BERLİN'DE İSTANBUL FİLM FESTİVALİ'NİN 30. YILI KUTLANDI -YÖNETMEN SEYFİ TEOMAN:
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen 61. Berlin Film Festivali (Berlinale) çerçevesinde İstanbul Film Festivali'nin 30. yılı kutlandı
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-11 22:30:00
Tarihi Brandenburg Kapısı'nın yanında bulunan Akademi der Künste (Sanat Akademisi) salonunda düzenlenen kutlamaya, İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Sinema ve Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Ülger, Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat, Berlin Büyükelçiliği'nden Bileda Kaçar, bu yıl Berlinale'de 'Altın Ayı' için yarışan 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' filminin yönetmeni Seyfi Teoman, Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Özcan Mutlu, Berlin-Brandenburg Mediaboard şirketinin müdürü Kirsten Niehuus, Berlin Türk Film Haftası'nın Müdürü Selçuk Sazak ve çok sayıda Türk ve Alman katıldı.
Seyfi Teoman, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, 61. Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil ettiğinin ve filminin 'Altın Ayı' için yarıştığının hatırlatılması üzerine, 'Bu bir yarış değil, çünkü sanat eserlerinde bir karşılaştırma olmaz. Jürinin beğenisine kalmış. Ülkemizin, Türkiye'nin sinemasını burada temsil etmekten gurur duyuyorum. 'Bal' (60. Berlinale'de Altın Ayı kazanan Türk filmi) gibi bir filmden sonra bu görevi üstlenmek büyük bir sorumluluk. Dolayısıyla 'Bal'ın bize açtığı yoldan ilerliyoruz' dedi.
Bir gazetecinin, 'Türk filmleri, festivallerde daha fazla yer almaya başladı. Bu gelişmeyi neye bağlıyorsunuz?' sorusuna karşılık da Teoman, 'Türk sinemasında üretimin artması, daha çok filmin çıkması ile ilişkili bir şey. Dünya çapında Türk sinemasının kabul edilmesi ile ilgili bir şey' şeklinde yanıt verdi.
İstanbul Film Festivali'ni gençliğinden beri takip ettiğini ifade eden Teoman, 'İstanbul Film Festivali bizim yetiştiğimiz yer. Gençliğimizden, üniversite öğrenciliğimizden beri takip ediyorum. Seyirci festivalidir ve dünyada bizim görme şansına sahip olmadığımız tüm dünyada yapılmış filmleri izlemek için çok büyük bir şans. Antalya film festivalinin de yeri ayrı. Hepsinin ayrı işlevleri ve ayrı güzellikleri var. Ama İstanbul Film Festivali tabi özellikle İstanbul'da oturan ve sinema ile uğraşan kesim için çok ciddi bir faydası ve Türk sinemasının ivme kazanmasında rolü var' şeklinde konuştu.
İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan da, İstanbul Film Festivali'nin Türkiye'de bir kuşak sinemacının yetişmesinde çok büyük bir rolü olduğunu belirterek, 'Biz İstanbul Film Festivali'nin 30. yılını kutlamaktan gurur duyuyoruz' dedi.
Türk sinemasındaki gelişmelerin kendisini çok heyecanlandırdığını, Nisan ayında yapılacak İstanbul Film Festivali'nde çok kuvvetli programla sinemaseverler ile birarada olmayı ümit ettiğini ifade eden Tan, uluslararası arenada da, bu kez Almaya'da Berlin ve Hamburg Film Fonları ile işbirliği yaptıklarını ve daha çekim aşamasına gelmemiş filmlere destek veren 150 bin avroluk bir film fonunun temellerinin atıldığını ifade etti.
'Artık festivalimiz büyüdü, rüşdünü ispat etti' diyen Tan, sadece filmler göstermenin ötesinde filmlerin yapım aşamasında da, onlara destek veren farklı bir boyuta da geçtiğini kaydetti.
Türk sinemasında son dönemde yapılan işleri çok önemli ve başarılı bulduğunu, bunların bir tesadüf olmadığını, çok kuvvetli bir kuşağın geldiğini belirten Tan, 'Yönetmen sinemasının ön plana çıkaran bağımsız yapımlar da festivallerde çok büyük başarılar kazanıyor. 'Altın Ayı' ödülünü kazandık. Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes'da başarıları biliniyor. Yeşim Ustaoğlu San Sebastin'da 'En İyi Film Ödülü'nü kazandı. pek çok genç yönetmenimiz ilk filmleri ile katıldığı festivallerden ödüllerle dönüyor. Bunlar asla yadsınamayacak başarılardır' dedi.
Son zamanda Türk sinemasının çıkışını bütün dünyada dikkat çektiğini ifade eden Tan, 'Ancak herşey güllük gülistanlık değil. Türk sinemasında bunların kalıcı olabilmesinin sağlanabilmesi için kurumsallaşmanın gerekliliğine inanıyorum' şeklinde konuştu.
Tan, yasalardaki boşlulukların giderilmesi ve Türk sinemasının düzenleyici rolünü üstlenecek bağımsız yapıdaki bir sinema kurumunun acilen kurulması gerektiğini, bunların benzer örneklerinin Avrupa ülkelerinde görüldüğünü sözlerine ekledi.
Haber Ara