'NEFRET SUÇLARI' KONFERANSI -AVUKAT ORHAN KEMAL CENGİZ: 'SAĞLIKLI TOPLUMLAR

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi ile Sosyal Değişim Derneğince ortaklaşa düzenlenen 'Nefret Suçları' konferansı başladı.
Konferansın Taksim Hill Otel'deki açılış oturumunda, 'Toplumsal bellek ve geçmişle yüzleşme' konusu ele alındı.
Moderatörlüğünü Hayko Bağdat'ın yaptığı toplantıda konuşan, Malatya'daki Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili davanın müdahil avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, Ahmet Kaya hakkında olumsuz yazı yazan hiç kimsenin daha sonra özeleştiri yapmadığını ve aynı durumun Hrant Dink olayında da oluşturulduğunu söyledi.
Türkiye'de Zirve Yayınevi cinayeti gibi olayların sürekli yaşandığını öne süren Cengiz, 'Sağlıklı toplumlar için tarih tekerrür etmez, ancak tarihinde travmalar olan ve bunlarla yüzleşmeyen toplumların tarihi tekerrür eder' dedi.
Cengiz, yüzleşilmedikçe bu olayların devam edeceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
'Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı, büyük bir nefretin sonucudur. Bu nefret üretilmiş bir nefrettir. Biz bu tür nefret uyandırmalarda hep ulusal medyayı düşünüyoruz, ancak yerel medyanın da bu konularda büyük etkisi var. Zirve Yayınevi katliamıyla 'Ergenekon' arasında ilişkiler var. 'Ergenekon'un 'Lobi' belgesinde, 'sivil toplumun ele geçirilmesinden' bahsediliyor. 2004-2005 yıllarında bu amaçla birçok dernek kuruldu. Bunların yaptığı iki önemli iş var; birincisi aydınları linç etmek, diğeri misyonerliğe karşı paranoya yaratmak. O yıllardan itibaren misyonerlere karşı birçok saldırı oldu. Şimdi 'Ergenekon' davası ile Zirve Yayınevi katliamının dosyaları birleştirildi.'

-GÜLTEN KAYA-

Sanatçı Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya da nefret uyandırmanın cezalandırıcı sonuçları olduğunu ve lince dönüştüğünü söyledi.
Toplumsal bellekte yer alan olumsuz olayların, silinmeye çalışılsa da hafızalarda kalacağını belirten Kaya, iktidar sahiplerinin tarih boyunca toplumların cahil olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Kaya, medyanın toplumsal nefret uyandırma ve bazı toplumların sindirilmesi gibi konularda etkin rol oynadığını öne sürerek, 'Türkiye'de merkezde ve muhalefette duranların nefret uyandırıcıların başlarını okşadığını' iddia etti.
Tarih boyunca kimi insanların belleğinde oyunlar oynandığını savunan Kaya, '12 yıl geriye gidersek medya marifetiyle işlenen tipik bir nefret suçuna hep beraber bakalım. Ahmet Kaya adında bir müzik adamı 1999'un Şubat ayında bir ödül töreninde yaptığı konuşmada yeni çıkacak albümüne bir Kürtçe şarkı koyacağını söyledi. Daha sonra Kaya'ya salonda küfürler edildi ve çatallar fırlatıldı. Daha sonra medyada Ahmet Kaya'nın aleyhinde yazılar yazıldı, haberler yapıldı. Bu olay medya marifetiyle işlenen bir nefret suçudur' diye konuştu.
Kaya, eşi hakkında basında çıkan olumsuz haberlerin yer aldığı gazete kupürlerini gösterdi.
Dink ailesinin avukatı Ergin Cinmen ise Hrant Dink'in cenazesindeki kalabalığın çok önemli olduğuna işaret ederek, 'Bana göre bu, Türkiye'de toplumsal kırılma noktasıdır' dedi.
Hrant Dink davası sürecini anlatan Cinmen, ilgili kurumların, daha işlenmeden önce cinayetten haberleri olduğunu öne sürdü.
Konferans, 16 ve 17 Nisan'da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılacak 8 oturum ve 6 atölye çalışmasıyla devam edecek.