Gelecek 5 yılda inşaat malzemeleri sektöründe hızlı büyüme bekleniyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Deloitte'a hazırlatılan Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu'na göre önümüzdeki 5 yıl boyunca inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü hızla büyüyecek. Türkiye'de başta konut inşaatları olmak üzere konut dışı ve altyapı inşaatındaki gelişimler inşaat malzemeleri pazarını olumlu etkileyecek. Harcanabilir gelir seviyesinin yükselmesi, deprem ile enerji verimliliği konusunda alınacak önlemler ve halkın bilinç seviyesinin artması da inşaat sektörünü güçlendirecek. TOBB ile sektörel derneklerin uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte'a hazırlattığı Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Basın toplantısına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Seramik Federasyonu (SERFED) Başkanı Zeynep Bodur Okyay, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Hüseyin Bilmaç, Tesisat İnşaat Malzemecileri Federasyonu (TİMFED) Başkanı Serdar Dönmez ile Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Sait Gözüm katıldı. Toplantıda gazetecilere ana hatlarıyla anlatılan raporda yer alan bulgulara göre önümüzdeki 5 senede gelişmekte olan ülkelerde artan altyapı ve konut ihtiyacına bağlı olarak inşaat sektörünü parlak bir dönem bekliyor. İnşaat malzemeleri sektörü bu dönemde yüksek büyüme beklentisi olan ülkelerin başında geliyor. Türkiye'de konut yatırımlarının süratle büyümesi, kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanması, başta rüzgâr ve hidroelektrik olmak üzere jeotermal enerji, güneş enerjisi ile nükleeer santral projelerinin sektörün büyümesine olumlu yansıması öngörülüyor. Mevcut konut stokunun yüzde 48'inin 30 yaş ve üzeri olduğu göz önüne alındığında deprem yönetmeliğinin de pazarın büyümesine etki yapacağı tahmin ediliyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye 'ye ilgilerinin artması yeni üretim tesislerine ve ofis binalarına talebi tırmandıracak. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları da sektörün gelişimine önemli katkıda bulunurken, toplu konut, alışveriş merkezleri, ofis binaları ve lojistik depoları gibi ticari yatırımlarda artış bekleniyor. TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KONSOLİDASYON BEKLENMİYOR Gelişmiş ülkelerde inşaat sektöründe faaliyet yürüten firmalar küreselleşme, müşteri beklentileri, rekabet ile finansman güçlükleri karşısında daha etkili olmak için satın alma ve birleşmelerle büyüyerek konsolide oluyor. Fakat Türk inşaat sektörü için konsolidasyon yakın vadede görünmüyor. Önümüzdeki dönemde bayilik kanalı pazar payı toplamında yüksek oranını sürdürüyor. Buna rağmen karlılık sevyesini korumak, daha karmaşıklaşan ve müşterilerin güçlendiği bir yapıda rekabet edebilmek adına bayilerin muhtelif yapısal değişikliklere gitmeleri gerekiyor. Sundukları ürün kateforilerinde uzman hale gelmeleri tedarik zinciri yönetimi, satış sonrası destek, web sitesi kanalıyla satışın desteklenmesi, bilgi teknoloji altyapısının geliştirilmesi bayilere önerilen yapısal değişiklikler arasında yer alıyor. Türkiye, bölgesinde pek çok inşaat alt sektöründe kapasitesiyle üretim üssü olma özelliğini taşıyor. Bununla birlikte son dönemde önemli bir hamle yaparak en büyük ihracatçılar arasında yerini aldı. Avrupa'da ise ekonomik bunalımın etkileri ve çevre ile ilgili regülâsyonlar sonucu bölgedeki üretimin bir bölümü diğer coğrafyalara kayarken Türkiye yerini koruyor. Fakat gelecek dönemde üretim odaklı olmaktan teknoloji odaklı olmaya yönelinmesi zaruri. Bu bağlamda enerji maliyetleri, yerinde üretim, hammadde, yarı mamul ve teknolojide dışa bağımlılık, iç pazar yapısı, sektöre insan kaynaığının çekilmesi, lojistik altyapısı gibi alanlarda gerekli adımların zamanında atılması, gelecek dönemde inşaat