BDP GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ: 'ANAYASA HİÇ BİR ETNİK KİMLİĞİ ÖZEL OLARAK KORUMAM
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Anayasa hiç bir etnik kimliği özel olarak korumamalıdır. Hepimiz yurttaşız, vatandaşız. Devletle
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-26 22:29:00
Demirtaş, Bingöl'den karayoluyla geldiği Elazığ'da, Yazıkonak Beldesi parti teşkilatı binasını hizmete açtı. Daha sonra Doğu Düğün Salonu'nda partililere seslenen Demirtaş, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyada yakın zamanda gerçekleşen olayları yakından takip ederek, ama kendi temel sorunlarının çözümünden de uzaklaşmadan tüm hak ve taleplerini yerine getirmeyi sürdüreceklerini kaydetti.
Anayasa'nın insanın tüm yaşam tarzını, insanların toprak üzerinde hangi hakla yaşayacağını düzenlediğini ifade eden Demirtaş, bu nedenle Anayasa'nın hem yapım, hem de yasama oylama aşamasının çok önemli olduğunu kaydetti. Demirtaş, şunları kaydetti:
'Anayasa sokakta yapılır. Mecliste sadece oylama işi kalır. Bu nedenle herkes iyi bilmeli ki; Eğer bir Anayasa demokratik, özgürlükçü, sivil ve halkın anayasası olacaksa bu her yerde tartışılmalı, herkesin görüşü alınmalı. Sadece 'Benim Anayasam' olmaz. Bu defa yapılacak Anayasa'da bu ülkenin ezilenleri, yok sayılanları, Kürtleri, Alevileri, başörtülüleri emekçileri, çalışanları, öğrencileri, kadınları 'Biz de bu Anayasa'da olacağız' demesinin zamanıdır. Yarın emin olun ki o parlamentoda çoğunluğu eline geçiren kendi borusunu öttürmeye çalışacak. AKP'nin tavrı, tarzı budur. Demokrasiye yürekten inansalar bugün halka 'Nasıl bir Anayasa istiyorsunuz?' diye sorması, görüş ve önerilerin alması, buna göre bir taslak hazırlaması gerekir. Ama buna göre bir çalışma yok. Biz diyoruz ki Anayasa hiç bir etnik kimliği özel olarak korumamalıdır. Hepimiz yurttaş, vatandaşız. Devletle aramızdaki hukuk, vatandaşlık hukukudur. Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Laz oluruz. Bu devleti ilgilendirmez. Hepimize eşit davranmak, eşit hizmet sunmak zorundasın. Eğer böyle bir yönetim anlayışı olursa orada işte kardeşlik, barış, birlikte yaşam isteği gelişir.'
Demirtaş, vatandaştan milliyeti, giyim tarzı, inancı, maddi durumu ayrılmadan vergi alındığını, buna karşılık da eşit hizmet verilmesi gerektiğini belirterek, 'O halde benden aldığın, ödediğim vergiyle açtığın okulda benim çocuğum anadilinde eğitim alacak. Bu kadar basit. Temel bir haktır. Eşitlik budur işte. Ben kendi çocuğuma kendi anadilimde eğitim aldırmak istiyorsam bu benim hakkımdır' dedi.
-'FARKLI FARKLI OLURUZ, BİRLİK OLURUZ'
Demirtaş, bir toprak parçasında yaşayan insanların farklı kimliğe, kültüre sahip olmasının bir zenginlik olduğunu ifade etti.
İnsanları bir arada tutan şeylerin sadece dilleri, dinleri, etnik kimlikleri, renkleri, ırkları olmadığını belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
'İlle de 'herkes Türkçe eğitim alacak, herkes Türküm diyecek, Türkçe konuşacak. Tek millet olacağız. Ondan sonra mutlu oluruz'. Yok böyle bir şey. Farklı farklı oluruz, birlik oluruz. Teklik başka bir şeydir. Birlik başka bir şeydir. Biz birlikten yanayız. Beraberlikten yanayız. Birlik için tek olmak gerekmez. Birlik içinde çokluk mümkündür. Tüm bu çokluğumuzla da birlik olabiliriz.
Buna rağmen birileri çıkıp 'hayır sen benim istediğim gibi olacaksın, benim istediğim gibi yaşayacaksın ve ben sana ait olanı zorla alıyorum. Elimde yasanın, devletin gücü var' deyip zorla alıyorsa o insanlara düşen tek bir şey vardır: Direnmektir. Bu olumsuzluğa karşı direnmek. Dayatılan bu olumsuzluğa karşı diz çökmemek, boyun eğmemek. Bu insanın doğasında var. Hiç bir onurlu halk böyle bir şeyi kabul etmedi kabul etmez de.'
Demirtaş, insanların yaşadıkları başta mahalleler olmak üzere hiç bir yönetime katılamadıklarını, sadece belirli zamanlarda oy verebildiklerini söyledi. Yönetime katılım için bir mekanizma bulunmadığını da ifade eden Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
'TBMM'ye milletten başka herkes girebiliyor. Gidin girmeye çalışın bin bir güçlükle kendi parlamentosuna girebiliyor. Bir derdi olan eğer bir tanıdık bulmazsa devlette perişan oluyor. Böyle bir devlet anlayışı olur mu? İnsanlar hiç bir yönetime katılamıyor. İyi niyetli bir yönetici olsa bile orada da mekanizması yok. Seçiyorsunuz, 5 yıl boyunca size sormadan yönetiyor. Biz buna da karşıyız. Biz BDP olarak olarak 'En iyi sizi biz yönetiriz' demiyoruz. 'En iyi sizi, siz yönetirsiniz' diyoruz. Bizim temel anlayışımız budur. Ve bunun adına 'Demokratik özerklik' diyoruz.'
Haber Ara