Dolar

34,9528

Euro

36,7002

Altın

2.999,99

Bist

10.011,08

Bakan Kavaf'dan başörtüye destek

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı(GYV)'na bağlı Medyalog Platformu ve Kadın Palatformu tarafından düzenlenen 'Medya'da Kadın Algısı ve İstihdam ve İstismar' konulu çalıştayda konuşan Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, 'Yasalarda olmayan kamusal alan sınırlamasından dolayı kadınları istihdam edemiyorsunuz. dedi

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-03-05 15:41:40

Bakan Kavaf'dan başörtüye destek

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı(GYV)'na bağlı Medyalog Platformu ve Kadın Palatformu tarafından düzenlenen "Medya'da Kadın Algısı ve İstihdam ve İstismar" konulu çalıştayda konuşan Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, "Yasalarda olmayan kamusal alan sınırlamasından dolayı kadınları istihdam edemiyorsunuz. Buda kadın üzerinden bir şiddettir. Demokrasi ve insan hakları bağlamında bunun ortadan kaldırılması gerekiyor." dedi. Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar ise, erkeklerin 'Medyada yeteri kadar kadın yok' düşüncesini sürekli vurguladığını belirterek, "Bu yanlış sakat bir vurgudur. Bir kere siz önünü kapatırsınız bütün alanlarda nasıl yetişecek? Bunu değiştirmek için pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var." dedi.

 

Bolu'nun Karacusu Beldesi'ndeki Gazelle Otel'de 2 gün sürecek Çalıştay'ın birinci oturumunda 'Medyanın konusu olarak kadın' başlığı tartışıldı. Tartışmalarda Türkiye'de kadının toplumsal hayattaki rolü ve iş hayatındaki konumu ele ele alındı.Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, elbetti bir kadının hem siyasi temsilde, hem çalışma hayatında, hem sosyal hayatın içerisinde, hayatın her noktasında var olması gerektiğini belirterek, bu konuda mücadele ettiklerini anlattı. Kadının çalışma hayatı içerisinde olması, sosyal hayat içerisinde yer almasının bir takım gerekleri olduğunu ifade eden Kavaf, eğitimli olmanın seçilmeyi, istihdamı kolaylaştıran faktör olduğunu kaydetti. Kavaf, şöyle devam etti: "Kız çocukların eğitim alması için çok ciddi adımlar var. Ekonomik anlamada verilen destekler var. Bir rejim tehdidi algısı ve kamusal sınırlama algısı ortaya çıkıyor. Yasalarda olmayan kamusal alan sınırlamasından dolayı bu insanları istihdam edemiyorsunuz. Buda kadın üzerinden bir şiddettir. Önce demokrasi ve insan hakları bağlamında bunun ortadan kaldırılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Medyada, siyasette nitelikli, tartışması olmadan kadının artmasının Türkiye'yi bir anda değiştireceğine inandığını söyleyen Gazeteci-Yazar Oral Çalışlar ise, "Medyada yeteri kadar kadın yok diye erkekler tarafından sürekli vurgulanıyor. Bu yanlış sakat bir vurgudur. Bir kere siz önünü kapatırsınız bütün alanlarda nasıl yetişecek? Bunu değiştirmek için pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var." dedi.

"GAZETECİLERİN ÇOCUKLARIYLA İLGİLİ BİR KREŞ DÜZENLEMESİ YOK"

Çalıştay'daki bazı tebliğci ve müzakerecilerin konuşmaları şöyle:

Gazeteci Ahmet Tezcan: Bir medya kuruluşunda çalışan gazetecilerin, kadın gazetecilerin ya da erkek gazetecilerin çocuklarıyla ilgili bir kreş düzenlemesi konusunda kimse bir girişimde bulunmuyorsa, bunda hem erkeklerin hem kadınların sorumluluğu var demektir. Arkadaşlarımız sürekli istismardan şikayet etti.

Gazeteci Elif Çakır: Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Erkek kotası var mı ki kadın kotası olsun. Yönetime kadınlar gelsin diyoruz, biz kadınlar olarak bir yerlere gelmek istiyoruz. Yayın yönetmeni olmak istiyoruz. Kariyer yapmak istiyoruz. Kadın yaratılış bakımından detaycıdır. Medyada kadın olduğu zaman vicdan boyutuyla bakan biri olduğu zaman tartışmayı daha doğru zeminde yapabiliriz.

