2. ANTALYA ARICILIK KONFERANSI -TÜRKİYE ARI YETİŞTİRİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ BAŞK
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Bahri Yılmaz, arıların yok olmasında, kullanılması yasak zirai ilaçların etkisini
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-03-01 15:22:00
Antalya Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından düzenlenen '2. Antalya Arıcılık Konferansı' Tarım İl Müdürlüğü Salonunda gerçekleştirildi. TAB Başkanı Bahri Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de arıcılık ve bal üretiminin 3 bin 500 yıl öncesine dayandığını söyledi. 3500-3700 yıl önce paraların üzerinde arı kabartmaları bulunduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin arıcılık ve bal üretiminde dünyada ikinci sırada yer aldığını kaydetti. 79 ildeki 48 binden fazla bal üreticisi tarafından yılda 84 bin ton bal üretildiğini kaydeden Yılmaz, bal üretim kaynakları ve alanlarının korunması için çalışma başlattıklarını bildirdi.
Son üç yıldır arıların yok olmaya başladığına işaret eden Yılmaz, pamuk, ayçiçeği gibi ürünlerde Avrupa ülkelerinde ve Türkiye'de de yasaklanmış zirai ilaçların kullanımından dolayı arıların kaybolduğunu savundu. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bazı ilaçlar tohumda üç yıla kadar etkili oluyor. Bu ilaçların kullanıldığı bölgelerde arı, hafızasını kaybediyor, kovanına dönemiyor. Arı kayboluyor. ekiminde Avrupa'da yasaklanan zirai ilaçlar kullanılıyordu. Bakanlık bunları yasakladı. Arıcılar, gittikleri bölgede ilaçlı tarım yapılıp yapılmadığını öğrensinler. Zirai ilaçlı tarım yapılıyorsa da birliklerine bildirsinler. Arılarımızın ölmesine, kaybolmasına izin vermeyelim. Isparta'da kiraz üreticilerinin arıcılara gösterdiği hoşgörüyü pamuk ve ayçiçek üreticilerinden de bekliyoruz.'
Orman Genel Müdürlüğü tarafından Bal Ormanları Projesi başlatıldığını hatırlatan Yılmaz, çam balı ormanlarının haritasının çıkarıldığını kaydetti. Arıcıların ormanlara zarar vermediğini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
'Dünyanın en büyük arıcı ülkesiyiz. Arıcılıkta en iyi hijyen sağlayan ülke Türkiye. Bizden başka ülke yok. Her ilin ürettiği balını paketlemek için tesisler kuruyoruz. Türkiye, bal üretiminde dünyada ilk sırada ama buna rağmen 21 ton arı sütü, 200 ton polen ithal ediliyor. Yerli üretim ülke ihtiyacını karşılamak zorunda. Arıcılar polen ve arı sütü üretimine de ağırlık vermelidir. 2007 yılında 1200 ton bal ithalatı kararı alınmıştı. Girişimlerimiz sonucu bunu engelledik. Dünyanın en büyük bal üreticisi ülke bal ithal eder mi? Glikoz şurubunu bal diye satıyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne şikayette bulunduk, 700 paket sahte ürünü tespit ettirdik. Sahte ürünlere el koyuldu.'
Yılmaz, üretimde, kovandan kavanoza kadar balın izlenebilirliğini sağladıklarını da sözlerine ekledi.
-'ANTALYA, BAL ÜRETİMİNDE DE MERKEZ OLMALI'-
Antalya Tarım İl Müdürü Bedrullah Erçin de, Türkiye'nin arıcılık üretimi ve arıcılık gen merkezi olması gerektiğini söyledi. Kovan varlığı açısından dünyada ilk sırada gelen Türkiye'nin kovan başına bal veriminin düşük olduğunu kaydeden Erçin, şu bilgileri verdi:
'Turizmin başkenti Antalya'nın aynı zamanda bal üretiminde de başkent olması gerekir. Çünkü Antalya'da yılda 3-4 kez bal hasadı yapılabiliyor. Artık bal vadileri projesi başlatılıyor. Antalya bal üretiminde de merkez olmalı. Bal ihracatımız 12 bin tondan 826 tona düştü. Bunu çok iyi araştırmalıyız. Bal ihracatının düşmesinin nedenlerinin başında ise zirai ilaç kalıntısı geliyor. Avrupa'da kullanılması yasak olan zirai ilaçlar Türkiye'de de yasak. Bunları çok iyi takip etmemiz gerekiyor. Arıcılarımız, arılarını bıraktıkları bölgelerde tarımcılarla çok iyi bağlantı kurmalılar. Bal ihracatı için de öncelikle izlenebilirlik ve marka yaratılmalı.'
Antalya Orman Bölge Müdürü Recep Kaşan ise, Bal Ormancılığı Projesinin Bal Vadisi Projesine dönüştürüldüğünü bildirdi. Antalya'da üç pilot bölge seçildiğini anlatan Kaşan, biyolojik çeşitliliği sağlamak için bin 500 dekar alanda bal üretimini destekleyen ağaçların geliştirildiğini belirtti. Kaşan, ormanlarda faaliyette bulunan arıcılardan, yangına çok hassas bölgelerde dikkatli olmalarını istedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara