'2. İKT ÜYESİ ÜLKELER DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU' -TASAM BAŞKANI ŞENSOY: -'
Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, Ortadoğu'da yaşanan değişimin kısa vadede büyük acılara gebe old
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-30 14:31:00
TASAM'a bağlı İslam Ülkeleri Enstitüsü tarafından organize edilen 'Kamu Diplomasisi' başlıklı İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu'nun Topkapı Barcelo Eresin Oteli'nde düzenlenen açılışında konuşan Şensoy, küreselleşmenin ekonomik, siyasal ve kültürel sonuçlarının yeni uluslararası sistemi doğrudan etkilediğini, çok kutuplu yeni dünya düzeninin iletişim, bilişim, düşünce, strateji ve teknoloji üzerine oturduğunu söyledi.
'Çok kutuplu uluslararası sistemde ülkelerin etkinlik ve refahlarını arttırmak, iç-dış politikalarında hedeflerine ulaşmak, ülke olarak belirledikleri stratejik vizyonu uygulayabilmek için kamu diplomasisi çok özel bir yöntem olarak öne çıkmaktadır' diyen Şensoy, yeni uluslararası sistemde tek kutuplu eski dünyadaki 'sert güç' kavramının yerini 'yumuşak güç' kavramının cazibesine bıraktığını söyledi.
Şensoy, 'TASAM olarak planladığımız forum, çok kutuplu yeni uluslararası sistemde İKT ülkelerinin sahip olduğu imkan ve potansiyelden en üst seviyede yararlanabilmelerine, kamu diplomasisi kapasitesi inşa etmelerine ve yumuşak gücü etkili bir şekilde kullanabilmelerine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır' diye konuştu.
Konuşmasında Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere de değinen Şensoy, 'Son 3-4 aydır Tunus'tan başlayan Mısır'la devam eden ve değişik ülkelerde değişik halk hareketlerinin görüldüğü, bazı ülkelerde yönetimlerin görevden uzaklaştığı, devlet başkanlarının görevlerini bıraktığı ve Libya'da bir silahlı çatışmaya dönüşmüş olan, NATO müdahalesine dönüşmüş olan bir süreç yaşıyoruz' dedi.
Şensoy, 11 Eylülden sonra, özellikle şekillenen çok kutuplu dünya içinde rekabetin ne boyutlara varabileceği konusunda öngörülerini sağlıklı yapamamış ve kapasitelerini sağlıklı hayata geçirememiş ülkelerin, bu sürece hedef olduğunun görüldüğünü vurgulayarak şöyle devam etti:
'Güney Asya şu anda hiç gündemde yok ama önümüzdeki aylarda Güney Asya'dan da birçok ülkenin bu sürece dahil olacağını öngörüyoruz. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya'daki ülkeleri temel alan bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanıyor.
Dünyada şekillenen çok kutuplu güç sistematiği içerisinde başta Çin, Hindistan, Rusya olmak üzere bunların etkinliği her geçen gün artıyor ve geleneksel Batılı ülkeler açısından belki 5-10 yıl sonra bu bölgelerde herhangi bir değişim, dönüşüm, yönlendirme yaşatmak ve başarmak mümkün olmayacak. Bu anlamda, henüz bu ülkeler dünya siyasetinde yeterli olarak iddialı bir role sahip olmadan, siyasi anlamda bu dönüşüm sürecinin gerçekleştiğini görüyoruz.
Almanya dışında geleneksel Batılı ülkelerin çok sıkışmış olması nedeniyle de yeni pazara ve liberal ekonomilere ihtiyaç var. Bu anlamda da bölgedeki dönüşümün altında bu sebebi aramak gerektiğini düşünüyorum. Tabii bu bir komplo teorisi mi, her şeyi dışarıdan birileri yönlendiriyor anlamında mı? Asla. Ortada bir sorun olmasa, fakirlik olmasa, baskıcı rejim olmasa, antidemokratik uygulamalar olmasa asla başkaları da bunu suistimal edecek ortamı bulamazlar. Dolayısıyla iç dinamikler ne kadar güçlüyse, dış dinamikler de o kadar yok edilir.'
Her devletin, her ülkenin kapasitesi ve gücü nispetinde hayatın yürüyen akışını yönlendirmeye çalıştığını, bölgedeki değişimi bu şekilde okumak gerektiğini anlatan Şensoy, 'Bu değişim kısa vadede büyük acılara gebe. Çünkü o sokaklara çıkan insanların hayatları kısa vadede daha iyi olmayacak. Çünkü herkese aynı gömleği giydirmeye çalışırsanız bu hiç kimseye olmaz' dedi.
