent, profesör oldu?" diye sordu.
    Müslümanların Avrupa'nın midesine oturduğunu anlatan Fayda, Avrupa'daki katolik Hristiyan ve onun içinden çıkan proteston dünyasının 'ötekiyle birlikte yaşama' kültürüne hiç sahip olmadığını vurguladı.
    Ülkenin cumhuriyet, demokrasi, laiklik, insan hakları gibi kavramları batıdan aldığını aktaran Fayda, şunları kaydetti: "İnsanımızın boynu bükük. Ben buna çok üzülüyorum. Hâlbuki bizim medeniyetimiz bir başkaydı. Bugün insan hakları deniliyor. Anam bana bunu insan hakkı diye öğretmedi. Bu genlerimize işlemiş 'kul hakkı' terimidir. İnsan haklarının patenti batıya ait. En fazla yüz yıllık bir hikâye. Hâlbuki bizde iki büyük günah vardır: Şirk ve kul hakkı. Biz buna kul hakkı deriz ve helalleşmeden evden çıkmayız."