Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İbrahim Şahin: Kozinoğlu, özel tim kursunda öğretmenlik yapıyordu

Ergenekon davasının tutuklu sanığı İbrahim Şahin, savunmasında kendisinin kurduğunu söylediği özel timle ilgili bilgiler verdi. Şahin, "Özel timde üniversite mezunu 11 kişiydik. Sayımızın artırılmasını talep ettik ve 1985-1986 yıllarında 50-60 kişiye

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-04-05 10:21:17

İbrahim Şahin: Kozinoğlu, özel tim kursunda öğretmenlik yapıyordu
Ergenekon davasının tutuklu sanığı İbrahim Şahin, savunmasında kendisinin kurduğunu söylediği özel timle ilgili bilgiler verdi. Şahin, "Özel timde üniversite mezunu 11 kişiydik. Sayımızın artırılmasını talep ettik ve 1985-1986 yıllarında 50-60 kişiye ulaştık. Aramıza yeni katılanlar için Ankara'da yeni bir kurs verildi. Korkut Eken ile bir kez de orada karşılaştım. Aynı dönem Kaşif Kozinoğlu da kursta öğretmenlik yapıyordu." dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci Ergenekon davasının 113. duruşmasına Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, Levent Ersöz, Mustafa Levent Göktaş, Oğuz Bulut ve İbrahim Özcan katılmadı. Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmada hazır bulundu.
Çapraz sorgusu dünkü oturumda yarıda kalan tutuklu sanık İbrahim Şahin, "Soruları duyamıyorum ve yanlış cevap veriyorum." diyerek bundan sonra kendisine sorulacak sorulara avukatının cevap vereceğini söyledi. Ancak Şahin, çapraz sorgusu sırasında kendisine yöneltilen sorular karşısında da sessiz kalmadı.
Soruşturma kapsamında yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmatlarla ilgili olarak suçlanan tutuklu sanık Mustafa Dönmez, sanık İbrahim Şahin'e evinde bulunan krokilere dayanılarak bazı kazılar yapıldığını hatırlattı. Dönmez, ardından da bu kazılarda ele geçirilen mühimmatlardan sis bombası kabının kaybolduğunu, farklı kazılarda ele geçirilen mühimmatların da birbirleriyle büyük benzerlikler gösterildiğini savandu. Dönmez, sanık Şahin'e, "Bu mühimmatlarla ilgili bir inceleme yaptırdınız mı?" diye sordu. Mühimmatlara ilişkin krokide el ve parmak izinin bulunmadığını ileri süren Şahin, bu konu ile ilgili bir inceleme yaptırmadığını söyledi.
Savunma ve savcılık ifadelerinin okunduğu sırada Susurluk kazası ile ilgili bilgiye sahip olduğunu, hatta yazdığı kitapta bu konuları da anlattığını belirten sanık İbrahim Şahin, beklenildiği gibi çapraz sorgusunda da Susurluk kazasını ilgilendiren çok sayıda soruyla karşılaştı. Ancak Şahin'in, Susurluk'la alakalı bu sorulara yeni ya da önemli sayılabilecek bilgiler vermek yerine daha önceki söylediklerini tekrar etmekle yetinmesi dikkat çekti. Şahin'in, terör konusunda aldığı istihbarat bilgilerini askeri yetkililere bildirmesi konusunda kendisine aracılık yaptığı ileri sürülen Fatma Cengiz'in, dünkü oturumda devamlı el kaldırmasına rağmen bugün sadece iki soru sorduğu gözlendi. Oysa Mahkeme Başkanı Şengün tarafından duruşmayı dikkatle dinlemesi istenilen sanık Cengiz, dünkü oturumda sık sık söz almak ve açıklama yapmak için el kaldırmıştı. Cengiz'in, soruları sırasında sanık İbrahim Şahin'e "İbrahim ağabey", "İbrahim bey" ve "Başkan" diye hitap ettiği görüldü.
Sanık Cengiz'in, "İbrahim ağabey, Fahri Kepek ile seni yüz yüze tanıştırdım mı?" şeklindeki sorusuna Şahin, "Hayır" cevabını verdi. Daha sonra da Sanık Oğuzhan Sarıoğlu, "Matild Sansaryan ismini başkana ben söyledim. Tunceli'den Erzincan'a PKK ile irtibatı var diye duydum ve bildirdim." şeklinde bir açıklama yaptı.

