Arap dünyasındaki değişim Suriye'yi sarsıyor
Suriyeli birn yazar, “Bugün Suriye’de özgürlük ruhu tüm ülkeyi dolaşıyor. Son 3 aydır Arap dünyasında esen değişim rüzgârları nihayet Suriye adındaki büyük hapishanenin de kapısını çalmaya geldi” dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-29 11:08:54
Emad Mekay* / TİMETURK
Arap ülkelerini kasıp kavuran devrim hastalığı, Suriye’ye de sirayet etti. Ülkede işbaşındaki Baas Partisi’nin erkine meydan okuyan nadir gösterilere yol açtı. Rejim, karmaşayı ivedi şekilde ülkenin bölgedeki ABD ve İsrail politikalarına muhalif gruplara verdiği destek nedeniyle cezalandırılma amacını taşıyan dış-kaynaklı bir komplo olarak tanımladı.
Güney kenti Deraa’da başlayan gösterilerde güvenlik kuvvetlerinin gerçek mermi kullanmasıyla düzinelerce kişi hayatını kaybederken daha fazla sayıda kişi de yaralandı. Gösteriler, Sanameyn, Hama, liman kenti Lazkiye ve başkent Şam dâhil birçok şehre sıçradı.
Nusayrilerin kontrolündeki Baas Partisi 1963’ten beri işbaşına geldiğinden beri baskıcı sıkıyönetim altındaki göstericiler, daha fazla özgürlük, demokrasi talep ederken yozlaşmanın derhal son bulmasını istedi.
Rejim, bu taleplere siyasi ve ekonomik değişim sözü vererek karşılık verdi.
Başkan Beşir Esad’ın siyasi danışmanı Buhayna Şaban, düzenlediği basın toplantısında hükümetin derhal yozlaşmayla mücadele programı başlatacağını, parti kuruluş düzenlemelerini kolaylaştıracağını ve sıkıyönetimin kaldırılması yanında basına daha çok özgürlük verileceğini söyledi. Ayrıca hükümetin maaşları yükselteceğini belirtti.
Resmi Suriye haber ajansı SANA, Arapça web sitesinde maaş artışına ilişkin birçok haber yayınladı ve Suriyelilerin şartlarını iyileştirecek daha fazla ekonomik önlemin alınacağını söyledi.
Fakat Şaban’ın basın konferansının ardından, Şam’ın güneyi Sanameyn’de Cuma günkü gösterilerde hükümet daha fazla güce başvurdu ve birçok Arap haber kanallarını göre, 15 gösterici hayatını kaybetti.
Suriye resmi yayın organı Tişrin gazetesi Cumartesi günü web sitesinde öldürülenlerin, halkı korkutmak ve orduya saldırmak isteyen “silahlı çeteler” olduğunu söyledi.
Suriye Komünist Partisi, ölümlerle ilgili acil araştırma isteyen bir açıklama yayınladı: “Bu ölümleri araştırmak ve sorumluları adalete teslim etmek, olağan askeri ve güvenlik tedbirleri dışında gösterilere siyasi bir yol açacaktır”.
Rejim medyası, yaşanan gösteri dalgalarında, bölgede Suriye’nin ABD ve İsrail hegemonyasına muhalif rolüne son vermek ve ülkenin iddialı dış politikasını baltalamak isteyen dış güçleri sorumlu tuttu.
Devlet kontrolündeki medya, ülkeyi istikrarsızlaştırıp kargaşa ortamı yaratarak gösterilerin İsrail ve Batı’nın çıkarlarını hizmet edeceğini söyledi.
İran’ın yakın bir müttefiki Suriye, özellikle Arap toprağındaki İsrail işgaline karşı çıkan Filistinli gruplar olmak üzere birçok direniş grubuna ev sahipliği yaptı. 2008’de ABD, Suriye’yi İsrail-karşıtı Lübnan Hizbullah milislerini silahlandırma suçlamasıyla Şam’a yönelik yaptırımlarını artırdı.
Gösterilerin itibarını sarsmak için rejim başka bir taktiğe başvurarak, gösterilerin ülkeyi, özgürlükleri sınırlayacak muhafazakâr İslamcıların ellerine teslim edeceğini söyledi. Suriye’nin 22,5 milyonluk nüfusunun çoğunluğu Sünni olmasına rağmen, ülke Şii İslam’ın bir kolu olan Nusayri azınlık tarafından yönetiliyor.
Rejimin iddiaları, muhalefeti ikna etmeye yetmedi.
“Kaos ya da iç savaş tehdidi ile bizi korkutmaya çalışıyorlar, İslamcıların idareyi ele alacağı ile gözdağı vermek istiyorlar ve halkımızın demokrasi için yeterli olmadığını söylüyorlar. Bunların hepsi beyhude ve umutsuz iddialar” diye açıklayan muhalif lider Riad el-Turk, “Suriye halkı rüştünü ispatladı ve yetkililer çok geç olmadan bu gerçeği fark etmelidir” dedi.
Göstericiler, gösterilerini “itibar ve özgürlük için yürüyüş” olarak adlandırırken, Suriye’nin direniş gruplarını desteklemesini engellemek isteyen dış güçler tarafından harekete geçirildikleri yönündeki rejim iddialarını reddetti.
İşin aslı, halk ayaklanmasıyla uzun süredir işbaşındaki liderleri devrilen Tunus ve Mısır’daki şartların birçoğu Suriye’de mevcut.
Her iki ülkede de dış politikaların ayaklanmadaki etkileri neredeyse yok. Yozlaşma, zayıf ekonomik ve sosyal şartlar ile rejimin zalimliğine karşı öfke, kitlesel gösterilerin nedeniydi.
El-Cezire web sitesindeki bir blog yazarı, mesleği göz doktoru olan Başkan Esad’la ilgili olarak şu sözleri sarf etti: “Halkımız sulta, yozlaşma, baskı, adaletsizlik, eşitsizlik ve yoksulluk altında yaşamaya artık istemiyor. İtaat zamanı bitti ve artık gitme vaktiniz geldi, Doktor”.
İdaredeki Baas Partisi, ülkeyi İsrail ve Birleşik Devletler’e karşı birleştirme iddiasıyla muhalefete aman vermemek için sıklıkla ölümcül güce başvurdu.
Başkan Beşir El-Esad’ın babası Hafız, 1982 Hama isyanını bastırmak için ağır silahlar kullanmış, binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
Bu hafta bazı göstericiler, insan hakları ihlalleri ve sert uygulamaları nedeniyle korkulu Cumhuriyet Muhafızları’nın başı Başkan Esad’ın kardeşi Mahir Esad’a karşı tepkilerini dile getirdi.
FreeSyria. Org’daki köşe yazısında “Bugün Suriye’de özgürlük ruhu tüm ülkeyi dolaşıyor” diyen El-Türk şöyle devam ediyor: “Son 3 aydır Arap dünyasında esen değişim rüzgârları nihayet Suriye adındaki büyük hapishanenin de kapısını çalmaya geldi”.
*Arap gazeteci-yazar.
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara