2009'da, krizin tam ortasında, o zamanın şartlarına göre yaptığı değerlendirmenin doğal olduğunu ifade eden Koç, bugünkü şartlarda AK Parti'nin seçimlerden büyük ihtimalle birinci parti olarak çıkacağını dile getirdi.
Taraf'ın Wikileaks belgelerine dayanarak verdiği haberde 9 Temmuz 2009'da ABD'nin o günkü Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ile Koç Grubu'nun tepe yöneticilerinin holdingin Nakkaştepe'deki malikânesinde bir öğle yemeğinde buluştuğu belirtiliyor. Jeffrey'nin, yemekte konuşulan konuları 'Koç yöneticileri Türkiye'nin ekonomisini değerlendiriyor' başlığıyla ABD Dışişleri'ne bir rapor şeklinde ilettiği ifade ediliyor. Rapora göre Mustafa Koç, 2011 seçimlerinde AK Parti'nin Meclis'teki çoğunluğu yitirebileceğini, yeni dönemde AK Parti-MHP ya da CHP-MHP koalisyonu kurulabileceğini dile getiriyor. İktidarın, küresel kriz ortamında ekonomiyi iyi yönetemediğinden yakınan Koç, IMF'den yardım alınmadığı takdirde borç krizine girileceğini kaydediyor.
Koç Holding'in dün yapılan 47. Olağan Genel Kurul toplantısına Wikileaks belgelerinde yer alan değerlendirmeler damgasını vurdu. Nakkaştepe'deki holding merkezinde yapılan toplantıda Mustafa Koç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye tarihinde ilk defa seçime gidilirken seçim ekonomisi uygulanmadığını belirten Koç, aksi halde enflasyonun yüksek çıkacağını vurguladı. Koç, "Şu anda 40 yılın en düşük enflasyonunu yaşıyoruz. Plan ve projelerimizi bunun üzerine bina edip çalışma yürütüyoruz. Hem biz hem de iş dünyasının kafası çok rahat." dedi. Koç, Wikileaks belgelerinde yer alan ifadelerinde, hükümete karşı eleştirisinin bulunmadığını ifade etti. Bu tip istişare toplantılarını yabancılarla sık sık yaptıklarına dikkat çeken Koç, şöyle konuştu: "Öyle bir algılama varsa veya sayın büyükelçi bunu bu şekilde Washington'a ilettiyse bu kendisinin yorumudur. Özel sektör iktidarı kötü işler için eleştirmiş, yanlış gördüğü şeyleri de eleştirip ikaz etmiştir. Bunu bu şekilde yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Benim böyle bir iddiam olmamıştır. Ancak 20 ay evvelinin şartları ışığında değerlendirmeler yapılmıştır. Bundan daha normal bir şey olacağını zannetmiyorum." 2008'de yaşanan krizin ardından şirket olarak ister istemez endişe duyduklarını kaydeden Koç, "O bakımdan tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Bir de unutmayın ki bu belediye seçimlerinden hemen sonra patlak veren bir krizdi. Her türlü senaryoyu insanın aklına getirmesi gayet doğaldı. Bunu başka platformlarda da dile getirdim. IMF'nin önemi üzerine vurgu yapıyorduk. Ancak hükümet IMF'siz bu süreci çok iyi yönetti. Çok az yara alarak bu süreci atlattık." açıklamasında bulundu.
Mustafa Koç, CNBC-e Televizyonu'nda da konuya açıklık getirdi. Büyükelçi Jeffrey ile defalarca görüştüğünü vurgulayan Koç şunları söyledi: "En son görüştüğümde 2009 senesinde krizin tam odak noktasında hatırladığım kadarıyla bundan sonraki seçimlerde AKP'nin dışında nasıl bir oluşum olabilir veya olası senaryolarla ilgili yapılmış olan bir görüş alışverişi. 'Bir koalisyon olabilir mi, niye olmasın, Türkiye'de her şey olabilir' gibi yorumlarda bulunduğumu da hatırlıyorum. Ama bunu bugün bir gazete, 'adı üstünde Taraf' çıkıp kasıtlı bir şekilde böyle bir başlık atmasını ben çok çirkin buldum." O zamanın şartlarına göre bunları değerlendirmenin doğal olduğunu ifade eden Koç, "Fakat çok şükür ekonomide değişiklikler olursa o her zaman birtakım değişikliklere neden olabilir siyasi olarak. Ama ülkenin ekonomisi iyi giderse -ki Türkiye bu imtihanı gayet iyi verdi- bu da en çok işin başındaki partiye yarar ki nitekim öyle oluyor. Bundan alnımızın akıyla başımız dik bir şekilde hep birlikte çıktık ülke olarak. Bugünkü koşullarda AK Parti birinci parti olarak duruyor önümüzde. Seçimlerde de büyük bir olasılıkla birinci parti olarak çıkacak. Burada Meclis kompozisyonu çok önemli." dedi.
Koç, soru üzerine AK Parti'ye karşı bir durum sergilemek veya bu parti ile beraber olmak gibi bir durumun olmadığını ifade ederek, "İktidar partisi elinden gelen en iyi şeyi ülke için yapmaya çalışıyor. Zaman zaman ters düşebiliyoruz. Mevcut hükümetlerde de bu ve benzer yaklaşımlar olmuştur. Mühim olan üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Ülkenin geleceği için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Seçilmiş hükümetle de istişare halindeyiz." ifadelerini kullandı.
Zaman
