Dolar

34,9505

Euro

36,7657

Altın

2.999,68

Bist

10.039,10

Suriye özgürlüğü yeniden kucakladı

Londra'da yaşayan Suriyeli yazar Rana Kabbani, iki haftayı aşkın bir süredir hükümet karşıtı protestolarla sarsılan Suriye'deki durumu analiz eden bir yazı kaleme aldı.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-30 21:55:49

Suriye özgürlüğü yeniden kucakladı


Rana Kabbani / The Guardian

Memleketim Suriye'de olağanüstü hal ilan edildiğinde beş yaşındaydım. Bugün 53 yaşındayım. Tahammül edilmesi mümkün olmayan bu uzun sürede, Suriye, Baas Partisi'nin ideologları ve güvenlik güçleri tarafından adım adım bugün olduğu totaliter rejime dönüştürüldü.

Beşar Esad'ın babası Hafız, ordu içindeki şiddetli tartışmaların yol açtığı darbeyle 1970 senesinde iktidara geldiğinde, Romanya lideri Nikolae Çavuşesku'yu model alan lider kültü de sistematik bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Rumen diktatör, Esad'ın politik müttefiki, stratejik danışmanı ve yakın aile dostuydu.

Tarihinde Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında ortaya çıkan Türk milliyetçiliğiyle mücadele etme konusunda bir geçmişi olan zorba ve sabit fikirli Suriye halkının kafasında böyle bir kült oluşturmak kolay değildi.

Vahşi Fransız sömürgeciliği Suriye üzerinde böl ve yönet politikası güdüyordu. Bugün kan akan Dera'nın bulunduğu Havran platosunda yaşayan Dürzüler, bu politikaya ilk acı yenilgisini tattırdı ve büyük Suriye devrimine ilham verdi.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE BASTIRILDI

Şam'da 1971 ve 74 yılları arasında gittiğim devlet okulunda, toplu beyin yıkama süreci başlatıldı. Bu sürecin amacı, apolitik bir nüfus yaratmaktı.

Suriye hapishanelerinde, tüm haklarından mahrum bırakılan siyasi suçlular, işkencelere ve lağım farelerine katlanmak zorunda. Hücrelerin aşırı kalabalık olmasından dolayı, mahkumlar şişen ayakları üzerinde uyumak zorunda.

2005 yılında röportaj yaptığım, Suriye'nin Mandela'sı olarak görülen Riad Türk, 17 yıl boyunca hücre hapsinde kaldı. Riad, bir tabuttan daha geniş olmayan ve kendi boyundan kısa bir yeraltı hücresine canlı canlı gömüldü.

Riad, bağımsız düşünceye sahip olan herkesi yok etmek için Müslüman Kardeşler'in isyanını kullanan Hafız Esad'ın muhalifleri kökünden yok etme kampanyasına karşı durma cüretini göstermişti.

KADDAFİ HALKIN GÖZÜNÜ AÇTI


Suriyeliler, Kaddafi'nin savaş uçaklarını ve tanklarını kendi halkına karşı kullandığını görünce, 1982'de Hama kentinde yaşanan tecrübelerini hatırladı. Esad rejiminin bombardımanı sonucu 15 bin kişinin öldüğü kent, rejimin en ağır bedellerinden birini ödedi.

Hama katliamının neden olduğu travma, Esad yönetiminin yoğun tahriklerine rağmen 30 yıl boyunca Suriye halkının devrimden korkmasına neden oldu.



Suriye halkı, yoksullaştırıldı ve izole edildi. Halk, Esad ailesinin giderek eskiyen kararlı Arap milliyetçiliği duruşunun propagandasıyla beslendi. Bu duruş, İran ve Irak ile saf tutan ve soğukkanlılıkla Filistin sınıflarını bölen, Lübnan'ın sınırlarını tedirgin eden bir rejimle tuhaf bir şekilde uyuşuyor.

Suriye halkının protestolarının bedeli çok yüksek. Rastgele tutuklamalara ve mahkemeye çıkartılmadan hapse atılmaya veya askeri mahkemelerde yargılanmaya maruz kalıyorlar. Kendilerini savunacak bağımsız bir yargıya, ifade özgürlüğüne ve gösteri yapma hakkına  sahip değilken, onlar ülkelerini bedeli ne olursa olsun değiştirmeye kararlı.

Halkın elde ettiği son imtiyaz Esad kabinesinin istifası oldu. Bu gelişme ve yeni yeni sahnelenen hükümet yanlısı gösteriler, Esad ailesinin gücünü göstermiyor. Tersine, yeni Arap dünyasında yaşanan politik olayların altında kalan Mübarek, Bin Ali, Kaddafi ve Salih ailesinin zayıflığını ortaya koyuyor.

Hürriyet

SON VİDEO HABER

Petrol kuyusundaki yangında itfaiye eri helallik istemiş

Haber Ara