"KADIN TELEVİZYONDA GÖRSEL META OLARAK KULLANILIYOR"

Yapımcı Fuat Uğur: Televizyon medyanın bir parçasıdır. Televizyonlarda gazetelere göre daha çok kadın çalıştığını görüyoruz. Bunun sebebi de yine aynı sorunda kaynaklanıyor. Kadın görsel meta olduğu için daha çok çalışıyor. Metorodların çoğunluğu bile kadın. Kadın sunucuların geçmiş yıllarda, haber spikerlerden çok güzel kadınlar çalışmaya başladı. Hepsinin saç biçiminin değiştirilmesi çok önemlidir. Haber t izleyen kadınlar saçları tartışır ve onları model olarak alırdı. Gülgün Feyman öncüydü. Hergün saçını değiştirirdi, onun saçları konuşuluyordu. Televizyon haberlerindeki hala devam eden bir dil vardır. Ona dikkat etmek gerekiyor. Gazetelerde yapılan dili başka bir forumudur. Taksim yaşanılan bir olay üzerinden bir olay. İki kadın bir şoförü dövdü. Kanunların korumadığı kadınların kendilerini korumaları isteniyor. Toplumda kadınlar sürekli taciz ediliyor erkek gibi olmaları ve kendilerini korumalı. Yaz aylarında plajlarda sahillerdeki kadınların arz endem ettiğei çekilmiş görüntüleri haber formunda sunulması, yakın planlarla ekrana getirilmesi hala devam ediyor. Bu tür programcılık anlayışının normal karşılanması bana tuhaf geliyor.

"KADINLAR 'ERKEKLEŞİYORUZ' DİYOR"

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Yasemin İnceoğlu: 2002'de çıkan bir kitabım için yaptığım araştırmada, medyada çalışan kadın gazeteciler, 'İçeri girdiğimiz zaman, dişiliğimizden kurtulup, erkekleşiyoruz.' diyor. Basın özgürlüğünden en önemli gereklerinden biri öz denetim. Türkiye'de medya bunu iyi anlamda yapamıyor.

Televizyoncu Hasan Öztürk : Münevver Karabulut cinayeti bambaşka bir şeyi tartıştırdı. Yani bir genç kızın paramparça edilmiş cesedi üzerinden günlerce istismar yaşandı. Cinayetin işlendiği villanın önünde, genç kız arkadaşlarımızın büyük keyif alarak anonslar çektiğini hatırlıyorum. Hem orada cinayete kurban gitmiş bir kadının sorunu var, hem de bunu istismar eden bir kişinin medyada çalışan kadın olması. Bu sorun önemli. Haber şehvetinin bütün ilkelerimizin önüne geçebildiğini gösteriyor.

Gazeteci-Yazar Ali Atıf Bir: Kadın ve erkek rollerinin yüzde 90 öğrenilmiş roller ve kültürden kaynaklanıyor. Farkında olmadan kadına yönelik aşağılama ve düşmanlık var. Bunu sadece medya çözemez bunun için köklü toplu seferberlik gerekiyor. Gazetelerde bilinçli seçilen magazinlere nasıl bir öz kontrol oluşturulacak? Bunun yasalarla çözüleceğini sanmıyorum. Medya patronları, yöneticileri bunu konuşmalı.

"KADINLAR EGEMEN YERLERE GELDİĞİNDE BU HAYATI FARKLILAŞTIRACAKTIR"

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Naci Bostancı: Kadının romantik aşkı temsil eden kişi, erkeği parayı gücü temsil eden kişi olarak gelecek okuması hali, acaba kadının erkeğin doğası, toplumsal ve maddi şartlarda bağlı bir durum mu? Para ve güç erkekse, o güç sahibine karşı denkliği sağlama, romantik bir durum olabilir. Kadının bir doğası yok. Bir yaratılış atfı olabilir. Bana öyle geliyor ki kadının o doğa atfı geleneksel muaf çevreden sağlanmıyor. Bir nevi kadınlar siyasette medyada daha fazla rol alırlar önleri açılırsa, kadınlar kendilerine ilişkin nitelikleri üzerinden hayatı daha güzelleştirebilirler. Kadınlar uzlaşmacı, barışçı rasyonel ve duygularını koyan insanlardır.Onlar egemen yerlere geldiğinde bu hayatı farklılaştıracaktır.

CİHAN

 

Haber Ara