"Çocuğumun şehit edilmesinde büyük ihmaller var, acımız 100 kat daha fazlalaştı"

Hakkâri'nin Habeşti Üs Bölgesi'nde PKK saldırısı sonucu çatışmada şehit düşen Jandarma Er Selman Özay'ın babası Rahim Özay, çocuğunun şehit edilmesinde zafiyet ve büyük ihmaller olduğunu ve çocuğunun dağda unutulduğunu öğrenmeleriyle acılarının 100 kat daha arttığını söyledi.
Şehit babası Rahim Özay görev ihmalinden yargılanan üsteğmenin, "Çatışma sonrasında Selman Özay'a seslendim ve Selman bana kayalıkların arkasından, 'Ben iyiyim komutanım benim bir şeyim yok' dedi. Biz de yaralıları helikopterle hastaneye naklettik. Selman'ın daha sonra üst bölgeye geçtiğini sanmıştım. Daha sonra Hakkâri'deki hastaneyi aradığımda hastaların yanında refakatçi olarak bir uzman ve bir er var cevabı aldım. Eri Selman sanmıştım." şeklinde savunma verdiği iddiasında bulundu.
Baba Özay, "Her şeyde olduğu gibi oğlumuzun şehit edilmesinde zafiyet ve ihmaller mevcut. Ordumuzla gurur duyan ordumuzla övünen inançlı insanlarız. Biz o ocağın peygamber ocağı olduğunu bilen insanlarız. Ordumuzla herhangi bir sorunumuz yok fakat akşam 9'da baskın oluyor, sabah 8.30'a kadar çocuğum olay mahallinde kalıyor. Tabi biz bunu duyduğumuzda ızdırabımız acımız bir kat değil 100 kat daha fazlalaştı." dedi.

"ÇOCUĞUM DAĞDA UNUTULMASAYDI YAŞIYOR OLUR MUYDU"
Şehit babası Özay, "Biz çocuğumuzun şuanda ne şekilde şehit edildiğini, ne zaman ruhunu teslim ettiğini, eğer çocuğumuz diğer yaralı askerlerle alınsaydı hastaneye yetiştirilseydi, çocuğumuz kurtulur muydu? Müdahale edildiğinde kurtulmaz mıydı? Bunu bilemiyoruz. Tabi ki bunu da araştıracak olan devletimiz bizim yargıçlarımız bunu en iyi şekilde araştıracaklarından ben eminim. " diye ifade etti.

"ÇOCUĞUMUN BULUNDUĞU ÇADIR, ASKERLERİMİZİN ATIŞ İSTİKAMETİNE YÖNÜNDE KONUŞLANDIRILDI"
Özay şunları söyledi: "Biz devletimizden şunu istiyoruz. Bizim çocuğum şehit oldu biz buna inanıyoruz. Askerde de bu gibi olayların olabileceği kanaatindeyiz. Fakat bizim çocuğumuzun şehit olmasında büyük ihmallerin olduğunu biz tahmin edebiliyorduk. İhmalleri olan komutanlar hakkında görev ihlali suçundan kamu davası açıldığına biliyoruz Fakat, bizim çocuğumuz istihkam eriydi. Hakkâri Şemdi Habeşli Yaylası'nda yol açma faaliyetlerinde bulunuyordu. Çocuğum telefon görüşmesinde, 'Baba biz yol açma faaliyetlerinde bulunuyoruz. Bizi koruyanlar çok, çok iyi korunuyoruz.' diyordu. Olay yeri krokisinde ise çocuklarımız akşam istirahatında öyle konuşlandırılmış ki, sanki bizim askerlerimizin mevziden ateş ettiği anda ateş sahasına gelecek şekilde konuşlandırılmış, bu büyük bir ihmaldir. Biz de askerlik yaptık."

"MAHKEME HUZURUNDA KOMUTANLAR BİRBİRİNİ SUÇLUYOR"

Üst komutanın alt komutanı çadır konuşlandırılması yönünde uyardığı ve alt komutanı emri uygulamadığını öğrendiğini belirten Özay şu iddiada bulundu: "Ne hikmetse, tabur komutanı kol komutanına emir veriyor, o emir uygulanmıyor. Bizim algılayamadığımız taraf bu. Askerde mutlak suretle emir verildi mi emir uygulanır. Uygulanmazsa ise gerekli işlemler yapılır. Çocuğumuz bu ihmaller yüzünden şehit oldu." diye konuştu.

"GÖREV İHLALİNDEN YARGILANAN SUBAY, UYARIDA BULUNMASINA RAĞMEN DİKKATE ALINMAMIŞ"
Görev ihlalinde komutanlara açılan davanın dosyalarını incelediğini ve büyük ihmallerin olduğunu belirten Özay, bir üsteğmenin verdiği ifade karşısında kanlarının adeta donduğunu belirterek şunları kaydetti: "Askeriyenin tuttuğu ceride defterindeki kayıtta, Termal kameralarda 6–7 kişilik bir grubun sınırdan geçtiği tespit ediliyor ve önlem alınmıyor. Yine kol komutanı üsteğmen Mehmet Mazı'nın ifadesinde de geçiyor. Diyor ki, 'Ayın 26'sında birçok bir bayan bir erkek mantar toplama bahanesiyle bölgemize geldiler biz istihbarat subayına bildirdik, istihbarat subayı onların jandarma tarafından geldiğini söyledi. Dürbünü elime alıp takip ettiğimde mantar toplamadıkları mantarın üzerlerine bastıkları gördüm. Tekrar istihbarat subayına döndüğümde ise gerekli cevabı alamadım.' ifadesinde buyuruyor. Niçin bu önlemler alınmadı. Bunun biz büyük bir zafiyet olduğuna inanıyoruz."