'KORKUT EKEN, ÖZEL HAREKAT KURSUNDA ÖĞRETMENDİ'
Sanıkların ardından çapraz sorguya devam eden üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin sorularının büyük bir bölümünün Susurluk kazasında ismi geçen kişilerle ilgili olduğu gözlendi. Özese, "Dün, özel harekatı sizin kurduğunuzu söylediniz. Bu süreci anlatır mısınız?" diye sordu. Şahin, "Ben kurdum derken, ilk kurulmasında ben kurucu görev aldım. 1983 yılında Ekmekçiyan ve adamları Esenboğa Havalimanı'nı bastı. Birkaç ay sonra Mayıs ayında da özel timin kurulmasına karar verildi." dedi. Özel timin Asala'nın Türkiye'deki eylemleri karşısında kurulduğunu söyleyen Şahin, 1983 yılında İstanbul Tuzla'da kurs gördüğünü ifade etti. Kurs süresinin en fazla 4 ay kadar sürdüğünü belirten Şahin, kendisine sorulan sorular karşısında bu kurs sırasında Korkut Eken'in de hocaları arasında bulunduğunu söyledi. Bu süreçten sonra devamlı özel kurslar nedeni ile yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını belirten Şahin, Korkut Eken ile bir diyalogları olmadığını savundu. Eken'i en son Susurluk davasında gördüğünü belirten Şahin, "Özel timde üniversite mezunu 11 kişiydik. Sayımızın artırılmasını talep ettik ve 1985-1986 yıllarında 50-60 kişiye ulaştık. Aramıza yeni katılanlar için Ankara'da yeni bir kurs verildi. Korkut Eken ile bir kez de orada karşılaştım. O kursun idari işlerinden sorumluydu ben de eğitim ve öğretimden sorumluydum." dedi. Aynı dönem Kaşif Kozinoğlu'nun da kursta öğretmenlik yaptığını ifade eden Şahin, Kozinoğlu ve Eken ile daha sonra Güneydoğu Anadolu'da da karşılaştıklarını söyledi. Şahin, "Ancak onların operasyonları ile bizimkiler farklıydı." dedi.
Şahin, hangi illerde görev yaptığının sorulması üzerine "Sinop Boyabat, Ankara, Nevşehir, Bitlis, Isparta, İstanbul ve Siirt'te çalıştım." dedi. Şırnak'ta çalışıp çalışmadığı sorulan Şahin, o dönem Siirt'in Şırnak'a bağlı bir kasaba olduğunu belirterek, kendi görev alanları içerisinde olduğunu söyledi. Şahin, Siirt'te 1987-88 ve 90'lı yıllarda çalıştığını söyledi.

