Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısı ile Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda yapılan törene katıldı. Akdağ, buradaki konuşmasında her tıp bayramında yaşanan tartışmaları tabi bulduğunu belirterek, "Bu tartışmalar daha iyiye gitmek için birer fırsat oluşturuyor." dedi.
Akdağ, 14 Mart tıp bayramında tarihi bir konuşma yapacağını söyledi. Kendisinden önce konuşan Ankara Tabip Odası Başkanı'nın ağır eleştirileri olduğunu hatırlatan Akdağ, "Bunu da saygı ile karşılıyorum, ama bu dönüşüm programı bu ülkeye ne getirdi, bir dönüp bakmamız lazım." diye konuştu.
"Türkiye'de vatandaşın ve hekimlerin 10 sene önce çektiği sıkıntılara karşı hangi yürüyüşü yaptık?" diye soran Akdağ, "Tabipler Birliği'nin öteden beri bir ideolojik duruşu var ve ben bu duruşa da, onların bulundukları yerdeki sabitliğinden dolayı saygı duyuyorum. Ama bu ideolojik duruşa katılmıyorum." dedi.
Sağlıkta dönüşüm programından önce, mazot parası alınarak yılda yaklaşık 350 bin kişinin 112 ambulansları ile taşınabildiğini anımsatan Akdağ,"Bu husus bir felaket durumdaydı.
Bugün 2 milyon kişinin üzerinde vatandaşımız bu ambulans sistemi ile taşınıyor." şeklinde konuştu. Karda hareket kabiliyeti olan paletli ambulanslar ve hava ambulanslarının da hizmette olduğuna işaret eden Akdağ, "Yaklaşık 7 kat fazla vatandaşı taşıyoruz." ifadesini kullandı.
Sağlıkta dönüşüm programının AK Parti'nin programı olduğunu kaydeden Akdağ, "Ama bu programdaki en büyük pay beyaz önlüklü sağlık çalışanlarınındır. Ben beyaz önlüklü sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.Tenkit edilecek çok tarafımız olabilir ama insan arzu ediyor ki, böylesine bir bayram gününde, bu tenkitleri acımasızca, birbiri peşine makineli tüfek gibi sıralayanlar bunları da görsün." diye konuştu.
Koruyucu sağlık hizmetlerinin gerilediği şeklinde eleştirilere maruz kaldıklarını söyleyen Akdağ, "Bugün Türkiye 11 antijeni çocuklarına ücretsiz olarak takdim eden, çocuklarını bu 11 antijen ile aşılayan, yüzde 97 aşı kapsayıcılığı seviyesine ulaşmış dünyanın nadir ülkelerinden biridir." dedi.
Türkiye'de 2001 yılında kayıtlı 31 bin kızamık vakası bulunduğunu belirten Akdağ, "Şu anda Türkiye'de görülen vakaların hemen hepsi, şu ana kadar incelediklerimiz, Avrupa'dan gelen virüsler.Türkiye kızamığı elimine ediyor. Fransa'dan, Bulgaristan'dan Türkiye'ye kızamık bulaşıyor." şeklinde konuştu.
Ankara Tabip Odası Başkanı'nın konuşmasında anne ve bebek ölümlerine de değindiğini hatırlatan Akdağ, "En başarılı olduğumuz konulardan birine temas etti, Sayın Oda Başkanı. OECD ülkelerinin 30 yılda geldiği geçtiği noktayı, Türkiye 8 yılda geçti. Hem anne ölümlerinde hem bebek ölümlerinde.
Rakamları konuşurken 8 yıl öncesine bakmak lazım. Kıyaslamadan olur mu? Anne ölümleri Türkiye'de 2000'li yılların başlarında yüz binde 60 dı. 2010 rakamımız yüz binde 16'dır." dedi.
"8 SENE ÖNCE SİSTEM SİZİ MUTLAKA MUYANEHANEYE GÖTÜRÜYORDU"
Akdağ, Türkiye'nin sigarayla mücadelede tüm dünya tarafından örnek alındığını kaydetti. Herkesin tedavi olma hakkında kavuştuğunu dile getiren Akdağ, şöyle devam etti: "Bu millet bunları unuttu mu?
Bu ülkede 8 sene önce hastalandığınızda bir SSK hastanesinin kapısına da gitseniz, devlet hastanesinin kapısına da gitseniz, sistem sizi mutlaka bir muayenehaneye götürüyordu. Başka bir çare yoktu ki? Öyle değil miydi, değerli meslektaşım. Neden o zaman sokaklara çıkmadık? Neden?...
Karşı çıkılacak en önemli nokta sistem içerisinde hekimi hastası ile para noktasında karşı karşıya getiren eski ve köhnemiş sistemdir. Bu sisteme karşı yürümeliydik biz değerli meslektaşım, değerli Ankara Tabip Odası Başkanı, hem de kol kola."
"SAĞLIK, ALINIP SATILAN BİR META OLAMAZ"
Toplantıya girişinde dün gerçekleştirilen eylem ile ilgili bir soru üzerine, çıkartılan bir pankarttan bahsettiğini söyleyen Akdağ, "Pankartta, Dr. Che Guevera'nın izindeyiz, diyor. Olabilir. Bir takım örgütler Dr. Che Guevera'nın izinde olabilir. Ama biz onun izinde değiliz. Biz, Refik Saydam'ların izindeyiz, biz İbn-i Sina'ların izindeyiz, biz Mustafa Kemal Atatürk'ün izindeyiz." dedi.
İnsanların genel kabullerin çerçevesinde dünya görüşlerinin şekillendiğini aktaran Akdağ, "Ve bu dünya görüşü politikalara yön verir. Biz insanı kutsal bilen bir anlayışa sahibiz. Cebinde para olanın da olmayanında hakkıdır sağlık.
Sağlık, alınıp satılan bir meta olamaz. Sağlık yıllarca bu ülkede alınıp satılan bir meta halinde tutulmuştur. Türk hekimlerinin yüzde 90'ınına muayene kapısı gösterilmiştir. Ben bu arkadaşlarımı eleştirmiyorum. Onlar için başka bir seçenek yoktu." diye konuştu. Para veren ve veremeyen hastalara farklı muamele yapmanın hekimlik andı içmiş hiçbir hekime yakışmayacağını vurguladı.
AA