MÜSİAD EKONOMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI -MERKEZ BANKASI BAŞKANI YILMAZ: (2) -'
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, eldeki verilerin orta vadeli programda öngörülen yüzde 5.4-5.5'lik bir cari açığın yüzde 25'lik kred
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-09 20:47:00
Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinde (MÜSİAD) düzenlenen toplantıda, 'Ekonomik Gelişmelere İlişkin 2011 Döviz ve Para Politikaları' konulu konuşmasının ardından soruları yanıtladı.Türkiye'deki emtia fiyat artışlarının oluşturacağı maliyetin enflasyona etkisinin sorulması üzerine, toptan eşya fiyatı rakamlarına baktıklarında orada bir artışın söz konusu olduğunu belirten Yılmaz, dolar fiyatı artarsa, onu içerideki fiyatlara yansıtacak olan kurda da bir artış olursa içerideki fiyatlara bir olumsuz etkisi olacağını söyledi.
Bunu da yavaş yavaş gözlemlemeye başladıklarını ifade eden Yılmaz, 'Dolayısıyla bizim burada son derece dikkatli olmamız lazım. Biz bu noktaya ülke olarak bir bedel ödeyerek geldik. Ülkemiz henüz fiyat istikrarını sağlamamıştır. Düşen enflasyon ortamındayız ve Merkez Bankası finansal istikrarı da dikkate alarak kesinlikle ve kesinlikle fiyat istikrarından taviz vermemelidir ve bütün politikasında da buna odaklanmalıdır' dedi.
Son 7-8 yılda Merkez Bankasının izlediği politika neticesinde Türkiye'nin üretim ve yatırım maliyetlerinde artış olduğu, bunun da ithalatı cazip hale getirdiği yönündeki eleştirilere işaret edilmesi üzerine de Yılmaz, şunları kaydetti:
'Kur değerleniyorsa, kurun sonucunda sizin ihracatınız dış piyasalarda pahalanıyor ve ithalatınız ucuzluyor. Ama 'Kur niçin değerleniyor?' sorusunu da sormak lazım. Ülkemiz şu anda tamamen dalgalı kur rejimini uyguluyor. Bizim aldığımız tedbirler kesinlikle kurla ilgili değil ama bunun kur üzerine mutlaka bir etkisi olacak ve oldu. Bizim orada öne çıkardığımız husus, finansal istikrarı tehdit eden cari açığa mümkün olduğu kadar, gücümüzün yettiği kadar, Merkez Bankası olarak bunu tek başımıza yapamayız, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da yapacakları var, cari açığı finansal istikrarın tehdit unsuru olmaktan çıkarmaya yönelik birtakım tedbirler...'
Türkiye'de arz tarafı güçlü bir kredi piyasası bulunduğunu, talep tarafının da güçlü olduğunu ifade eden Yılmaz, hane halkının, borçluluk oranı dünya standartlarına göre son derece düşük olduğu için kredi talep edecek güçleri, istekleri, arzuları bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, onun dışında Merkez Bankası'nın, aldığı politika tedbirleriyle faiz oranlarını 1.025 baz puan düşürdüğünü, kriz döneminde yüzde 24-25 seviyelerinde olan ticari kredilerin bugün yüzde 8-9'lu seviyelere geldiğini, yine bunun daha da üzerinde olan tüketici kredilerinin yüzde 11-12 seviyelerine indiğini, bu üç unsurun Türkiye'de kredi arzını ve kredi talebini kamçıladığını, körüklediğini, yıllık bazda son gelinen noktada kredi genişlemesinin yüzde 35'lere yakın olduğunu, tüketici kredilerinde yüzde 40'a yaklaştığını belirtti.
Durmuş Yılmaz, şunları kaydetti:
'Bu kredilerin tamamı yurt içinde üretilen mal ve hizmetlere gitmiyor. Bunun bir kısmı ithal ürünlere gidiyor. Bu bizim cari açığımızı artırıyor. Dolayısıyla bizim aldığımız tedbirler, sürdürülebilir, dur-kalk yapmayan bir ekonomik büyümeyi sağlayacak olan cari açığı ortaya koymak... Biz burada herhangi bir hedef vermiyoruz fakat elimizdeki veriler, orta vadeli programda öngörülen yüzde 5.4-5.5'lik bir cari açığın yüzde 25'lik kredi büyümesiyle sağlanabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla biz 'Kredi bulunduğu noktadan aşağıya gitsin, azalsın' demiyoruz, 'hızı yavaşlasın' diyoruz ve yıllık bazda da yüzde 25, 26, 27 olsun. Dolayısıyla burada illa yüzde 25 olsun da demiyoruz, böyle bir hedef de yok.'
-'ÖDEMELER DENGESİ RAKAMLARIYLA İLGİLİ BİR ENDİŞE YARATMAYALIM'
SON VİDEO HABER
Haber Ara