12 Şubat'ta ivme kazanan "Değişim Devrimi" için yapılan gösteriler sonucunda 13 kişi öldü, 75 kişi yaralandı. Bireysel silahlanmanın en yoğun olduğu, aşiret yapısının çok güçlü olduğu ülkede 'Şimdi değişim zamanı' diyenlerden bu kayıp. "Gençlik düzenin düşmesini istiyor" sloganıyla, hürriyet, adalet ve eşitlik taleplerini dile getiriyorlar. Üniversite kapısının önündeki meydana çadırlarını kurmuşlar, "Ahmet Muhammed Numan Özgürlük Hareketinin İlk Kurucusu" yazılı afişlerle donatmışlar. Yönetim taraftarları ise Tahrir-özgürlük-meydanında yoğunlaşmışlar. Üniversite meydanının beş yüz metre ilerisinde toplanıyorlar. En son burada iki kişi öldü. Burası lojmana elli metre yakınlıkta. Tarihe tanık olmak bu demek galiba.
Yemen'de önce teheccüt namazı için ezan okunuyor, bir süre sonra da sabah namazı için tekrar ezan okunuyor. 25 Şubat Cuma sabahı da öyle oldu, ama namaz sonrasında başladı gösteriler. Gün ağarınca Kur'an okunmaya ve aralarda da marşlar söylenmeye başlandı. Bu satırları yazarken lojmanların hemen karşısında yönetim taraftarları slogan atmaya başladılar.
Yemen'in yönetim şekli de cumhuriyet ve çok partili demokratik sisteme dayalı. Diğer Arap ülkelerinden farklı olarak muhalefet güçlü, yayın organları var. Genel Halk Kongresi (el-Mu'meter eş-Şa'bi el-A'm), Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in partisi olup, nispeten liberal bir anlayışa sahipmiş.
Değişim devrimi ve değişimin adresi
Üniversite gençliği ve kadınlar arasında etkili olan Yemen Islah Birliği (et-Tecemmu' el-Yemeni li'l-Islahi) ise muhalif ana parti. Üniversitenin "Değişimin Adresi" olması buradan anlaşılıyor. E-Sahve (Uyanış) diye bir günlük gazete çıkarıyor. 24.2.2011 sayılı nüshasında Aden, Taiz ve Sana'a'daki gösteriler hakkında bilgiler veriliyor. Taiz, "Şimdi Değişim Zamanı" diye sesini yükseltiyor, "Yeni bir ruh ile hürriyet istiyor" başlığıyla günlük yorumlar, "Kültür kavramı ve değişim" diye akademik yazılar var. Kaddafi'ye tam sayfa yer ayrılmış. "Dizinin Son Bölümü: Tarzan Libya'da" başlığıyla yorum haberleri var. El-Islah ve El-Menâr (Aydınlık) adlı iki yayını daha var.
Üçüncü büyük siyasal grup ise Yemen Sosyalist Partisi (el-Hizbu'l-İştiraki) olup, eski Güney Yemen'de güçlü. Bunların dışında Hak Partisi (Hizbu'l-Hak) ve Adalet Partisi (Hizbu'l-Adl) var. Ülkedeki muhalefeti Islah Partisi, diğer muhalif partilerin de desteğini alarak gerçekleştiriyormuş. Sünni ve İhvan-ı Müslimin'e yakınmış duruşu.
Yemen'in geleceğinde etkili güçler: Kuzey Hareketi; Şii, yani Husi Hareketi ve Sünni Güney Hareketi; yani el-Kaide. Aslında Husileri tam olarak İsna Aşeriyye, yani On İki İmam Şiiliği diye adlandırmak doğru değil, bunlar ülkenin %45'ini oluşturan ve Sünniliğe en yakın mezhep olan Zeydilerin bir kolu, ama biraz da Caferiliğe yakınmış, yani genel Zeydi yapı ile On İki İmam Şiiliği arasında bir yerde duruyormuş. Yemen'de küresel güçlerin ilgisini çeken hususlardan birisi de, Yemen'in Usame bin Ladin'in baba yurdu olması ve ona yönelik herhangi bir hareketin karşısında olunacağının açıklanması. Yemen'de El-Kaide üç parça ve her biri diğerine hükümran olmaya çalışıyormuş, özellikle iki yan grup. Usame b. Ladin'in kurucu olduğu ve şu an Nasır el-Vahaişi'nin liderliğini yaptığı ana birimi etkilemeye çalışıyormuş. (Muhammed b.Selam, el-Kaeda in the Arabian Peninsula, Yemen Times, 17.2.2011:5; Noah Browning, Yemen, Ancestral Home of Osama bin Laden, National Yemen,13.2.2011:6)
Cuma namazı için dışarı çıktığımda üniversite kapısının önü hınca hınç dolmuştu. İnsanlar namaz için caddede oturuyorlar, Kur'an okunuyordu. Üç dört sivil kontrol noktasından geçerek taksiye binip Sana'a'nın en eski ibadethanesi olan Mescid-i Kebir'e gittim. Zeydi mescidinde imam verdiği hutbede, İslamiyet'te haksız yere kan dökmenin ne kadar büyük günah olduğundan, can, mal ve ırzı korumanın ehemmiyetinden hangi sebeple olursa olsun, bunlara kimsenin tasallut edemeyeceğinden bahsetti.
"El-Fitnetu eşeddu'l katl" hadisinden hareketle, hem iktidara hem muhalefete kan dökmeden, karşılıklı konuşarak en uygun çözümü bulmalarını tavsiye etti ve Yemen'in Libya gibi olmasına karşı "Allah korusun" diyerek, dua ile hutbeyi bitirdi. Çünkü imam da halkının durumunu biliyor. Herkes silahlı, her evde en hafifinden Kalaşnikof'a kadar silah var ve iktidar ve muhalefet, temel aşiretler tarafından temsil ediliyor. Dolayısıyla hak, hukuk, adalet ve özgürlük talebi, bir diğeri tarafından sahip oldukları hakkın gaspı olarak görülüyor. Birisi "Gençlik düzenin düşmesini istiyor" derken, diğeri "Gençlik, düzenin ıslahını istiyor" diyebiliyor. Aşiret yapısının önemine dair en son örnek, Sana Valisi Numan Duvaid'in korumaları; işadamı ve muhalefet liderlerinden Hamid el-Ahmar'ın korumalarından birini öldürünce, neredeyse "Aşiret kavgası" çıkacaktı. "El-Vaslah" yani, yanlış yapan kabilenin ileri gelenleri, birçok hediye ve hayvan ile birlikte diğer kabilenin şeyhi ile uzlaşmaya giderek, sorunun büyümesi engellenmiş. (NY:6 ) Sonuç olarak halk, değişim istiyor, ama yumuşak ve silahsız, kan dökülmeden, Libya örneğinden kaçınarak. Sabah namazıyla başlayan gösteriler yazının bitiminde aynı hızla devam ediyor. (25.2.11:22.34)
Başkan ise 'ben çekilsem bunlar bir hafta bile ülkeyi idare edemez' diyor. Evet, imamın dediği gibi, Allah bu güzel beldeyi ve sakin, mütedeyyin insanları fitnenin, kargaşanın tuzağından korusun ve hak ettikleri müreffeh hayatı sağlasın.