ABD’nin Lahor konsolosluğunda görevli bir Amerikalı olan Raymond Davis’in 27 Ocak’ta tutuklanmasının ertesinde drone uçuşları durdurulmuştu. Pencap eyaletinin göbeğinde gün ortasında iki Pakistanlı genci öldürmek suretiyle « soğukkanlı bir cinayet işlemekle » suçlanan Raymond Davis hala hapishanede tutuluyor. Davis ölen iki kişinin parasını soymaya yeltendiklerini belirterek eyleminin nefsi müdafa olduğunu savunuyor. Davis için diplomatik dokunulmazlık talebinde bulunan Amerikalılar ise mahkûmun tez elden serbest bırakılmasını istiyorlar.
« CIA Ajanı »
Kendi kamuoyu önünde kendisini daha da gözden düşürebilecek bir sorun karşısında çekingenliğini koruyan, Washington’un misilleme tehdidinde bulunduğu İslamabad bir kez daha eylemsizliğe sığınmış durumda. Nitekim Pakistan Dışişleri Bakanlığı Davis’in gerçekten diplomat olup olmadığını tespit amacıyla kendilerine süre tanınmasını talep etmiş bulunuyor.
Pakistan gizli servisi ISI ise Davis’in başından bu yana bir « CIA ajanı » olduğunun süpheye yer bırakmayacak düzeyde açık olduğunda ısrarlı. Nitekim Amerikan kaynakları da bu düşünceyi doğrulamış bulunuyorlar. Şubat başında Le Figaro’ya açıklama yapan bir ISI yetkilisi « Tutuklandığı sırada, üzerinde inanılmaz düzeyde istihbarat içerikli materyal bulunuyordu ve bir diplomat için fazlasıyla silahlıydı » şeklinde konuşmuştu. Pazartesi günü ISI tarafından AFP’ye iletilen bilgilerde « CIA’in daimi ajanlarından değil fakat onun için çalışıyor. Teyit edildi. Bir bakıma bizim zararımıza faaliyetler yürütüyordu » ifadelerine yer verildi. Görünüşe göre, görevi açısından kolaylık sağlaması maksadıyla Davis’in ismine CIA’in resmî listesinde yer verilmemişti.
Üç haftadır, Amerikan drone’larının Pakistan içerisindeki hava saldırılarının neden dondurulduğu konusunda spekülasyonlar da alıp başını yürümüştü. Şimdiyse soru işaretleri neden yeniden harekete geçildiği üzerinde duruyor. Bazı gözlemciler Raymond Davis’in « Predator » operasyonunda önemli bir aktör görevi gördüğünü dile getirirken bazıları ISI’nin artık CIA ile işbirliği yapmadığını, bunun da drone saldırılarının isabetli saldırılar yapmasını engellediğini savunuyorlar. Bir kısmı ise söz konusu ara verme sürecinde ABD’nin Pakistan’daki Amerikan karşıtlığını bir nebze de olsa azaltma hedefi güttüğü kanaatinde. Drone saldırıları ve başka diğer faktörlerin de etkisiyle Lahor’daki çifte cinayetle ilgili durumun olumsuz bir seyir izlemesi kaçınılmazdı. Hemen bir karar çıkmasını istemeyen Washington saldırıları askıya alma kararı almıştı.
Pazartesi günü Washington Post’un yayınladığı haberle yer yerinden oynadı. Haberde « geçen yıl CIA’in Pakisan’daki drone saldırıları sonucunda 581 militanın öldürüldüğünü »… ancak bunlar arasında « sadece ikisinin ABD’nin en çok aranan teröristler listesinde yer alacak kadar önemli kişiler olduğu » bilgilerine yer veriliyordu. Yoksa drone saldırıları istenilen verimliliği sağlamıyor muydu? Washington ve İslamabad’ın en sonunda mutabık kalabilecekleri bir nokta bu.
Çeviren: Zeynel Kılınç
(Le Figaro, 22 Şubat 2011, “Washington reprend la guerre des drones au Pakistan”)
Ekopolitik