İzmir Hava Teknik Okulları'ndan 1982 yılında mezun olan Salim Aynacı, 1983 yılında Hava Astsubay Çavuş olarak Malatya'da göreve başladı. 4 yıl burada kaldıktan sonra Amasya Merzifon'a tayini çıkan Aynacı'yı Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevlendirme yazısı ile Ankara'ya çağırır. Etimesgut'taki misafirhaneye götürülen ve farklı illerden gelen 25 asker, karşılaştıkları manzara karşısında şok olur. Pencereleri tahta ile kapatılmış, ışık almayan bir hapishaneye dönüştürülen misafirhaneye alınırlar. Yazılı bir savunmaları alınır. Yalan makinesine bağlanan askerlerin gözleri tuvalete giderken bile hiçbir şeyi görmeyecek şekilde önce pamuk sonra da bezle bağlanır.
Savunma sonrası 28 gün hücre cezası verilen Salim Aynacı, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Misafirhane denilen hücreye girdiğimiz gün savunmamızı aldılar. 25 kişiydik. Pencereler tahta ile kapatılmış, ışık sızmayacak bir ortamdı. Kara Kuvvetleri Komutanı imzasıyla savunma verdik. 'İrticai faaliyette bulunduğunuz tespit edilmiştir. Bu konudaki savunmanızı yazın' diye önümüze kağıt verdiler. İlk gün savunmaları yazdık. Birkaç saat sonra savunma geldi. '28 gün oda hapsiyle cezalandırıldınız' diyerek aynı yerde cezamızı çekmeye başladık. Tuvalete bile gözlerimiz bağlı götürdüler. Sorguya giderken yine önce gözümüze pamuk koyup sonra bez takarak hiçbir yeri göremeyecek şekilde savunmamız alındı. Hiçbir belgeyi bize vermediler. Yalan makinesine bağladılar."
1991 yılının Aralık ayında YAŞ kararıyla ordudan atıldıklarını dile getiren Salim Aynacı için maddi ve manevi olarak zor günler başlamış. Ordudan atıldıktan sonra tuhafiye dükkânı açtığını vurgulayan Aynacı, "Bir insanın suçu ne ise mahkemede verilmeli. Damgalama yoluyla atılmak büyük haksızlıktı." açıklamasını yaptı.
cihan