Her halükarda ölenler Libyalılar
Savaş cephelerindeki duruma gizemlilik damgasını vuruyor ve genelde haberler, tek bir kanattan yani Batılı medya organlarından ve bazı Arap televizyonlarının muhabirlerinden geliyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-04-06 09:31:50
Savaş cephelerindeki duruma gizemlilik damgasını vuruyor ve genelde haberler, tek bir kanattan yani Batılı medya organlarından ve bazı Arap televizyonlarının muhabirlerinden geliyor. Zira resmi Libya medyası zayıf ve profesyonel değil, nesnelliğe muhtaç durumda ve propagandaya çok daha yakın.
Koalisyon uçakları, resmi Libya hedeflerine günlük saldırılarda bulunuyor. Hedeflerin yapısını ve masum sivillerin ölümüne sebep olup olmadığını bilmekse zor. Fakat her halükarda ölenler Libyalılar. Batılı haber ajansları, Kaddafi güçlerinin Bin Cevad kentini ve devrimcilerin başlattıkları karşı saldırıda ele geçirdikleri yakın mevzileri geri aldığı haberini duyurdu. Ayrıca Kaddafi güçleri, Mısrata kentindeki alan kazanımlarını savunmaya da devam ediyor. Bu da kolay kolay sona ermeyecek gibi görünen, uzun ve kanlı bir çekişmeyle karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor.
Belki de Kaddafi güçlerinin çatışmaları bu denli sert biçimde sürdürmesi, ABD Başkanı Barack Obama’yı inatçı Libya liderini güç kullanarak devirme çabasına götürmesine ve ülkesinin bu hedefi gerçekleştirmek için kara kuvvetlerini göndermeyeceği açıklamasına sevk etti.
Medyaya güven kayboldu
Güvenlik Konseyi’nin Libya kararının, ülkedeki rejimi değiştirmek ve liderini iktidardan güç yoluyla indirmek gibi açık bir yetki vermediği doğru, ancak herkesin bildiği gerçek, devrimcileri destekleyen Batılı koalisyonun bu hedefi göz önüne koyduğu ve bütün araçlarıyla bunun için çalıştığı. Ayrıca birçok ülke, Libya’nın yasal tek temsilcisi olarak Geçici Ulusal Konsey’i tanımaya başladı bile. Bu tanıma, diplomatik ilişkilerin kurulması, Bingazi’de elçiliklerin veya temsilciliklerin açılması demek.
Libya’da devrimin patlak vermesinden 42 gün sonra başkent Trablus’un ve yanı sıra Zaviye, Sebha ve Sirte gibi belli başlı kentlerin hâlâ Kaddafi güçlerinin elinde olması da dikkat çekici. Ayrıca Libya liderinin kampında son zamanlarda bölünmelerin olduğu veya devrimin başlarında olduğu gibi ordu tugaylarının devrimcilere sığındığı gibi bir duyum da almadık. Mevcut geçici konseyin başkanı olan eski Adalet Başkanı Mustafa Abdulcelil, İçişleri Bakanı Abdulfettah Yunus ve eski Dışişleri Bakanı Abdurrahman Şelkam da dahil birçok belirgin ismin ayrılmasından bu yana devrime katılan bakanların sayısında çok da bir değişiklik olmadı aslında. Bu istifaların devam etmemesini, bakanların Bab ül-Aziziye karargâhında tutulmuş olmaları ve ayrılmalarının engellenmesiyle gerekçelendirenler var. Fakat bu isimlerden bazıları, ya resmi görevler için Libya’dan ayrıldı ya da Trablus’taki işlerinin başına döndü. Zira görevden ayrılmayı gerçekten düşünselerdi, bunu yaparlardı.
Bu soruları araştırmak, bazı Batılı medya organlarının yayımladığı fakat aslında doğru olmayan birçok bilginin gölgesinde Libya’da yaşananlarla ilgili gerçeğe en yakın tabloyu çizmek için gerekli. Bu durum, insanların aklının karışmasına ve medya organlarına duyulan güvenin büyük ölçüde kaybolmasına yol açtı.
Kaddafi, düşmanlarının arzuladığı biçimde iktidardan kolayca ayrılmayacak ve etrafında hiç dostu kalmadı. Ayrıca NATO uçakları, günlerdir süregiden bombardımanlardan sonra yakında bombalayacak hedef bulamayacak, çünkü askeri sistemin imkânları oldukça sınırlı. Bu durum, rejimin devrilmesinin tek yolunun Batılı kara güçlerinin gönderilmesi olduğu sözüne götürüyor bizi. Zira devrimci güçlerin eğitimi ve NATO tarafından silahlandırılması, bu bağlamda istenen hazırlığa ulaşmak için uzun zaman gerektiriyor.
Zengin Doğu, fakir Batı
Bizler özetle yıllar olmasa da aylarca uzayabilecek kanlı bir savaşla karşı karşıyayız şimdi. Elimizdeki bütün göstergeler, Doğu ve Batı Libya yönünde bir bölünmenin gerçekleşeceğine işaret ediyor. İlki, korkunç petrol rezervleri üzerinde oturan zengin Doğu Libya; ikincisi de uluslararası abluka altındaki yoksul Batı Libya. Batı dünyası da petrol istiyor ve görünen o ki petrolü elde etti.
Kaddafi güçlerini Bingazi, Ra’s Lanuf ve Berika’dan çıkardıktan sonra, Kaddafi’den petrolü almakta başarılı oldu. Kaddafi’nin rejimi devirmek için askerlerin hayatını sunma eğiliminde olduklarını düşünmüyoruz. Baskın kanaat, bu rejimin zayıflamaya bırakılacağı ve nihayetinde çürük bir meyveye dönüşeceği yönünde.
(Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, Başyazı, 30 Mart 2011)
SON VİDEO HABER
Haber Ara