Dava zaman aşımına çok kısa bir süre kala neticelenirken, davada okulda toplatılarak 'hakaret uğrama ve sopayla dövülme' fiili işkence olarak görülmedi.
15 Haziran 2003 yılında düğünde silah sıkıldığı gerekçesiyle köye gelen bir astsubayın köylüleri uzun bir süre yüzüstü yatırması ve silahların yerini söylemeleri için 4 çocuğa işkence yapıldığı iddiasıyla açılan tazminat davası sonuçlandı. Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada hakim, tutulan Adli Tıp raporlarıyla vücutlarında darp izleri bulunduğu ispatlanan İ.H.T., B.T, S.V.T. ve S.T.'nin 'işkence' görmediğini, 'sopa ile yaralandığını' belirterek, işken ettiği öne sürülen Astsubay Şahin G.'nin çocuk başına 740 TL'lik tazminat ödemesine karar verdi. Davacılar ise "Onurumuzun bedeli 740 TL mi?" diyerek karara tepki gösterdi.
'740 TL'LİK' BİR İŞKENCE HİKÂYESİ
Davaya konu olan olay 15 Haziran 2003 tarihinde Küpeli köyü yakınlarında devriye gezen iki askerin, düğünde silah atıldığı iddiası üzerine köye gelmeleriyle başladı. İddialara göre köye gelen askerler, 2 Kaleşnikof marka silaha el koydu. Bunun üzerine köylüler askerleri darp ederek silahları ellerinden geri aldı. Daha sonra köye yakın Bozova Sulama Şantiyesi'nden karakolu arayan 2 askerin destek talebi üzerine, Yüzbaşı T.B. ve beraberinde yaklaşık 100 asker ile köye geldiğini belirten köylüler, okul bahçesine erkekleri toplayan yüzbaşının, köylüleri yüzüstü yere yatırdığını ileri sürdü. Askerler verdiği ifadelerde yüzüstü yatırmanın 20 dakika kadar olduğunu öne sürerken, köylüler bunu 5 saat olduğunu iddia etti. Meclis Araştırma Komisyonu ise süreyi belirtmemekle birlikte iki tarafında iddiasını kabul etmeyerek arada bir süre gösterdi.
Olayda köyde bulunan askerlerin 25 gün sonra terhis olacağının belirtilmesi üzerine savcılık, tahkikat amacıyla Astsubay Şahin G.'yi köye gönderdi. Köye gelen astsubay cami hoparlöründen erkeklerin okul bahçesinde toplanması yönünde anons yaptırdı. İddiaya göre gelmeyenler de jandarma tarafından toplatıldı. Köylüler tek tek sınıfa alınarak sorgulandıklarını ve darp edildiklerini iddia etti. Adli Tıp Kurumu da köylülerin darp iddiasını destekler nitelikte rapor verdi.
'İŞKENCE' DEĞİL, 'SOPAYLA BASİT YARALAMA'
Urfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren davanın sonunda mahkeme Astsubay Şahin G.'yi 'dört kişiyi basit yaralamadan' çocuk başına 740 TL tazminat ödeme mahkûm etti. Yargıtay'a temyize gönderilen dosya, burada yaklaşık dört yıl bekledikten sonra bir nüshada birkaç imzanın eksik olduğunun fark edilmesi üzerine zaman aşımına iki ay kala, imzaların tamamlanması amacıyla Urfa'ya geri gönderildi. Urfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı dosyayı tekrar işleme koyarak, 4 çocuğa yapılanın 'işkence değil, sopayla basit yaralama' olduğuna karar vererek, Astsubay Şahin G'yi yine her gence 740'ar TL tazminat ödemeye mahkûm etti.
ÇOCUK YAŞTA MEYDAN DAYAĞI YEDİLER İDDİASI
Köylülerden İ. Halil Tanrıverdi (13), Bülent Tanrıverdi (14), Seydi Vakkas (16) ve Sedat Tanrıverdi isimli gençlerin aileleri durumu Şanlıurfa Barosu'na bildirerek müdahil olmasını istedi. Gençler adına Şanlıurfa Barosu avukatları, Astsubay Şahin G. hakkında, Bozova Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak mahkeme 'İşkence davası' nedeniyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi ise dört kişiyi basit yaralamadan dolayı Astsubay Şahin G.yi tazminata mahkûm etti.
"YARGITAYIN DAVAYI BEKLETMESİ ZAMANAŞIMININ YOLUNU AÇMIŞTIR"
Eksik atılan bir imza, nedeniyle dava Yargıtay'da 3.5 yıl bekledikten sonra bir nüshada bir üye hâkimin imzasının eksik olduğu ortaya çıktı. Zaman aşımına kısa süre kala dava dosyası imzaların tamamlanması amacıyla Şanlıurfa'ya geri gönderildi. Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı dosyayı tekrar ele alarak, İ. Halil, Bülent, Seydi Vakkas ve Sedat Tanrıverdi'ye yapılanın 'işkence değil, sopayla basit yaralama' olduğuna karar verdi. Mahkeme, Şahin G.'yi her gence 740'ar TL tazminat ödemeye mahkûm etti. Bu duruma sert tepki gösteren Şanlıurfa Baro Başkanı İrfan Güven, Adli Tıp raporu ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun raporunun ortadayken Yargıtay'ın bir imzayı gerekçe göstererek bozmasını, zaman aşımı yolunu açmak olarak yorumladı.
Gven şunları söyledi: Tüm veri ve raporlara rağmen verilen ilk karar üzerine Yargıtay, davayı 3.5 yıl beklettikten sonra bir üye hâkimin imzasını eksik göstererek kararı usulden bozmuştur. Bir imza eksikliği için bunca zaman bekledikten sonra dosyanın geri gönderilmesi davanın zaman aşımına uğratılmasının yolunu açmıştır."
RAPORLAR ARASINDA ÇELİŞKİ
Konuyu mercek altına alan TBMM İnsan Hakları Komisyonu, yerel hastanelerin görevini kötüye kullandığını raporlaştırdı. Komisyon raporuna gerekçe olarak ise işkenceye maruz kalan dört gencin Bozova ve Şanlıurfa'dan alınan raporları ile Diyarbakır Adli Tıptan çıkan raporun farklılığını gösterdi. Bozova ve Şanlıurfa'daki hastanelerin dört gencin bir darp olayına maruz kalmadığını raporlaştırdığı, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'nun ise raporunda dört gencin de darp edildiği, birine 3 birine 5 birine 10 gün iş yapamaz raporu verdiği öğrenildi.
Şanlıurfa Barosu Başkanı İrfan Güven ise raporlar arasındaki çelişkiye sert tepki göstererek, "Bu kararın oluşum seyri, Türkiye'de işkence ile mücadelede ne tür fiili engellerle karşılaşıldığının resmidir." dedi.
CİHAN