"Yüksek yargıya üye seçiminde liyakat esasına özen gösterilmeli"
Nizam Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Emin Bayram, yüksek yargıya üye seçiminde hukukun üstünlüğüne ve liyakat esasına özen gösterilmesini istedi.
Danıştay ve Yargıtay'ın üye sayısını artıran, her iki kurumun çalışma usullerinde önemli değişik
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-16 15:21:35
Danıştay ve Yargıtay'ın üye sayısını artıran, her iki kurumun çalışma usullerinde önemli değişiklikler getiren yasanın Resmi Gazete'de yayınlandığını hatırlatan Bayram, "Bu yasa ile Yargıtay'da 250 olan mevcut üye sayısına 137 yeni üye eklenecektir. Yargıtay'da 32 olan daire sayısı ise 38'e yükseltilecek. Ceza dairelerinin sayısı 11'den 15'e, hukuk dairelerinin sayısı ise 21'den 23'e yükselecektir. Danıştay'da ise 95 olan mevcut üye sayısına 61 üye eklenecek; daire sayısı 2 yeni dairenin oluşumu ile 15'e çıkacaktır." dedi.
Yüksek Yargı'nın üye sayısının arttırılmasından beklenen verimliliğin istenen düzeyde gerçekleşebilmesi için yargı erkinin başkaca sorunlarının da gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayram, "Çünkü mahkeme kararları uzaktan dikte ya da idare edilebilecek nitelikte işlemler değildir. Her bir hâkimin evrensel, objektif, özgürlükçü ve duyarlı kararlar oluşturabilme olgunluğuna sahip olması hayati öneme sahiptir." şeklinde konuştu.
Global bir köye dönen dünyada, uluslararası örgütlerden gelen raporların görmezlikten gelinemeyeceğine dikkat çeken Emin Bayram, buralardan yapılan eleştirilerin ülkeden giden şikâyetler nedeniyle bir süre sonra AİHM'de mahkûmiyet kararı olarak ortaya çıktığını dile getirdi. Bayram, şöyle devam etti: "Öte yandan Yargı ile ilgili sorunlarda baş sorumlu olarak yargı erkini kabul etmek biz hukukçular için biraz can sıkıcı. Ancak bu bakış açısı değişmeyi ve gelişmeyi hem hızlandıracak hem de daha verimli kılacaktır. Yüksek hâkimler, kanunu yorumlayan onu örnek uygulama haline getirip vücut veren kişilerdir. Oysa görüyoruz ki; algı, bakış ve duyuş açıları sebebiyle toplumun ihtiyaçları ile evrensel hukukun gereklerine cevap verememeleri de pekâlâ mümkün olabilmektedir."
AİHM'E TÜRKİYE ALEYHİNE YAPILAN MÜRCAATLARIN SAYISI ARTIYOR
Bir Yargıtay üyesinin yakın geçmişte "Yasada bu hükmü nasıl ifade ederseniz edin; bununla ilgili uygulamada, kanun metni yüzde beş, Yargıtay ise yüzde doksan beş belirleyicidir" dediğini hatırlatan Bayram, yüksek yargı üyelerinin nitelikli salt normların üstünlüğünü değil evrensellik ve hukuk anlayışını baz alan, insani duyarlılığı yüksek olan hakimlerden tercih edilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.
AİHM'de Türkiye aleyhine yapılan müracaatların sayısının giderek arttığını aktaran Bayram, 2007 yılında 2 bin 828 olan başvuru sayısının 2008'de 3 bin 706, 2009 da ise 4 bin 474'e çıktığını bildirdi. Müracaat sayısının artışında vatandaşların hak arama kültürlerinin artmasının da önemli bir etken olduğunu anlatan Bayram, "Fakat asıl etken yargı erkinin bazı konularda çağın gerektirdiği anlayışa erişememiş, bakış açısının AİHM kararlarına rağmen ısrarla muhafaza edilmesidir. Türkiye'den AİHM'e yapılan müracaatların yüzde 99'u Türkiye aleyhine sonuçlanmaktadır. Bunun diğer erklerle ilgili sebepleri de olmasına rağmen asıl sorumluluk HSYK'nın ve yüksek yargınındır. Çünkü yargı erkinin en büyük sorunu, AİHM içtihatlarını dikkate almaktaki cimriliğidir." açıklamasını yaptı.
İÇ HUKUK SİSTEMİ BİREYİN SIĞINABİLECEĞİ EN GÜVENLİ LİMAN OLMALI
İç hukuk sisteminin bireyin sığınabileceği en güvenli ve en son liman olması gerektiğine işaret eden Bayram, vatandaşlarımız, bazı konularda iç hukuku AİHM'e başvurudan önce tüketilmesi gereken bir süreç olarak gördüğünü söyledi. Bu durumu üzüntüyle izlediklerini kaydeden Emin Bayram, şu değerlendirmeyi yaptı: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sistemi, ihlallerin iç hukukta giderilmesini amaçlayan bir sistemdir. Asıl koruma iç hukukta sağlanmalıdır. Maalesef hukuki meseleler yargı erkimiz içinde hakkıyla çözülemeyince AİHM bir temyiz mahkemesi haline gelmektedir. Yargıtay üyeleri bu hassasiyetler dikkate alınarak tercih edilmesi HSYK'nın üzerinde çok önemli bir sorumluluktur. Ne var ki yargının sorunlarının çözümünde uzun vadede Yüksek Yargı'nın ve Danıştay'ın, Adalet Bakanlığı'nın ve dahası Baroların da ciddi sorumlulukları vardır."
Yargı sisteminin aktörlerinin söz konusu eleştirileri en aza indirecek ciddi çalışmaları ortaya koymalarını gündeme getiren Bayram, "Bu anlamda, HSYK'nın Yargıtay ve Danıştay'a üye seçecek olmasının yargı sistemimizde önemli bir dönüm noktasıdır. Yapılacak atamalarda bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, dürüstlük, eşitlik düşüncesi, objektif ehliyet ve liyakat konuları dikkate alınmalıdır." uyarısını yaptı.
Haber Ara