"Friedrich'in yengesi Türk, tek eksiği Müslüman milletvekili"

Almanya'nın çiçeği burnunda İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich'in (CSU) İslam ile alakalı sözleri tartışma konusu olmaya devam ediyor. Almanya gündemine yön veren ve Savunma Bakanlığı görevinden istifa eden Karl-Theodor zu Guttenberg'in intihal iddiasını ilk defa gündeme getiren Süddeutsche Zeitung (SZ), 'Türk yenge' başlığıyla yayınladığı yorumda, yeni İçişleri Bakanın İslam konusunda tehlikeli bir oyuna cesaret ettiğini ve Thilo Sarrazin taraftarlarını kazanmada ısrarcı olduğunu duyurdu. Roland Preuß imzalı makalede, Friedrich'in 'Müslüman vatandaşların Almanya'ya ait olduğu, ancak İslam'ın ait olmadığı' sözünün hiçbir amacının olmadığına ve bu konuda hafta sonunda Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) siyasi Alexander Dobrindt'in 'İslam, Alman 'light' kültüründen sayılmıyor.' açıklamasıyla bir adım daha ileri gidildiğine yer verildi. Bu açıklamaları 'İnançlı Müslümanlar, dışarıda bekleyin; biz kapıyı açarsak ilk önce bize adapte olmalısınız.' şeklinde yorumlayan Alman gazeteci, Friedrich'in sözlerini yumuşatmasının ve Türk yengesi olduğunu söylemesinin, ilk verdiği mesajın çekirdeğini değiştirmediğini dillendirdi. Türk akrabası olmasının Friedrich'in tek kozu olduğuna parmak basan Preuss, gerçekte ise CSU'da Müslüman bir milletvekili eksikliği yaşandığına vurgu yaptı. İslam'ın Almanya'ya ait olmadığı cümlesindeki fiilin şimdiki zaman diliminde kullanılmasının yanlış olduğunu, Alman tarihine İslam'ın çok az etki yaptığını, fakat bu gün 2 binden fazla cami ile bu dinin bu ülkenin bir parçası haline geldiğini yazan SZ yazarı, Friedrich'in Müslümanları dinlerinden ayrı değerlendirmeye çalışmasının, ihracat şampiyonu Almanya'nın globalleşmeden hiç etkilenmemeye çalışması gibi bir saçmalık olduğunu ima etti. Preuss, yeni İçişleri Bakanının yaptığı ilk açıklamada İslam'ı hedef alarak makamını Sarrazin taraftarlarını ve İslama iyi bakmayan insanları Birlik Partilerine bağlamak için kullanabileceğini savundu. Bu bağlamda daha önce de benzer açıklamayı yapan Friedrich'in şimdi halefi Thomas de Maizire'den daha inandırıcı olduğuna dikkat çekildi. 2011 süper seçim yılında bunun hafife alınamayacağını söyleyen Preuss, fakat bu taktik başarının pahalıya mal olduğunu ifade etti. Yazara göre Friedrich ve yandaşları, bu şekilde Müslümanlar ile diyalog işinin temelinden vazgeçildiğini ortaya koydu. İslam'ın Almanya'nın bir parçası olduğunu sadece Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un değil, beş yıl önce dönemin İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin (CDU) İslam Konferansı başlangıcında ifade ettiğini hatırlatan yorumcu, eski bakanın amacının Müslümanları bu ülkeye bağlamak olduğunu ve (Alman) devletinin yetiştirdiği imamlar kazanmak olduğunu belirtti. Preuss yorumunu şu ifadeler ile sonlandırdı: 'Beş yılın ardından -son tartışmalar olmasa dahi- İslam Konferansı zarar gördü. Devlet ve Müslüman temsilciler arasındaki görüşmeler uzadı, dört büyük Müslüman dernekten ikisi görüşmelerden çıkarıldı veya kendileri ayrıldı. Şayet Friedrich, konferansı kurtarmak istiyorsa bilmeli ki, adapte olun çağrısı yeterli olmayacak'.