-GAMBİYA DIŞİŞLERİ BAKANI TANGARA-
Gambiya Dışişleri Bakanı Momodou Tangara da stratejik kamu diplomasisi dikkate alınırsa, İKT'nin özellikle son yıllarda ortak sosyal kültürel ve ekonomik gelişmeye yaptığı katkıların İslam dünyasının refaha erişmesi için önemli olduğunu söyledi.
Dünyada farklı şekillerde gerçekleşen bazı çatışmaların var olduğunun görüldüğünü, oysaki devletlerin ve insanların çatışmadan ziyade iletişim içinde olması, insanların boş yere öldürülmesinin engellenmesi gerektiğini vurgulayan Tangara, 'Böylesine onurlu, böylesine asil bir hedef ve ortak anlayış etrafında toplanmak, dinler, insanlar, uluslar arasında barış amacı gütmek, oldukça onurlu ve asil bir yaklaşım. Biz, eğer bu meselelere tabii ki sağlam, canlı kamu diplomasisiyle yaklaşırsak bunlara iyi bir şekilde işaret edilebilir' dedi.
Ülkesi Gambiya'dan da bahseden ve kendilerinin de genç bir hükümet olduğunu belirten Tangara, şöyle konuştu.
'Bir şekilde uluslararası arenaya bizim kim olduğumuz mesajının iletilmesi çok önemliydi. Sivil toplum kuruluşları, uluslararası bağlamda çalışmalarını devam ettiriyor ve Gambiya için verimli sonuçlar ortaya çıkarmaya çalışıyor. Gambiya hükümeti başarılı bir şekilde bazı gruplar doğrultusunda Uluslararası İnsan Hakları Örgütü'nün de katkılarıyla raporlar hazırladı. 2010'da Gambiya'nın insan hakları kayıtları oldukça iyi düzeylere ulaştı. Burada BM İnsan Hakları Konseyi'yle birlikte çalışıldı. Böylelikle uluslararası arenada diyaloğun artırılması söz konusu oldu ve hükümetimiz bu bağlamda başarılı oldu'
Dünyada İslamofobia olduğuna da işaret eden Tangara, bunu bertaraf edebilmek için İslam değerlerinin doğru şekilde anlatılmasının çok önemi bulunduğunu aktardı.
Tangara, 'Doğru ve gerçekçi yansıtmalarla ve açıklamalarla İslam fikirlerinin dile getirilmesi ve Müslüman olmayan kitlelere bunun açıklanması gerekir. Bu açıdan kamu diplomasisi aslında bu uluslararası anlayışın oluşturulması ve İslam'a inananlarla inanmayanlar arasında diyaloğun oluşturulması bağlamında çok önemli' diye konuştu.
-BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ BAKANI AL SHAMSI-
Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Bakanı Maitha Salem Al Shamsi ise ülke olarak kamu diplomasisinin çok önemli olduğunu düşündüklerini söyledi.
Al Shamsi, kamu diplomasisinin sadece hükümetleri değil, diğer kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını da ilgilendirdiğini belirterek, 'Dış ilişkilerde bir anlayış, bir algı ve birbirimizi anlayabilme kudreti yaratabilmek için kamu diplomasisine ihtiyacımız var. Milli hedeflere ve çıkarlara bakacak olursak, bu sürecin içerisinde de kamu diplomasisinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Yumuşak güç araçlarının da uluslararası kültür değişimleriyle, akademik değişimlerle gerçekleşebileceğine inanıyoruz' diye konuştu.
Dünyanın küreselleştiğini, bazı dinamiklerin de hızlandığını ve değiştiğini ifade eden Al Shamsi, şöyle devam etti:
'İslam dünyası muhakkak ki daha etkin bir şekilde bu yeni iletişim ve teknoloji araçlarını kullanmak durumunda. Eğer bunu yaparsa gerçek evrimi gerçekleştirebilir ve kendini dünyaya adapte edebilir diye düşünüyoruz. Bu teknolojiler her zaman toplumları, farklı geçmişlerden gelen insanları yakınlaştırır. Bizler farklı insanlar olarak ortak bir anlayış yaratabilir, sosyal ve kültürel boşlukların üstüne bir köprü inşa edebiliriz. Bu bağlamda da ülkeler birbirlerine karşı daha saygılı olmayı öğrenebilirler.'
'2. İKT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu', 'Ekonomik ve Kültürel Faaliyetler Diplomasisi', 'İslam Ülkelerinde Sivil Toplum Hareketleri, Demokrasi ve Kriz Yönetimi', 'Kamu Diplomasisi' gibi başlıkların ele alındığı oturumların ardından, forumla ilgili genel değerlendirme toplantısıyla sona erecek.
SON VİDEO HABER
Haber Ara