Arap ülkelerinde yönetimi uzun süredir elinde bulunduran liderler üzerindeki baskı giderek büyüyor. El Cezire, CNN, BBC gibi uluslararası medya organları bu ülkelerdeki halk hareketlerinde internetin rolünü en başta görmezden geliyordu. Oysa kitlesel protestoların çoğu internette organize edildi, rejim karşıtı görüşler internette özgürce ifade edildi.
Tunus ve Mısır’da liderlerin yönetimi bırakmaya zorlanmasında Facebook, Youtube ve Twitter gibi platformların büyük etkisi olduğu yeni yeni dile getirilmeye başlanıyor. Bu ülkelerde gösterilerin başarıya ulaşması yalnızca internete bağlanamaz kuşkusuz. Neticede protestolar sokaklarda ve meydanlarda yapılıyor. Fakat örneğin Mısır’da Facebook’un sunduğu hızlı iletişim olanağının, göstericilerin örgütlenmesinde, eşitlik, demokrasi talebiyle sokağa çıkmasında ve hedeflerine ulaşmasında çok etkili bir faktör olduğu yadsınamaz bir gerçek.
İnternetin özellikle gençlerin örgütlenmesine etkisi kavranmış olacak ki, birçok Arap ülkesinde internet bağlantısı kesiliyor. Öte yandan kayda değer bir gelişme de gösteriler süresince internete erişimin engellendiği Mısır’da, Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından Mısır ordusunun bir Facebook grubu kurmuş olması. Bu grubun üye sayısı kısa bir süre içinde 300 bine ulaştı.
Göstericiler ile medya arasında etkileşim
Mısır ve Tunus örneği, teknoloji çağında devrimlerin internette hazırlanabildiğini, koordine edilebildiğini hatta başarıyla sonuçlandırılabildiğini diğer Arap ülkelerinde yaşayanlara da gösterdi. Facebook'ta rejim karşıtlarının kurduğu grupların üye sayılarının hızla artması bunun bir göstergesi. Söz konusu muhalif grupların üyeleri sokaktaki gelişmelerle eşzamanlı olarak sayfayı da güncelliyor. Üyeler mevcut gösteriler hakkında bilgi veriyor, yeni gösterilere Facebook’tan çağrı yapıyor, iktidarı elinde bulunduranların kendi koltuklarını sağlamlaştırmak için yaptığı açıklamalar burada yayımlanıyor.
İnternet aktivistleri Facebook sayfalarında uluslararası medya organlarında yer alan haberlere, görüntülere ve son dakika gelişmelerine de yer veriyor. Öte yandan artık medya organları da yayınlarında göstericilerin çektiği videoları kullanıyor. Bunun en son örneği Bahreyn’de yaşandı. BBC, Bahreyn’in başkenti Namana'da bir göstericinin cep telefonu ile kaydettiği görüntüyü yayınladı. Videoda, askerlerin göstericilere ateş açtığı görülüyor. Bu video Youtube, Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde de paylaşılmıştı.
Muhalefet sosyal medyada örgütleniyor
Yemen ve Libya'da gösteriler sürüyor. Bu ülkelerde de güvenlik güçleri ile protestocular arasında şiddetli çatışmalar meydana geldi. Arap âleminin huzurlu ülkesi Bahreyn'de de Şiiler Sünni krallığa karşı ayaklandı, eşitlik ve özgürlük talebi ile sokaklara döküldü. Bu ülkelerde de rejim muhalifleri internetteki sosyal paylaşım ağlarının gücünün farkında. Sosyal paylaşım sitelerinde kurulan muhalif grupların üye sayıları giderek artıyor. Facebook'ta kurulan “Yemen halkının devrimi” adlı grup bunun bir örneği. Grubun üye sayısı 18 bin dolayında. Sitede yorumlar ve ülkedeki duruma ilişkin uzun analizler göze çarpıyor. Üyeler kamuya açık bu oluşumu, yeni gösterileri planlamak, gösterilere ilişkin fotoğraflar ile videoları siteye yükleyerek başkalarıyla paylaşmak amacıyla kullanıyor. Videoların çoğunda, protestocular ile güvenlik güçleri arasında çıkan şiddet olaylarına ilişkin görüntüleri görmek mümkün, bu çatışmalarda ölenler hatta yaralananlar olduğu görülüyor.
Rejimlerin internette muhalif avı
Libya'da da halkı rejim muhalifi gösterilere katılmaya çağıran sayısız Facebook sayfası bulunuyor. Ancak olayların büyümesi üzerine Libya yönetimi, ülkede internet bağlantısını kesti.
Ne var ki iktidar sahiplerinin internetteki örgütlenmeye tepkisi bağlantıyı kesmek ile sınırlı değil. Görüşlerini internette ifade eden muhalifler tutuklanma riski ile de karşı karşıya. Örneğin Libya’da kısa bir süre önce Facebook üyesi ve blog yazarı Celal El Kavafi tutuklandı. Kavafi, bu sitelerde gösterilere katılma çağrısı yapıyordu. Suriye’de de bir süre önce 20 yaşındaki blog yazarı olan Tal El Maluhi beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Genç yazar, ABD adına casusluluk yapmakla ve devlet sırlarını ifşa etmekle suçlanıyor.
Beşir El Esad yönetimindeki Suriye’de Facebook ve Youtube’a erişim engelli. Ancak kullanıcılar başka siteler üzerinden örgütlenmeyi sürdürüyor. “The Syrien Revolution 2011” (Suriye Devrimi 2011) adlı 22 bin üyesi bulunan site, bunlardan en tanınmışı.
Facebook demokrasi getirecek mi?
Peki, Facebook, Twitter ya da genel olarak internet Arap dünyasına daha fazla demokrasi ve özgürlük getirecek mi? Bu soruyu yanıtlamak için bir süre daha beklemek gerekecek. İnternet, göstericiler arasındaki iletişimi hızlandırsa ve kolaylaştırsa da sokaktaki gösterilerin yerini tutmuyor. Facebook'un teşvik edici bir rol üstlendiği söylenebilir, ancak devrimi başlatmadı. Arap halklarının, sosyal medyada kendi toplumlarında mevcut olmayan, sansürün girmediği özgür bir alan bulduğunu söylemek mümkün. Bu alanı ne devlet erki ne de toplum kontrol edebiliyor. Bu alanı nasıl kullanacaklarını zaman gösterecek.
© Deutsche Welle
Devrimin adı 'Twitter'
Arap ülkelerindeki isyanlara her gün bir yenisi ekleniyor. “Facebook devrimi” ibaresi üzerinde henüz mutabık kalınmasa da, bu gösterilerde internetin etkisi tartışılmaz boyutta.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-23 10:45:20
SON VİDEO HABER
Haber Ara