14 Nisan 1986'da Ronald Regan yönetimindeki ABD, uluslararası arenada terörü kışkırtan unsurlardan biri olarak gördüğü Libya Lideri Muammer Kaddafi'yi öldürmeyi hedefleyen bir hava saldırısı düzenledi.
Kaddafi'nin Trablus'taki ikametgahı Bab El Aziziye Sarayı bombalandı.
Saldırı sırasında Kaddafi'nin eşi ve iki oğlu yaralandı, evlat edindiği 18 aylık kızı ise yaşamını yitirdi.
Dönemin İtalya Başbakanı Bettino Craxe'nin saldırıdan hemen önce Kaddafi'ye bilgi verdiği, bu nedenle de Libya liderinin yara almadan kurtulduğu ortaya çıktı. Ancak Kaddafi'nin misillemesi gecikmedi ve İtalya da payına düşeni aldı.
Kaddafi, 15 Nisan 1986 günü, İtalya'nın Lampedusa Adası'nın ev sahipliği yaptığı, ABD'nin askeri haberleşme üssünü hedef alan iki füze gönderdi. Ancak füze rotalarında yapılan ufak bir hata, füzelerin ada sahiline çok kısa bir mesafede denize düşmesiyle sonuçlandı.
Olaydan bir gün sonra Libya'nın Roma Büyülkelçisi Abdulrahman Shalgam bir açıklamada bulunarak, saldırının Libya tarafından yapıldığını ancak İtalya'yı değil, ABD üssünü hedef aldığını söyledi. Bu durum halihazırda gergin olan ABD ile İtalya ilişkilerini iyice gerdi. İtalya ile Libya'yı ise daha da yakınlaştırdı.
Dostluk bitti
Bu yakınlaşma Libya'da kısa süre önce çıkan ayaklanmaya kadar devam etti. İtalya, Libya ile ilşkilerini bir kalemde silip, karşıt cephede yerini aldı.
Berlusconi'nin iki hafta önce yaptığı, "Kaddafi kontrolü kaybettiö açıklamaları, Libya kanadından da açık tehditle yanıtlandı. 19 Mart akşamı Türkiye saatiyle 18:45'te Fransız uçaklarının hava saldırısıyla başlayan Libya operasyonu, İtalya'da yeni bir panik havası yarattı.
İtalya'nın Afrika kıtasına en yakın noktası, 25 yıl önce füze saldısının hedefi olan Lampedusa Adası'nın Belediye Başkanı Bernardino de Rubeis, "Ulusal hükümet, Kaddafi'ye yönelik konuşmalarda temkinli olmalı.
Çünkü biz halihazırda bize gönderilmiş bir füze tecrübesi yaşadık. Ulusal bir bildirinin ardından kendimizi bombaların altında bulmak istemiyoruz" dedi.
CNN