sektörünün bölgedeki gücünü ortaya koymasına yardımcı olacak. Lojistik maliytelerine duyarlı olan inşaat malzemeleri sektörünün yurt dışında üretim yatırımlarına hız vermesi sürdürülebilir büyüme bakımından oldukça önemli. Halen Türkiye'nin yakın coğrafyasında İran dışında önemli üretim kapasitesi büyüklüğüne sahip bir ülke bulunmamakla birlikte gerek bu piyasalardaki yerel üreticilerin kendilerinin geliştirme ihtimali gerekse global inşaat malzemeleri üreticilerinin bölgesel potansiyelden ve maliyet artılarından yararlanmak amacıyla bu ülkelere yönelmeleri Türk inşaat malzemeleri üreticileri için bir risk oluşturabilir. ENERJİ VERİMLİLİĞİ DEĞİŞİMİN ODAĞINDA YER ALACAK Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olmasına ve dünyada enerji fiyatlarının en yüksek olduğu ülkeler arasında yer almasına rağmen enerji yoğun inşaat malzemeleri alt sektörlerinde konulan büyük hedefler enerji verimliliği ve enerji dostu noktasında dünyanın önemli ülkelerinden biri olmayı mecburi kılıyor. İnşaat ve inşaat malzemeleri sektörleri, doğal kaynak tüketimi, yüksek yakıt ve elektrik tüketimine bağlı sera gazı salımı, inşaat malzemeleri yaşam dönügüsünde ortaya çıkan atıklar göz önüne alındığında hem çevre hem de iklim değişikliği üzerine en fazla etkisi bulunan sektörler arasında. Raporda Türkiye inşaat malzemeleri sektörünün gelecekte büyümeyi yönetebilmek için çeşitli stratejik insiyatiflere yönelmesi isteniyor. Bu stratejik kararlar şöyle: 1. İnşaat sektörü odaklı enerji verimliliği seferberliği 2. Çevre ve sürdürülebilirlik dönemine hızlı uyum 3. İnovasyon kabiliyetinin artırılması 4. Markalaşma-satış odaklılıktan Pazar odaklılığa dönüşüm 5. Operasyonel mükemmellik ve kurumsal altyapının geliştirilmesi 6. Yetenekli insan gücünün sektöre çekilmesi 7. Sektörel işbirliklerinin gelişitirilmesi Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu'nu değerlendiren İMSAD Başkanı Hüseyin Bilmaç, inşaat sektörünün istihdam ayağında toparlanma sinyallerinin daha belirgin bir hal aldığını dile getirdi. Toparlanmanın tavana yayıldığını ve 2011'de devam edeceğini vurguladı. Yetkin insan gücünün inşaat sektörüne çekilmesini isteyen Bilmaç, "Sektör tüm değer zincirlerini ve kalifiye insan gücünü çekmekte yetersizdir. Bu anlamda müşteri trendini izleyen, marka yönetimine uyumlu eleman istihdamı adına gereken yapılmalıdır." dedi. Türkiye'nin enerjiyi en pahalı kullanan ülkelerden biri olduğuna işaret eden İMSAD Başkanı Bilmaç, "Sanayide de konutta da enerji verimliliği önemlidir. Enerji verimliliği karbon emisyonuna indirgenmemelidir. Bakın toplam enerji tüketiminin yüzde 40'ı binalarda oluyor. Binalara da ayrı bir önem verilmelidir." tavsiyesinde bulundu. Hüseyin Bilmaç, sektörel güç birliğinin genişletilip bir bütün halinde davranılması gerektiğini de sözlerine ekledi. SERFED Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise rapor ile ekonomik bunalım dönemi ve sonrasına dair hedefler oluşturmayı öngördüklerini bildirdi. Okyay, inşaat sektöründe büyümenin devamı adına üretim odaklılıktan teknoloji odaklı bir yapıya eğilinmesini talep etti. Artan müşteri beklentilerinin yanında enerji ve çevre politikaları da teknoloji odaklı olması gerektiğini belirtti. TİMFED Başkanı Serdar Dönmez de sektörel güç birliklerinin genişletilmesi, eğitim faaliyetlerinin önemsenmesi gerektiğini dile getirdi. İnovasyonun oturması adına uzun vadeli bir değişime gidilmesini öneren SERFED Başkanı, "Pazardaki değişim beklenti ve ihtiyaçların doğru yönlendirilmesi ve altyapının oluşturulması kritik önemdedir. Tasarımdan üretime, satıştan inşaya kadar tüm bileşenler sürecin içindeyer almalıdır. Sektör paydaşlarının ortak sinerji yaratmasıdır. dayanışma başarı için şarttır. Avrupa Birliği'nde inovasyona dayalı hedefler koyan inşaat sektörü için önemlidir." ifadelerini kullandı.