Uşaklar daha fazla ne yapabilir ki?
Denge kaybının ikili tablosu
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-14 07:11:45
Birinci tablo: Haberlerde Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in Yemen ve farklı Arap ülkelerindeki öfkeli kitleleri harekete geçiren ‘operasyon odasını’ yönetmekle suçlamasından dolayı, ABD yönetiminden özür dilediği yer aldı. Başkanın özrü, ahizeyi kaldırmayı reddeden Amerikalı mevkidaşına yapılmamış, Beyaz Saray çalışanına sunulmuş ve özrü yeterli bulunmuş.
Aslında daha önce bu köşede Salih’in ‘Batı uşaklığı’ uyarısı yapacak bir Che Guevara değil, Washington’a ülkesini yol geçen hanına çevirmesine, semalarında savaş uçaklarına arbede ve dünyanın tüm istihbarat servislerine Yemen’de gezme imkânı veren bir adam olduğunu yazmıştım. Uşaklar daha fazla ne yapabilir ki zaten?
Salih, İsrail’i de ABD’nin yönettiğine benzer bir operasyona kucak açmakla suçlamıştı. Acaba başkan, İsrailli mevkidaşlarından mı özür diledi, yoksa yanlarında çalışanlardan mı? Ayrıca Salih’in esasen özür dilemesi gereken taraf, Batı’ya uşaklıkla suçlanan Yemen halkı mı, yoksa Beyaz Saray çalışanları mı, onu da bilemiyoruz.
Kaddafi’nin Salih’ten farkı
Uzun yıllar tutundukları despotluk koltuklarından kalkmalarını haykıran halklarını gördükten sonra dengelerini kaybeden liderlerimizin geldiği bu bayağılık noktası üzücü.
İkinci tablo: Libya lideri Muammer Kaddafi, üçüncü konuşmasında birçok görüntüden bahsetti. Bu görüntülerde rejime isyan eden silahlı unsurlara karşı güç kullanılmış. Libya’da ordu kamplarına ve devlet dairelerine saldıran ‘Kaide çeteleriyle’ mücadelede güç kullanımını meşrulaştırmaya çalıştı. Kaddafi, ülkesindeki ayaklanmaların varlığını yalanlayıp, silahlı Kaide çetelerinden konuşmayı seçti. Güvenlik organlarının güç kullanımını meşrulaştırmak için şunu söyledi: “Silahlı kişilere yönelik bu saldırılar meşru ve haklıysa, niçin rejimin aşırı güç kullanımı haklı olmasın?”
Kaddafi’yi Salih’le karşılaştırdığımızda, Kaddafi’nin daha tuhaf olduğu görülür. Zira halkın hareketini Libya’yı işgal etme hedeflerine hizmet etmekle suçluyor. Fakat ülkenin kaderini Batı’nın cebine koyanın, ülkesini mafyanın sahasına çevirenin bizzat kendisi olduğunu unutuyor. Bazen de Kaide’yi ülkesindeki olayların başaktörü olarak suçluyor. Kaddafi işte böyle biri.
Bu iki adam ve kameraların ulaşamadığı diğerleri arasındaki ortak payda, hezeyan ve gerçeklerden kopmak. Resmen dengelerini kaybettiler. Bugün dünden daha tehlikeliler. Son karede ve son çeyrek saatte savaşıyorlar.
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara