Dolar

34,9493

Euro

36,6369

Altın

3.003,29

Bist

10.011,07

'Hangi gazeteci eleştirdi diye tutuklandı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son dönemde gazetecilerin tutuklanmasına yönelik yurtiçi ve yurtdışından gelen eleştirilere cevap verdi. Erdoğan, 'Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için tutukludur? Hangi gazeteci, basın faaliyetinden dolayı tutukludur?' diye sordu.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-08 14:08:58

'Hangi gazeteci eleştirdi diye tutuklandı'
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Gazetecilerin tutuklanması:


- Tutuklanan, gözaltına alınan gazeteciler üzerinden kampanya başlatanlara açık açık sesleniyorum. Hangi gazeteci hükümeti eleştirdiği için tutukludur? Hangi gazeteci, basın faaliyetinden dolayı tutukludur?

- Tutuklu ve hükümlü olarak, mesleği gazeteci olarak kayda geçen 27 kişi var. Bunların arasından bir tanesi bile gazetecilik faaliyeti yüzünden cezaevinden değil. Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak, silahlı terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, ateşli silah bulundurmak, resmi belgede tahribat. 27 kişinin cezaevlerinde bulunma gerekçeleri bunlar. Yani AK Parti'ye hakaretten dolayı değil.

- Biz dünyanın en ileri standartlara sahip basın yasalarını çıkardık. Medya kuruluşlarının yöneticileriyle birlikte çıkardık. Yasa maddelerinin yorumlanmasından dolayı çeşitli sorunlar yaşanıyordu. Bunun üzerine gidiyoruz.

Basın özgürlüğü:

- Geçtiğimiz hafta savcıların talimatıyla bazı gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda tartışma başlattı. Tartışmanın gerçek mecrasından çıkarak, belli medya kuruluşları ve muhalefet partileri tarafından son derece haksız, hükümet aleyhine kampanyaya dönüştürülmek istendiğini görüyoruz.

- Şiir okuduğu için hapis yatmış bir Başbakan olarak, ifade özgürlüğünü savunduğumuzu, basın özgürlüğüne saygılı olduğumuzu belirttim. AK Parti geçmişten bu yana susturulan, bastırılan, büyük bir kitlenin temsilcisi olarak iktidara gelmiştir. Son dönemde mücadele ettiğimiz çeteler, karanlık odalar vesayetçi güçler, vatandaşı tehdit olarak gören, halkın hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmaya çalışan anlayışın temsilcisiydi bunlar. Bunlara karşı demokrasiyi, hak ve özgürlükleri savunan ise biz olduk.

"Senaryo tersine çevrilmeye çalışılıyor"

- Şimdi birileri çıkıp senaryoyu tersine çevirmeye çalışıyor. 28 Şubat’larda köşelerinde yazı yazanların nasıl saldırdıklarını biz iyi biliriz. Yıkıma karşı destekler verdiklerini çok iyi biliriz. Bizler baskının hor görmenin hukuksuzluğun ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bizim siyasi mücadelemiz, ileri demokrasinin gelişmesi içindir. Biz 70’li yılları gördük, 80 darbesini yaşadık, biz 90’lı yıllarda 28 Şubat’ta demokrasinin nasıl askıya alındığına, konuşanların nasıl susturulduğuna şahit olduk.

"İrade yargının"

- Son yaşanan gözaltılar ve devam eden yargı süreci, kendi mecrasında yürümektedir. Yürütmenin değil tamamen yargının iradesi dahilinde gerçekleşmektedir. İçinde olmadığımız bir yargılama süreci hakkında, bizden görüş belirtmemizin istenmesi yanlıştır. Bu olay üzerinden hükümetin yıpratılmaya çalışılması ise daha büyük yanlıştır.

"Hükümet durması gereken yerde"

- Birileri çıkmış olup biten her şeyi hükümete fatura etmenin gayreti içinde. Başka birileri de çıkmış, ‘hükümet adım atsın, yargıya müdahale etsin’ diyerek hükümeti sürece dahil etmeye çalışıyor. Hükümet durması gereken yerde durmaktadır. Biz biliyoruz ki basın özgürlüğü demokrasi içinde mümkündür. Demokrasinin olmadığı, ileri standartlara ulaşmadığı, demokrasinin tehdit altında olduğu bir ortamda hiç kimse basın özgürlüğünden bahsedemez.

"Yazarların ellerine ısmarlama konular verildi"

- Biz bu ülkede bir kısım basın kuruluşlarının nasıl görevler yüklendiğini çok iyi hatırlıyoruz. 1960’ın hemen öncesinde toplumu kışkırtmak için gazetecilerin ve yayın kuruluşlarının nasıl durumdan vazife çıkardıklarını biliyoruz. Aynı şekilde 28 Şubat sürecinde manşetlerin nerelerde hazırlandığını, köşe yazarlarının ellerine nasıl ısmarlama konular verildiğini de çok iyi biliyoruz.

Batı neden anlama zorluğu çekiyor?

- Her defasında basın özgürlüğü diyen Batı’nın, konu Türkiye olduğunda rahatsızlık duymasını, anlama zorluğu çekmesini de biz anlamıyoruz. Aslında onları da anlamak lazım. Çünkü oralarda basın mensupları darbelere çanak tutmuyor, psikolojik harekatlar yürütmüyor.

- Bunun üzerinden hükümetin yıpratılmaya çalışılması da son derece yanlıştır. İleri demokratik standartların mücadelesini en önce vermesi gereken kesim medya kuruluşları olmalıdır.

- Ben 28 Şubat’ı yaşadım. Nasıl olurda bunlara destek veririm diyen medya kuruluşları maalesef konu AK Parti’yle ilgili konulara gelince verip veriştiriyor.

"Hangi gazetenin manşetine karıştık?"

- 8 yıl boyunca manşetine karıştığımız, dobra konuşuyorum. Bir gazete var mı? Rahatsız olduğumuz dönemler oldu, yalan yazıldığı dönemler oldu. Ama hakkımızı yargıya götürdük. Bazıları neden yargıya götürüyorsun dedi. Eğer hukuk devletiysek ben hakkımı yargıda ararım. Siyasetçiyim diye hedef tahtası mı olacağım? Dillerine ne geliyorsa bunu söyleyecekler. Biz de buna ya sabır çekeceğiz, yok böyle birşey.

"Yargı bizim için ilginç kararlar verdi"

- Bazen yargı bizim için çok ilginç kararlar verdi. Siz siyasetçisiniz dedi. Bu hakaretlere ilginç bir kılıf buldular. Bu eleştiri değil, ağır eleştiri dediler. Hükümeti sistematik olarak eleştiren birçok gazete ve köşe yazarı var. Hükümeti topa tutan yayınların, siyasi bir kampanyaya dönüştüğünü görüyoruz.

"Medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldik"

- Bizim gelecek saldırılara karşı korkumuz yok. Biz muhtar bile olamaz diyen medyayla çarpışa çarpışa iktidara geldik. Siyasi gücümüzü de medyadan değil sadece milletimizden aldık, sizden aldık. Onun için ne kimseye minnet ederiz, kimsenin vesayeti altına gireriz, ne de bu tür yollara tenezzül eder muhalifleri susturmaya çalışırız.

Muhalif yazarları susturdu mu?

- Biz AK Parti’nin muhalif yazarları susturduğu iddiasını hakaret olarak kabul etmeyiz. Çünkü yarası olan gocunur, bizim böyle bir yaramız yok.

CNN

Haber Ara