Okumak için Kıbrıs'ı tercih ettiğine bin pişman

Türkiye'den her yıl binlerce öğrenci üniversiteyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde okumayı tercih ediyor. Ancak bu öğrencilerin büyük kısmı vakıf üniversitesi olan bu eğitim kurumlarından 'farklı bahanelerle' bir türlü mezun olamıyor. Kıbrıs'a büyük umutlarla giden öğrenciler 4 yıllık fakülteyi 15 yılda ancak bitirebiliyor. Veliler, eğitim kurumlarının öğrencileri derslerden kasıtlı olarak bırakarak para kazanma yoluna gittiğini iddia ediyor.
    Gırgır Dergisi'nin yazarı Bülent Tekin'in kızı Türkan Gülistan Tekin, liseyi bitirip Kıbrıs'taki Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yerleştiğinde 17 yaşındaydı. Tekin, bugün 31 yaşına gelmesine rağmen hala mezun olamadı. 4 yıl boyunca bütün derslerinden geçen Gülistan, son sınıfa geldiğinde Miras ve Medeni Hukuk derslerine takıldı. Azimle çalıştı, hatta iddiasına göre, arkadaşlarından daha yüksek puan aldı. Buna rağmen üniversite kayıtlarında derslerden kaldı gösterildi. Yıllarca iki derse çalışmaya devam etti, ancak her defasında aynı sorunla karşılaşınca 15 yılı geride bıraktı. Gülistan'ın yazar olan babası kızına yapılan bu hakaret karşısında defalarca yetkilileri ulaştı ancak bir türlü netice alamadı. Yazar Bülent Tekin, 1997 yılında üniversiteye kaydını yaptıran kızının bugüne dek tüm uğraşlara ve çalışmasına rağmen mezun olamadığını söyledi. Tekin, "17 yaşında okulunuza kaydettiğim kızım bugün 31 yaşlarında orta yaşlı bir insandır. Bundan dolayı da bir insan olarak çok üzgünüm. Türkiye'de bayanlar için emekli olma şartının 20 yıl olduğu düşünüldüğünde bu okulda şimdilik 15 yıldır sürünmesinin çağdaş bir eğitim ve legal bir kurumun hazmedeceği (kabulleneceği) bir durum olmadığını düşünüyorum." dedi.

    "DERSLERDEN KALAN ÖĞRENCİ PARALI BÜTÜNLEME SINAVINDA GEÇİYOR"
    "Kızımı okula yollayacak paramızın bile tükenmekte olduğunu söylemek istiyorum. Hepimiz üniversite okuduk ve ders geçme zorluğunun bir dereceye kadar yeri vardır." diyen Tekin, kızının mezun olabilmesi için yaz aylarında bile kendisine özel ders verildiğini söyledi. Tekin, "Kasım 2010'da okulun yaptığı bütünleme sınavına girdi ve maalesef derslerden geçemedi. Bunun üzerine Ocak 2011'de okulun bu kez (bana göre YÖK'ten ve YÖDAK'tan gizleyerek yaptığı) Ara Sınav programı adı altında yapılan sınav sürecinde bu iki derse yeniden girdi. Bugün itibariyle sonuçlar hala ilan edilmemiştir. Ancak benim kanaatim yine derslerden bırakılacağı yönündedir. Bu okulda daha önce de kızım "Anayasa" dersinden geçtiği halde okulun arşivinin ve ders çizelgelerinin tutulma sisteminin eksikliği nedeniyle transkripinde bu ders zayıf görülmekteydi. Okula gönderdiğim transkript ve ders alma belgesinde o dersten geçtiği belli olduğunu kanıtladığım için midir salt Anayasa Hukuku'ndan geçtiğinde bende soru işaretleri yaratmıştı. Yani 2010 Ocak ayında yapılan paralı bütünleme sınavı sonucunda nihayet Anayasa Hukuku dersinden mükerrer (iki defa ve aynı notla) geçebilmişti. Bu bir skandaldı! Yani kızım Anayasa Hukuku dersinden iki defa geçmek zorunda bırakılmıştır. Bu çok tuhaf bir durumdur. Bur anlatımımı okulun durumunun daha iyi değerlendirilebilmesi için yaptım." diye konuştu.

    İTİRAZ DİLEKÇELERİ DİKKATE ALINMIYOR
    Kızının geçer not beklediği tüm bütünleme derslerine-sınav sonuçları henüz açıklanmamış olan bu son sınav hariç olmak üzere-itiraz dilekçeleri verdiği halde hiçbir ders hocasının dilekçeleri dikkate almadığını anlatan Tekin, sınav kâğıtlarının bir kez daha değerlendirilmesinin adalet öğreten bu okul için daha şık olacağını kaydetti. Tekin şunları söyledi:
    "Birçok okuldaki öğrencilerden daha iyi sınav kâğıtları veren bu öğrencinin 15 yıldır sürünmesinin hakkaniyete sığmadığını düşünüyorum. YDÜ'de kızım gibi 15 yıllık veya bir iki yıl daha az olan öğrenciler sırf para geliyor diye mağduriyetleri dikkate alınmaksızın sürünmektedirler. İnternet sitesindeki kişisel sayfasına girdiğinizde sanki 5-6 yıllık öğrenciymiş gibi (transkript ve para ödemeleri açısından) görülmektedir. Bu büyük bir hatadır. YÖK'ü bu konuda haberdar ettiğim halde sadece YDÜ'den gelen yanıta itibar etmektedir. Oysa YÖK tarafsız davranmalıdır. En azından 15 yıllık öğrenci olma sorununu ve yatırılan paralarla bir ailenin yok olma durumunu dikkate alıp incelemesi (müfettiş görevlendirmesi) gerekirdi. Kızım gibi çok sayıda öğrenci bu durumdadır. Bu okula sürekli borçlanmaktayız ve sanki okul bizi madden bittirmek, dilenci haline sokmak istemektedir. Bu davranışın akıllarda sadece okulun para kazanmış olması için yaptığı intibası kalmaktadır. Okul sürekli bir bahaneyle (yedi yılını doldurmuş ve üç ders ve azı gibi) paralı sınavlar yapmakta ve öğrencileri büyük ölçüde sınıfta bıraktırmaktadır."