Dolar

34,9465

Euro

36,7002

Altın

2.982,38

Bist

10.125,46

İslam'da hürriyet ilahidir

Ortadoğudaki halk ayaklanmalarını değerlendiren yazar Mehmed Niyazi, İslam'da hürriyet ilahidir. Bunu hiç bir devlet, hiç bir diktatör veya yönetim insanın elinden alamaz'' diye konuştu.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-24 12:02:55

İslam'da hürriyet ilahidir

Osmanlı Devleti'nin son yıllarında, sahip olduğu Orta Doğu ve Balkan coğrafyasını elinde tutmak için verdiği mücadeleyi romanlarıyla günümüze aktaran tarihçi-yazar Mehmed Niyazi, Orta Doğu'da yaşanan olayların Orta Doğu halklarına bu günden yarına bir şey getirmeyeceğine inandığını belirterek, ''Ben bu hareketlerin ilimle, kültürle beslenirse halkların hürriyet ve ekonomik imkanlara kavuşacağına inanıyorum'' dedi. 

''Yemen Ah Yemen'', ''Çanakkale Mahşeri'' gibi romanları ile tanınan ve halen Plevne Savaşı'nı anlatan bir roman üzerinde çalışmalarını sürdüren Niyazi, Orta Doğu'da yaşanan olaylara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orta Doğu halklarının Osmanlı'dan koptuktan sonra belli bir cendereye girdiğini, Orta Doğu'da hakim olan dikta rejimlerinin yöneticilerinin, etraflarındaki dalkavuklar tarafından dünyadaki gelişmeleri görmelerinin engellendiğini belirterek, internet gibi iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla halkların uyanışa geçtiğini ve dünyadaki gelişmelerden etkilendiğini anlattı. 

Libya ve Tunus'ta çok büyük imkanların var olduğunu, despotizmin yanı sıra, bu imkanlardan da istifade edemeyen halkın isyan ettiğini dile getiren Niyazi, İslam dünyasının bir uyanışa geçtiğini kaydetti. 
     
''İSLAM'DA HÜRRİYET İLAHİDİR''     

''İslam Devlet Felsefesi'' isimli eseri üniversitelerde tavsiye edilen Niyazi, İslam'ın özünde despotluk olmaması gerektiğini belirterek, ''Çünkü İslam dünyasında hürriyet ilahidir. Kur'an'a bakınca A'raf Suresi'nin 171. ve 172. ayetleri şöyle nazil olmuştur: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' İslam itikadında Allah Kadir-i Mutlak'tır. Dileseydi, 'Ben sizin Rabbinizim' der, mesele biterdi. 'Evet veya Hayır' demeyi yarattığı kula bıraktığı için, İslam'da hürriyet ilahidir. Bunu hiç bir devlet, hiç bir diktatör veya yönetim insanın elinden alamaz'' diye konuştu. 


Osmanlı Devleti'nin tarih boyunca bu konu hakkında, ''Bir milletin aydınında milli şuur yoksa, toplumun kültür seviyesi gelişmemişse o milletin devleti hamam tasına döner, bir kirlinin elinden diğer kirlinin eline geçer'' görüşünü savunduğunu belirten Niyazi, ''Yaşanan olaylar mühim olaylar ama Orta Doğu halklarına bu günden yarına çok şey getireceğine inanmıyorum. Ama orada yaşayan insanların bu müstebitliğin de yıkılabileceğine inanmaları veya müstebitlerin de bunun yıkılacağına inanmaları iki tarafa da faydalıdır. Halka devamlı ümit verir. Müstebitleri de 'yarın bunun benden hesabını sorarlar' tarzında temkinli davranmaya zorlar, Bu da Orta Doğu halklarını, iyiliğe doğru, demokrasiye doğru götürür'' dedi. 
     
''TARİH BOYUNCA İKİ SÜPER GÜÇ BİRBİRİNİ DENGELEMİŞTİR''
     
İslam dünyasının demokrasiye, gelişmeye açık olduğunu ama bunun Müslümanlar tarafından pek idrak edilemediğini vurgulayan Niyazi, şöyle konuştu:  ''Ben bu hareketlerin ilimle, kültürle beslenirse bir noktaya varacağına inanıyorum. Ama bizim geri kalmış memleketlerde sloganlar hakimdir, ideolojiler hakimdir. İdeoloji bir kapandır. Adamın elinden bütün alternatiflerini alır. Bunun için Orta Doğu milletleri eğer ideolojiden, ideolojik yaklaşımlardan kurtulur, ilmi rehbere yönelinirse, ideolojik değil de, olaya ilmi ve kültürel faaliyetlerle yaklaşırlarsa bir noktaya varırlar. 

Eğer halklar ilim, irfanı rehber edinirlerse bu hareketlerin bir manası olur. Edinmezlerse, karışıklık devam eder. O zaman dünyada iki devlet olur, diğerleri devlet değildir. Tarihe bakın hep iki süper güç birbirini dengelemiştir. Küçük devletler onların gölgesinde hareket ederler. Bazen bu süper güç devletler çoğalabilir 2. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi. O zaman da dünyayı kan götürür. Bu bazen tekleşir, Osmanlı'da, Kanuni döneminde olduğu gibi, Roma'da Sezar döneminde olduğu gibi.'' 
    
Demokrasinin, kaba tabirle bir kişinin veya bir zümrenin yerine milyonlarca insanın tecrübesini, düşüncesini hayata katmak olduğunu belirten Niyazi, bir kişinin veya bir zümrenin yanılmasının başka, milyonlarca insanın yanılmasının başka ve daha zor olduğunu söyledi. 
    
Mehmed Niyazi, bu bakımdan cemiyete, demokrasinin bu çağda insanoğluna en yaraşır yönetim olduğu anlatılırsa kalabalıkların ikna edilmesinin kolay olacağını dile getirerek, ''Ama demokrasiyi bir slogan olarak, ne olduğu belli olmayan bir ucube olarak değerlendirirsek, o kalabalıklar ne istediğinin farkında bile olmazlar. Müslümanların devleti meşrutiyet olabilir, cumhuriyet olabilir, demokrasi olabilir ama tek bir şey olamaz, o da despotizmdir. İslam, despotik idareye kapalıdır. Çünkü İslam devletinin birinci gayesi kuvvetin kanunda toplanmasıdır'' şeklinde konuştu. 

YEMEN'DE İLK SEÇİM NEZAMAN OLDU?

Osmanlı devletinin 1875 yıllarında demokrasi denemelerine başladığını anlatan Niyazi, ''O zaman bile Yemen'de sandık kurduk. Şimdi bizim profesörlerimiz bir şey bilmiyor. İngiltere demokrasinin beşiği deniyor ama hayır, İngiltere İngiliz halkına demokratiktir. Hindistan'da bir oy attırmamıştır İngiltere. Osmanlı yarım yamalak demokrasiye girmiştir. Ama Yemen'e de sandık koymuştur. İnsanların hepsini insan saymıştır'' dedi.

AA
SON VİDEO HABER

Suriyeliler teröristleri taşlayarak kovdu

Haber Ara