Konya Baro Başkanı Kayacan: Cinsel nitelikli suçların kökeninde gelişmemiş kişilik yapısı var

Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan, cinsel nitelikli suçların kökeninde sosyolojik ve psikolojik etkenler bulunduğunu belirtti. Bu tür suçların kökeninde kadının tahrik edici giyiminin rol almadığını söyleyen Kayacan, "Aksine gelişmemiş kişilik yapısıyla bastırılmış bilinç altı duygular, yetişme tarzı ve çevresel faktörlerin etkili olduğu söylenebilir." dedi. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker'in beyanatlarıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Baro Başkanı Kayacan, sadece yönetim değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olan demokrasilerin en önemli özelliğinin farklılıkların yaşam alanı bulması olduğunu vurguladı. Toplum katmanlarının farklı düşünmesi ve farklı yaşam biçimlerini tercih etmesinin ancak ve ancak bir zenginlik olarak görülebileceğini dile getiren Kayacan, farklı düşünce, inanç, yaşam tarzı ve farklı giyim tercihlerinin işlenen herhangi bir suçun tetikleyici unsuru olarak görülemeyeceğini söyledi. Aksi halde toplumun tek tip bir yaşam ve giyim tarzına mahkum edileceğini ifade eden Konya Barosu Başkanı, hukuken ve vicdanen bu sonucun kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Kayacan, cinsel nitelikli suçların nedenlerinin çok boyutlu olduğuna dikkat çekti. Bu tür suçların temelinde sosyolojik nedenlerin yattığına işaret eden Kayacan, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Adli yargıda görülen cinsel nitelikli suçların sosyolojik nedenlerine bakıldığında, son günlerde Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde görevli bir akademisyenin düşünceleriyle çeliştiğini söyleyebiliriz. Gerçekten işlenen bu tür suçların kökeninde kadının tahrik edici giyiminin rol almadığı, aksine gelişmemiş kişilik yapısıyla bastırılmış bilinç altı duygular, yetişme tarzı ve çevresel faktörlerin etkili olduğu söylenebilir." Dekolte giyinmeyen, aksine kapalı bir giyim tarzını tercih eden birçok kadının da cinsel suç mağduru olabildiğini bildiren Başkan Kayacan, kamuoyuna intikal eden tartışmaya, siyasi bir takım anlamlar yüklenmesini toplumsal huzur ve sükunu açısından tehlikeli bulduklarını ifade etti. Kayacan, "Tartışmada toplumun lehe veya aleyhe düşünenler şeklinde ikiye ayrılması farklı yaşam tarzını benimseyen kişileri kuşku altında bırakacaktır. Demokratik bir toplumda kimsenin buna hakkı yoktur." ifadelerine yer verdi.