'SUSURLUK'A NASIL KARIŞTIĞIMI ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM'
Sanıklardan Levent Ersöz ve Mustafa Dönmez'e ilişkin sorulara "Tanımıyorum." diye cevap veren Şahin, Susurluk'a neden karıştırıldığı şeklindeki soruya da, "Ben de onu anlamaya çalışıyorum." karşılığını verdi. Hakim Özese'nin, "Ayhan Çarkın ile tanışıklığınız nedir?" şeklindeki sorusuna ise Şahin, "1990'da Diyarbakır'da çalıştığını duydum. Onun Güneydoğu bilgisi Diyarbakır ile sınırlıdır." dedi. Çarkın ve arkadaşlarının özel timci değil terör polisi olduğunu belirten Şahin, "Kadıköy'de bir MİT otobüsü taranmış ve üç MİT'çi ölmüştü. Tespit edilen 5 hücre evine yönelik bir operasyon yapılmıştı. Ben ilk evden sorumluydum. Onlar da 5'inci evden sorumluydu. Ben kendi sorumlu olduğum eve girdim. Operasyonda hafif yaralandım. Onlar da 5'.eve gireceklerdi ama beceremediler. Bana, sen oraya da gir dediler. O hücre evine de ben girdim. Orada da yaralandım." diye konuştu. Çarkın'ı daha sonra Ankara'ya time aldığını ifade eden Şahin, burada uyum sağlayamadığını belirterek tekrar eski görev yerine gönderdiğini anlattı.
Susurluk kazasında ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ ile de özel timde birlikte çalıştıklarını söyleyen Şahin, "Rütbe aldığı için de tayin edilerek bizden ayrıldı ve normal kadroya geçti. İlişkimiz görev icabı olan bir ilişkiydi." şeklinde konuştu. Yine aynı kazada ölen Abdullah Çatlı'yı Mehmet Özbay ismi ile tanıdığını iddia eden Şahin, "İş adamı olan bazı tanıdıklarım vasıtası ile tanıştık. Kendisinin de iş adamı olduğunu biliyordum. En fazla 6-7 defa görüşmüşlüğümüz vardır. Zaten ölümünden 1,5 - 2 yıl kadar önce de ilişkimiz tamamen kesilmişti. Kayıtlardan anlaşılacaktır." ifadesini kullandı.
Adı Susurluk olayına karışan Mehmet Ağar'ı da İstanbul'da tanıdığını söyleyen Şahin, "George Bush ziyareti için Ankara'dan İstanbul'a güvenlik önlemi ve koruma nedeniyle görevlendirildik. Bu olaydan sonra da İstanbul'dan Ankara'ya geri gönderilmedik ve asaleten tayinimiz İstanbul'a yapıldı." diye konuştu.
Susurluk kazası sırasında Çatlı ve Kocadağ ile aynı araçta bulunan ve kazayı yaralanarak atlatan Sedat Edip Bucak'ı da Urfa'dan tanıdığını söyleyen Şahin, Güneydoğu'da 10-15 tane devlet yanlısı aşiret olduğunu ifade etti. Şahin, "Siyasetçilerimiz yanlış yapıyorlardı. Gidip görüşüp hemen geri dönüyorlardı. Ben bir aşiret reisini ziyaretim sırasında iki gün kaldım. Bana kaleşnikof silah hediye etmek istediler ama ben taşıması kolay olmaz diye kabul etmedim. Soruşturma sırasında evimde bulunan bir ruhsatsız tabanca da oradan hediye edilen tabancadır." dedi.
Susurluk kazasının oluşumu hakkında kısa bir hatırlatma yapan, kazanın İzmir dönüşünde meydana geldiğini anlatan hakim Özese, "Kaza öncesinde Kocadağ, Bucak ya da Çatlı ile görüştünüz mü?" diye sordu. Ancak Şahin, o dönem bütün işlerinin Elazığ ile diğer tarafındaki kırsal alanda olduğunu, özel timin asker ilişkilerini Ankara'dan giderek sağladıklarını belirterek kimse ile görüşmeye fırsatları olmadığını savundu. Susurluk'ta yargılanan kişileri dava sonrasında hiç görmediğini ileri süren Şahin, "Görüşmem de" şeklinde konuştu.
Ömer Lütfi Topal cinayeti ile ilgili bir bilgisi olup olmadığı sorulan Şahin, "Topal cinayetine adı karışan bazı özel harekat polisinin İstanbul'da ifadeleri alınmış ve bir ilişkileri olmadığı görülmüştü. Genel Müdür Mehmet Ağar, 'Bir de Özel tim olarak siz alıp bakın.' dedi. Ankara'ya gelip teslim aldık. Bize de aynı şeyleri söylediler. Sonrasında da bu kişileri bıraktık." dedi.
Ömer Lütfi Topal cinayeti davası sanıklarından Ziya Bandırmalıoğlu'nun yanında çalışan polis memuru olduğunu belirten Şahin, İbrahim Çingi ve İbrahim Genç'i de basından tanıdığını söyledi. Ergenekon ana davası sanıklarından Veli Küçük'ü basından tanıdığını öne süren Şahin, Sinan Aygün ile alakalı soruya ise, "Kuzey Irak'ta kurulan Kürt devletinin haritasını televizyonda açıklamıştı. Yazacağım kitapta kullanmak üzere bu haritayı kendisinden istemek için bir kez telefonla görüşmem oldu. Onun haricinde kendisini tanımam." diye konuştu.
Sanıklardan Fatma Cengiz'i şehit polis memurları için Kayseri'ye gittiğinde tanıdığını belirten Şahin, "Polisleri şehit etmişlerdi, kesmişlerdi. Beni Kayseri'de karşılayanlar arasında o da vardı. Arkadaşları arasında Asena diyorlardı. Ben Fatma Cengiz olarak da Asena olarak da tanıyordum kendisini." dedi.
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara