Mahkeme, Kandil grubunun Kürtçe savunma isteğini reddetti

Terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki Kandil ve Mahmur kamplarından gelen grubun Diyarbakır'da karşılanması sırasında, terör örgütünün propagandasını yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan Yılmaz Dünen, Ayla Yıldırım, Mehmet Şerif Gençdal ve Nurettin Turgut'un yargılanmasına devam edildi. KCK duruşmasında sanıkların Kürtçe savunma talebini kabul etmeyen mahkeme, bu sanıkların da aynı talebini reddetti.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Nurettin Turgut ile avukatı hazır bulundu. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Nurettin Turgut, savunmasını ana dili olan Kürtçe'de yapmak istediğini belirterek, savunmasını Türkçe yapmayacağını söyledi. Mahkeme heyeti, Kürtçe savunma yapmak ve kendisine tercüman atanması talebinde bulunan Turgut'un savunmasını bugüne kadar Türkçe yaptığını hatırlatarak Kürtçe savunma ve tercüman atanması talebini oy birliği ile reddetti. Mahkeme heyeti bu uyarıyı yaptıktan sonra sanık Turgut'a söz hakkı verdi. Sanık Turgut yine Kürtçe konuşmaya başlayınca, Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, "Sanığın Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dilde savunma yaptığı görüldü" şeklinde tutanaklara geçirdi.

Müvekkilinin Kürt sorununun çözümü için Türkiye'ye geldiğini ileri süren avukat Ferda Miran, "Bu sorunun en önemli ve kördüğüm oluşturan Kürtçe dilinin yasal çerçevede kamusal alanda kullanılması ile birlikte bu sorunun çözümünde önemli bir adım teşkil eder. Mahkemenin Kürtçe savunma talebini reddetmesi Lozan Antlaşması'nda müvekkillimin savunmasını Kürtçe yapması konusunda bir engel teşkil etmemektedir. Bu şekilde mahkeme heyeti müvekkilimin savunma hakkını kısıtlıyor." iddiasında bulundu.

Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. İddianamede Diyarbakır'daki karşılama töreninde yaptıkları konuşmalarda terör örgütünün propagandasını yaptıkları gerekçesiyle sanıkların 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Kuzey Irak'taki Kandil ve Mahmur kamplarından 19 Ekim 2009'da gelen 4'ü çocuk 34 kişiden 29'u savcılık, 5'i Silopi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından serbest bırakılmıştı.