Türkiye'deki yetişkinlerin yüzde 45'i sigara içiyor

Yeşilay Cemiyeti Kahramanmaraş Şube Başkanı Mustafa Timurbanga, sigaranın, ülkenin bir numaralı toplumsal sorunu olduğunu söyleyerek, "Sigaranın insan hayatı ve sağlığına verdiği zarardan dolayı her yıl 100 bin vatandaşımızı kaybediyoruz." dedi. Mustafa Timurbanga, Yeşilay Haftası nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Sigaranın zararlarını anlatan sunumunun ardından, açıklamalarda bulunan Timurbanga, zararlı alışkanlıkların bırakılması gerektiğine vurgu yaptı. Özellikle sigaranın, ülkenin bir numaralı toplumsal sorunu olduğuna dikkat çeken Timurbanga, "Sigaranın insan hayatı ve sağlığına verdiği zarardan dolayı her yıl 100 bin vatandaşımızı kaybediyoruz. Ülkemizde yetişkinlerin yüzde 45'i sigara içiyor. Erkeklerde bu oran yüzde 63, bayanlarda da yüzde 20 civarında. Toplumun ihyası için topyekûn Yeşilaycı olmak ve bu gidişe dur demek zorundayız." diye konuştu. Yüzlerce hastalığın baş tetikleyicisi olan sigaraya yılda 15 milyar dolar para harcandığının altını çizen Timurbanga, "Sigara içme yaşının 11'lere indiği ülkemizde hali hazırda yaklaşık 20 milyon insan sigara içmektedir. Sigaranın yol açtığı hastalıkların ekonomiye verdiği zarar ise 2,7 milyar dolardır. Sağlıklı bir nesil için bu kötü alışkanlıklara hayır demeliyiz." ifadelerini kullandı. Özellikle Kahramanmaraş'ta yaygın olarak kullanılan 'ağızotu' ile ilgili de değerlendirmede bulunan Timurbanga, "Şehrimizde sigarayı bırakan her iki kişi ağız otuna başlamakta. Mevcutlarla birlikte ağızotunun kullanımı yüzde 50'ye yaklaşmış durumda." şeklinde konuştu. ANNE VE BABA EVLADINA YAŞANTISIYLA MODEL OLMALI Dünya olduğu gibi Türkiye'de de sigaradan ciddi manada kaçışın başladığını aktaran Timurbanga, şöyle konuştu: "Özellikle devletimizin almış olduğu kapalı mekânlarda sigara içmemeyi öngören yasaya yüzde 98 oranında uyuluyor. Sigara paketlerinin üzerindeki uyarılarda etkili oldu. Böylece 2010 yılında sigara satışları yüzde 7 ile 10 oranında düştü. Ancak bu yeterli değil. Zira kimsenin kendisini ve çevresini kendi eliyle tehlikeye atma lüksü yoktur. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' da diyemezsiniz. 'Yavrum, dediğimi tut, gittiğim yoldan gitme.' devri de bitmiştir. Anne ve baba evladına yaşantısıyla model olmak durumundadır."