TİSK'İN GELİŞMİŞLİK ARAŞTIRMASI -ARAŞTIRMAYA GÖRE TÜRKİYE, GELİŞMİŞ ÜLKELERİN K
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonuna (TİSK) göre Türkiye, gelişmiş ülkelerin kişi başına gelir düzeyine iyimser tahminlere göre 21
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-16 11:49:00
TİSK Araştırma Servisinde yapılan çalışmada, 'Türkiye'nin kişi başına GSYH'sı ne zaman gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşabilir?' sorusuna cevap arandı. Dünya Bankası'nın veri bankasından yararlanılarak yapılan çalışmada, Türkiye ile gelişmiş ülkeler ortalamasına ait 1980-2009 dönemi orijinal verileri kullanıldı.
Araştırmaya ilişkin yapılan açıklamada, ekonominin büyüklüğü ve gelişimi hızının son derece önemli olmakla birlikte, kalkınmışlık ve refah düzeyini yansıtmak açısından yetersiz, hatta bazen yanıltıcı olduğuna dikkat çekilerek, 'Örneğin Çin 2011 yılı itibariyle dünyanın 2. büyük ekonomisidir, buna rağmen kişi başına GSYH düzeyi ABD'nin yalnızca yüzde 17,5'i kadardır. Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'de kişi başına GSYH Çin'e kıyasla oldukça yüksektir' denildi.
Açıklamada, satınalma gücü paritesine veya uluslararası dolar paritesine göre kişi başına GSYH'nin, ortalama hayat standardı anlamında kalkınmışlık düzeyini ifade etmek bakımından hala en güvenilir ve pratik ölçüt olduğu da vurgulandı.
Araştırmaya göre, 1980-2009 döneminde satınalma gücü paritesine göre sabit fiyatlarla (2000 yılı dolar fiyatlarıyla) kişi başına GSYH gerçekleşmeleri incelendiğinde, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler karşısındaki açığı 1980'de yüzde 84,9 iken 2009 yılında yüzde 82,2 düzeyine indi. Kişi başına GSYH de Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasındaki fark, tarihi süreç içinde mutlak değer açısından ele alındığında farkın Türkiye aleyhine büyüdüğü dikkati çekti. Söz konusu fark 1980'de 13 bin 643 dolar iken 29 yıl sonra 2009'da 22 bin 106 dolara yükseldi.
1980-2009 arasında onar yıllık dönemler itibariyle kişi başına reel GSYH Türkiye'de sırasıyla yüzde 2,75, yüzde 1,53 ve yüzde 1,96 artarken, gelişmiş ülkelerde sırasıyla yüzde 2,56, yüzde 1,80 ve yüzde 0,78 arttı. Türkiye için 1980'li yıllar iyi, 1990'lı yıllar en kötü performansı ortaya çıkardı. 2000'li yıllarda ise biri yurt içi, diğeri küresel nitelikte iki büyük krize rağmen 90'lı yılların üzerinde bir sonuç elde edildi.
-3 FARKLI SENARYO-
Araştırmada geçmişe ait veriler kullanılarak 3 farklı senaryo geliştirildi. Birinci senaryoda iyimser bir bakış açısı benimsendi. Buna göre, Türkiye'de yüksek büyüme sürecini temsil eden 2002-2006 döneminde kişi başına GSYH'nın gelişmiş ülkelere göre 3,5 kat hızla artmasından yola çıkılarak, tahmin döneminde kişi başına GSYH'nın yıllık ortalama artış oranın Türkiye'de yüzde 3,5, gelişmiş ülkelerde yüzde 1 olacağı varsayıldı. Bu varsayımlarla yapılan hesaplamalar, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerdeki kişi başına GSYH düzeyine 2080 yılında varabileceğini gösterdi.
İkinci senaryoda ise krizin akut döneminin ardından gelişmiş ülkelerde 2019'a kadar durgunluğun hakim olacağı ve yıllık artış oranının yüzde 0,5'te kalacağı, ancak 2019 sonrasında bilimsel-teknolojik alanda ortaya çıkacak yeni devrimlerle bu hızın yüzde 1,5'a ulaşacağı, Türkiye'nin ise yüzde 3,5 artış oranı ile gelişmiş ülkelerdeki teknolojiyi gecikerek de olsa takip edeceği varsayıldı. Bu varsayımlar esas alınarak yapılan hesaplamalar Türkiye'nin gelişmiş ülkelerdeki kişi başına GSYH düzeyine 2093 yılında, yani 21. yüzyıl sonunda erişebileceğini gösterdi.
Açıklamada, 'Üçüncü senaryoya gelince, Türkiye'nin bilimsel-teknolojik süreçten kopması halinde gerçekleşecek ve ümitler 22. yüzyıla kalacaktır. Bu nedenle tablo koymaya gerek duyulmamıştır' denildi.
-'ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KARDIR'-
Açıklamada, sonuç olarak Türkiye'nin, gelişmiş ülkelerin kişi başına GSYH düzeyine en iyimser tahminle 2089 yılında varabileceği, bilim ve teknoloji alanındaki muhtemel gelişmeler faktörü hesaba katıldığında ise bu tarihin, yine iyimser bir tahminle 2093 olacağı vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi:
'Öte yandan bu tahminler geçersiz kalabilir ve kalmalıdır. Büyümeyi hızlandırarak gelişmiş ülkelerle arasındaki kişi başına gelir farkını belirtilen tarihlerden çok önce kapatmak Türkiye'nin elindedir. Ne var ki, özgür düşüncenin, pozitif bilimlerin, teknolojinin, sanayinin devlet ve toplum nezdindeki mevcut konumu ile böyle bir başarının ortaya çıkması mümkün görünmemektedir. Geçmişte bazı ülkelerin ulaştığı başarının ön şartı, pozitif bilimlere ve teknolojik gelişime dayalı bir kalkınma anlayışına kavuşmak, bilim, teknoloji, eğitim ve sanayi kuruluşlarını böyle bir gelişimin motoru olarak kabul etmektir. Aksi takdirde, 'çağdaş uygarlık düzeyine' varmak hayalden ibaret kalacaktır.'
TİSK'in birinci ve ikinci senaryosuna göre Türkiye'nin Gelişmiş ülkeler düzeyine yakalama süreci şöyle olacak:
SENARYO:1
Kişi Başına Reel GSYH
SON VİDEO HABER
Haber Ara