''Ham petrol ile pamuğun ne ilgisi var?'' diye düşünenlerin olabileceğini belirten Kirişci, ''Günümüzde artık elyaf sadece pamuktan değil, ham petrolden de üretilebiliyor. Bu nedenle son dönemlerde, ham petrolden elde edilen suni elyafın fiyatındaki yükseliş, pamuk elyafına olan talebi daha da artırdı'' dedi. Kirişci, 2010 yılının ocak ayında kilo fiyatı 2,5 lira olan pamuğun bugün 7 lira sınırına dayandığını, son verilere göre, Adana Ticaret Borsası'nda işlem gören Çukurova pamuğunun elyafının kilosunun 6,75 lira olduğunu, Ege tipi pamuğun fiyatının da bunun üzerine çıktığını kaydetti.
Dünya pamuk stoklarında da uzun zamandır gerileme olduğunu, ABD'nin pamuk üretiminden uzaklaştığını, yine bir başka üretici ülke olan Pakistan'da sel felaketi yaşandığını anımsatan Kirişci, şunları söyledi:
''Tüm bu etkenlerin yanı sıra dünya nüfusu hızla artıyor. Hızla büyüyen Çin ve Hindistan'ın toplam nüfusu dünya nüfusunun yüzde 40'ını oluşturuyor. Bu ülkeler doğal olarak daha fazla tüketici konumuna geliyor. Sosyo ekonomik düzeyin yükselmesi ve buna bağlı olarak sağlıklı giysilere yönelme de talep artışında önemli etken oldu. Türkiye'de de pamuklu giysilere olan talep eskiye göre artıyor.''
Kirişçi, pamuk fiyatlarındaki anormal yükselişin ipliğe, dokumaya ve ardından kumaşa ve konfeksiyona yansıdığına işaret ederek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de üretici uzun yıllar pamuk ekiminden uzaklaştı. Bu nedenle pamuk için ödenen döviz yıllık 1 milyar dolar civarındaydı. Bu yıl ekim alanları eskiye oranla artış gösterdiğinden ihracat rakamlarımız düşebilir ancak, bu konuda kendi kendimize yetmemiz için daha çok pamuk ekmek zorundayız. Pamuk son derece stratejik bir ürün ve her yerde yetişmiyor. Türkiye ise pamuk üretimi açısından uygun iklim koşullarına sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi için de hükümetimizin üreticilere uyguladığı prim desteği itici güç oluyor.''
AA