Gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı Şahin şu açıklamayı yaptı:
''Peki kabahat kimde? Yasalarımızda mı? Yasalarımızda ise Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve diğer mevzuatı yeni değiştirdik. Yeni derken birkaç yıl önce yürürlüğe girdi ve AB, bu yasal düzenlemeler sebebiyle Türkiye'ye müzakere tarihi verdi. Peki kabahat bu yasaları uygulayan hakim ve savcılarımızda mı, onların acemiliklerinde ya da ön yargılarında mı? En kıdemlisinin 20 yıllık hakim ve savcı olduğunu bildiğimiz özel yetkili mahkemelerde görev yapan hakim ve savcılarımız işlerini bilmiyorlar mı acaba? Acaba onlar gazetecilere hasım mıdırlar? Ben bunu da düşünemiyorum. Onlar, hakim ve savcılık mesleğinde son derece tecrübeli arkadaşlardır. Kimseye kin tutmazlar, kimseyi hasım olarak da görmezler."
Necip Fazıl Kısakürek'in şair, gazeteci ve yazar olduğunu, cezaevlerinde çok kaldığını hatırlatan Şahin, Kısakürek'in ''Bir Adam Yaratmak'' adlı eserinde kahramanlardan birinin diğerine ''Hırsız ciğerini söküp almaya gelmişse ciğerine soracaksın ne suç işledin diye'' dediğini ifade etti. Gazetecilere ''Hakimleri, savcıları değerlendirin, onları bir noktada eleştirin. Bütün bunları yaparken kendi meslektaşlarımızı da değerlendirelim'' diye seslenen Şahin, gazetecilerin hangi iddialarla ilgili tutuklandığını, haklarında hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle gizliliğin kalkmasından sonra öğrenilebileceğinin altını çizdi.
Şahin, ''Ben bu arkadaşlarımızın suçlu olduklarını iddia etmiyorum, edemem. Çünkü hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olana kadar herkes masumdur. Ama hangi gerekçelerle bu arkadaşlarımızın suçlandığını, tutuklandığını bilmiyoruz. Şu anda mevcut hallerini değerlendirerek birtakım yorumlar yapıyoruz. Biraz sabredelim, iddianame hazırlansın, ilgili mahkemeye dava açıldıktan sonra deliller ortaya çıkacak. Ondan sonra sağlıklı bir değerlendirme yapma imkanına sahip olacağız'' diye konuştu.
Şahin şöyle devam etti:
"Doğrusu ülkemde cezaevlerinin bomboş olmasını arzu ederim. Cezaevlerinde hiçbir tutuklu ve hükümlü olmasın arzu ederim. Özellikle hiçbir basın mensubunun, hiçbir yazarın, çizerin hakkında soruşturma açılmadığı ve tutuklanmadığı, davalara muhatap olmadığı bir ülke olmasını arzu ederim.
Ama Türkiye'de yasalar var, yasaları uygulamakla görevli merciler var. Bunlar görevlerini yapıyor. Yapmak durumundalar. Ben de TBMM Başkanı olarak tartışmaları takip ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın açıklamalarını ben de okudum. Ülkemizin AB ile müzakere sürecinde olduğu bir dönemde gazetecilerin tutuklanması sebebiyle tartışılmasından rahatsızlık duyuyorum."
ntvmsnbc