Dolar

34,9528

Euro

36,7002

Altın

2.999,99

Bist

10.011,08

'Müslüman olduğumuz için AB'ye giremiyoruz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Avrupa içinde, Türkiye'nin üyeliğinin, halkı Müslüman olması nedeniyle bazı ülke ve liderlerin popülist politikalarıyla engellenmek istendiğini görüyor ve biliyoruz'' dedi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-20 12:02:52

'Müslüman olduğumuz için AB'ye giremiyoruz'

Erdoğan, Cidde Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin ekonomik başarılarından örnekler verdi. AK Parti iktidarından önce 2002 yılında, Türkiye'deki yıllık toplam yatırım miktarının 40 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, 7 yıl sonra, 2009 yılında Türkiye'de yıllık toplam yatırım miktarının 2.5 katın üzerinde bir artışla 107 milyar dolara yükseldiğini söyledi. 
    
Bu rakamın, küresel finans krizi sürecinde oluşmuş bir rakam olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, kriz öncesinde, 2008 yılında toplam yatırımların 130 milyar dolara ulaştığını ifade etti. 
    
Aynı şekilde, uluslararası doğrudan yatırımlarda da Türkiye'nin yeni ve farklı bir sürece girdiğini vurgulayan Erdoğan, 2002 öncesinde, yıllık 1 milyar dolar rakamını aşamayan uluslararası doğrudan yatırımların, 2002 sonrası dönemde yıllık 22 milyar dolar rakamını gördüğünü ve son 4 yılda 57 milyar dolar doğrudan yatırım çekildiğini kaydetti. 
    
Başbakan Erdoğan, ulusal ve uluslararası yatırımlardaki artışın, doğrudan doğruya Türkiye'nin yaşadığı değişimle alakalı olduğuna dikkati çekti. 
     
     -''HUKUK DIŞI ODAKLARLA KARARLI VE CESUR BİR MÜCADELE İÇİNDEYİZ''- 
     
Yatırımcının, her zaman güvenilir, istikrarlı ve huzurlu ülkeleri tercih ettiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu anlamda dünyanın en cazip ülkelerinden biri konumuna yükseldiğini ifade etti. 
   
  İstikrar ve güveni tesis etmek için ülke içinde siyaset ve hukuk noktasında önemli reformlar gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, hukuk sistemindeki aksaklıkları tek tek giderdiklerini söyledi.

Yasa ve Anayasa değişiklikleriyle Türkiye'nin hukuk sistemini daha hızlı, güvenilir, tarafsız ve bağımsız hale getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: 
    
''İçerde güven ve istikrarın en büyük düşmanı olan hukuksuz örgütlenmelere karşı da amansız bir mücadele yürüttük ve yürütüyoruz. Parlamento ve halk iradesi dışında hiçbir güç ve oluşumun, ülkeye istikamet çizmesine müsade etmiyoruz. Bu noktada, tarih içinde oluşmuş çetelerle, mafyatik örgütlenmelerle, hukuk dışı odaklarla kararlı ve cesur bir mücadele içindeyiz. 
    
Zira geçmişte, demokrasiye, parlamenter rejime, milli iradeye yönelik müdahaleler, ekonomik olarak Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetti. Biz, ülkemizin yeni bedeller ödememesi, halkımızın ağır faturalar ödememesi için, işleyen bir parlamenter rejim ve ileri demokratik standartları önemsiyor, bunları muhafaza etmek noktasında da büyük hassasiyet içinde yolumuzda ilerliyoruz.'' 
     
     -AB ÜYELİĞİ- 
     
Avrupa Birliği üyelik sürecinin de güçlü ekonomi ve aktif dış politika için önemli bir itici güç olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin, Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini başlattığını, bu yönde reformlar gerçekleştirdiğini, kurumlarını, standartlarını Avrupa Birliği kurum ve standartlarıyla uyumlu hale getirmeye başladığını kaydetti. 
    
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: 
    
''Avrupa içinde, Türkiye'nin üyeliğinin, halkı Müslüman olması nedeniyle bazı ülke ve liderlerin popülist politikalarıyla engellenmek istendiğini görüyor ve biliyoruz.
 
Avrupa Birliği, önümüze ne kadar engeller çıkarırsa çıkarsın, sudan bahanelerle bizi yavaşlatmaya ne kadar gayret ederse etsin, biz, kendimiz için, halkımız için, ülkemizin geleceği için reformlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. 
    
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin, 'medeniyetler çatışması' gibi tezlere antitez oluşturduğuna inanıyoruz. Doğu ile Batı'nın buluşmasında, kaynaşmasında, diyalog kurmasında, en önemlisi de Doğu ile Batı arasındaki ön yargıların giderilmesinde, Türkiye'nin üyeliğinin hayati öneme haiz olduğunu biliyoruz.


AA

Haber Ara