Christiania, Danimarka devleti ile olan hukuk mücadelesini kaybetti

Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da bulunan ve kendine has kurallarla yönetilen Chrstiania otonom bölgesi Danimarka devleti ile girdiği hukuk mücadelesini kaybetti. Danimarka Anayasa Mahkemesinde bugün görülen davada Christiania bölgesinin Danimarka devletinden bağımsız bir ülke olmadığına karar verildi. Mahkeme, Kopenhag'ın merkezine birkaç kilometre uzakta olan bölgenin, şehrin diğer bölgeleri gibi Danimarka devletinin malı olduğu ve Christiania'da yaşayan insanların bölge üzerinde herhangi bir hak talep etmelerinin mümkün olmadığına karar verdi. Karar, işsiz güçsüz gençler, uyuşturucu müptelaları, müptezeller ve kişisel mülkiyeti reddeden komünistlerden oluşan Christiania halkında hayal kırıklığı meydana getirse de halkın şimdilik bölgeyi terk etmeye niyetleri yok. Kararın akabinde açıklama yapan çeşitli Christiania sakinleri ne olursa olsun bölgeyi terk etmeyi düşünmediklerini söylediler. Hükümetin bölgeyi yeniden imar edip Danimarka halkının kullanımına sunacağı belirtiliyor. Başkent Kopenhag'ın merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta olan Christiania bölgesi, şimdiden inşaat firmalarının iştahını kabartmaya başladı. KOPENHAG'IN MERKEZİNDE BİR ORTAÇAĞ KASABASI Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da bulunan Christiania, bölge sakinleri tarafından bağımsız bir devlet olarak kabul ediliyor. Sarı zemin üzerine 3 kırmızı noktadan oluşan bir bayrakları ve kendilerine has bir yönetim biçimleri var. Birçok kişi Christiania'nın şahsi mülkiyetin olmadığı klasik komün hayatının günümüz versiyonu olduğunu iddia ediyor. Bu yüzden bölgenin komünizme gönülden bağlı insanlar arasında büyük bir önemi var. Dünyanın en küçük devleti olarak kabul edilen Vatikan bile 44 hektarlık bir alan üzerine kuruluyken Christiania'nın sadece 34 hektarlık bir alana sahip. Bölgede 1000 civarında. Kesin bir rakam vermek mümkün değil çünkü Christiania'da henüz bir nüfus müdürlüğü yok. Gerçi buna ihtiyaçları olduğunu söylemek de çok zor. Bölgeye her yıl dünyanın farklı ülkelerinden yaklaşık 1 milyon kişi geliyor. Bu rakam birçok dünya ülkesinin ağırladığı turist sayısından çok daha fazla. Bu ziyaretçilerin bir kısmı kısa süreliğine bir kısmı da uzun süreliğine Christiania'da kalıyor. Bölgenin en eski sakinlerinden biri olan Detlef Royal isimli Danimarkalı yaklaşık 30 yıldır Christiania'da yaşıyor. Anayasa Mahkemesinin bölge hakkında vereceği kararı pek umursamadığını söyleyen Detlef, "Ne yani, bizi ne yapacaklar. Daha uzun ömrümüz var. Onca yıl boyunca bizi ne yapacaklar?" diye soruyor. Danimarka'nın 1968 yılında askeri birliklerin şehir içerisinden çıkarılmasına karar vermesinin akabinde boşalan alan 1971 yılında hippilerin ve işsiz gençlerin akınına uğradı. Bölgeyi mesken edinen gençler, bir süre sonra diledikleri her şeyi yapabildikleri bohem bir yaşam tarzı oluşturdular. Mesela, Danimarka'da uyuşturucu kullanımı yasak olmasına rağmen bu bölgede serbest. VERGİ YA DA KİRA ÖDEMİYORLAR Christiania sakinleri, Danimarka devletine herhangi bir şekilde vergi yada kira ödemeyi kabul etmiyor. Uzun süren tartışmalardan sonra geçtiğimiz yıllarda bulundukları bölgenin elektrik ve su giderlerini ödemeye razı oldular. Bölge sakinleri elektrik ve su paralarını Christiania devletinin kasasından ödüyor. Devletin yıllık gelirinin 18 milyon kron (3,3 milyon dolar) civarında olduğu söyleniyor. Gelirin büyük bir bölümü bölgeyi ziyaret eden turistlerden elde ediliyor. Turist olarak Christiania'ya gelenlerden 30 kron alınırken haber amaçlı giden gazetecilerden 180 kron alınıyor. Ayrıca bölgede bulunan dükkanların geliri de devletin kasasına aktarılıyor. HIRSIZLIK YAPAN SÜRGÜN İÇİN KOPENHAG'A GÖNDERİLİYOR Bölgede temsili değil doğrudan demokrasi uygulanıyor. Christiania'yı ilgilendiren bütün kararlar ortak mecliste alınıyor. Meclise dileyen bölge sakini katılıp, söz sahibi olabiliyor. Bölgede kişisel mülkiyet olmamasına rağmen hırsızlık olayları sık görülüyor. Hal böyle olunca ortak meclis gündeminin büyük bir bölümünü hırsızlık vakaları kaplıyor. Son alınan bir karara göre hırsızlık yapanın Christiania'da kalması yasak. Hırsızlık yaptığı tespit edilen kişi derhal sürgün için Kopenhag'a gönderiliyor. Ancak bu pek uzak bir sürgün sayılmaz. Christiania'nın Kopenhag'ın en merkezi yerinde bulunan Danimarka Parlamentosu'na uzaklığı birkaç kilometreyi geçmiyor. ONLARCA KEZ POLİS TARAFINDAN BASILDI Sakinleri tarafından özgür bir devlet olduğu iddia edilse de Christiania, geçtiğimiz yıllar boyunca defalarca Danimarka polisinin baskınına uğradı. Hatta son yıllarda bölgeye baskın düzenlemek Danimarka polisi için devriye görevi gibi sıradan bir iş olarak kabul edilmeye başlandı. Baskınlarda başta uyuşturucu madde olmak üzere bir çok illegal madde ele geçirildi. ARABA YASAK, POSTALAR DA CHRİSTİANİA'NIN GİRİŞİNE BIRAKILIYOR Christiania sadece kişisel mülkiyete karşı olan komünistler tarafından değil küresel ısınmaya karşı mücadele veren çevre dostu insanlar tarafından da sevilen bir bölge. Zira bölgede kullandıkları yakıtlarla çevreye zarar veren araç yok. Aslında bölgede hiç araç yok. Christiania devletinin kanunlarına göre ülke sınırları içerisine motorlu araç girmesi yasak. Elbette sık sık panzerlerle baskına gelen polisler bu kuralı pek umursamıyor. Ancak bu durum postacılar işini zorlaştırıyor. Zaten güvenlik nedeniyle bölgeye girmek istemeyen postacılar, bütün mektupları Christiania'nın girişine bırakıp gidiyorlar. HAFTADA BİR, BİR DOKTOR GELİYOR Christiania bölgesinde yaşayan insanlar kötü hayat şartlarına rağmen sık sık doktora gitme imkanı bulamıyor. Christiania vatandaşları arasında hiç doktor olmadığı için haftada bir kere Danimarka'dan bir doktor bölgeye viziteye geliyor. Bölge halkının büyük bir kısmı barakalarda yaşıyor. Muayenahanenin durumu ise kalite bakımından Afrika ülkelerini aratmıyor. Diğer taraftan Danimarka sağlık sistemi olarak dünyanın en başarılı ülkelerinden biri olarak gösteriliyor.