Ortadoğu’nun en güçlü beş istihbaratçısından biri olarak gösterilen Mısır İstihbarat Servisi Şefi Ömer Süleyman, artık ülkenin iki numarası… WikiLeaks belgelerine göre Süleyman İsrail ile ABD’nin yakın müttefiki.
“Mısır İstihbarat şefi ve Mübarek’in sağ kolu Süleyman’ın, çok uzun süredir boş olan cumhurbaşkanı yardımcılığı makamına getirileceği geçen yıllarda konuşulmuştu. Son iki yılda Süleyman, perde arkasından çıktı ve fotoğraflarının çekilmesine, yabancı liderle görüşmelerinin haberleştirilmesine izin verdi. İrtibatlarımızın çoğu, Süleyman’ın, askerî geçmişinden dolayı, Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal’in emanetçisi nazarıyla bakılıyor. (Artık bu senaryo tamamen ihtimal dışına atılmış gibi görünüyor. M.Ç.) Süleyman, inatla kişisel bir hırsı olmadığını söylüyor; ancak vatana hizmete bağlılığı ve ilgisi çok açık. Mübarek’e sadakati ise sarsılmaz biliniyor… Burada cevapsız kalan soru, Mübarek’ten sonra Süleyman’ın, Cemal’in başkan olmasına nasıl cevap vereceği. Süleyman’ın bir dostu, Cemal’in başkanlığını hiç istemediğini söylüyor ve yıllar önce kendisine başkan yardımcılığı teklif eden ancak bu sözünden dönen Mübarek’in, Süleyman’ı ‘derinden yaraladığını’ aktarıyor.”
Kahire’deki Amerikan elçiliğinden Washington’a gönderilen gizli ibareli bir diplomatik yazışmadan alındı bu bölüm. WikiLeaks’in Aralık 2010’da yayımladığı telgrafı, 14 Mayıs 2007’de dönemin ABD Kahire Büyükelçisi Francis J. Ricciardone (bugün ABD’nin Ankara Büyükelçisi) yollamış. Büyükelçi Ricciardone, Hüsnü Mübarek sonrası ülke siyasetinde etkisi görülecek olan Cemal Mübarek’ten Müslüman Kardeşler’e, Amr Musa’dan (Arap Birliği Genel Sekreteri) muhalif Ayman Nur’a kadar birçok grup ve isim hakkında analiz, istihbarat ve duyumlara yer veriyor yazıda. Bugünlerde Mısır’da yaşananlar Büyükelçi Ricciardone’nun 4 yıl önceki analizini haklı çıkarıyor bir bakıma. İşaret ettiği gibi, Cumhurbaşkanı Mübarek, artan iktidar karşıtı gösterilerin şiddetini düşürmek, üzerindeki ‘çekil’ baskısını azaltmak için istihbarat şefi Ömer Süleyman’ı yardımcılığına atadı. 29 Ocak itibariyle Mısır’ın iki numarası artık Korgeneral Ömer Süleyman…
Mübarek’e yakınlığı ve üstlendiği kritik görevlerle bir bakıma ülkenin ‘karakutusu’ olan Ömer Süleyman, son 10 yılda Ortadoğu’da adı sıklıkla duyulan bir aktör. 40 yıl önce genç bir subay olarak Yemen ve İsrail cephelerinde çarpışan Süleyman, aradan geçen sürede ABD’nin de bölgede güvendiği bir isme dönüştü. Bugünlerde kurduğu bağlar ve sahip olduğu güçle anılan Mısırlı istihbaratçının geçmişi de kariyeri de sıra dışı…
1936’da Mısır’ın güneyindeki Qena’da (Kinâ) dünyaya gelen Süleyman, 1954 yılında Askerî Akademi’ye girer. Eğitim sırasında sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeker ve mesleki tecrübesini artırması için Moskova’daki Frunze Askerî Akademisi’ne gönderilir. Parlak bir subay olarak katıldığı ordu saflarında önce Yemen savaşında (1962), ardından 1967 ve 1973’teki Arap-İsrail savaşlarında çarpışır. Cephedeki kabiliyeti, verilen her görevin üstesinden gelmesi hızla yükselmesini sağlar. 1990’larda devlete karşı ayaklanan grupları parçalayan stratejileri geliştirerek iktidar nazarındaki güvenini pekiştirir. 1992’de Genel Operasyonlar Komutası Başkanlığı’na atanır. Aynı yıl askerî istihbarat biriminin, bir yıl sonra da ülkedeki tüm istihbarat servislerinin tek çatı altında toplandığı Mısır Genel İstihbarat Hizmetleri’nin başına geçer. 1995’te Mübarek’i Etiyopya’da düzenlenen ciddi bir suikasttan kurtarması Mübarek nazarındaki kredisini artırdı. O günden itibaren Müberek’in sırdaşı oldu âdeta. Son 17 yıldır koltuğunu koruyan Süleyman, cumhurbaşkanı yardımcılığına atanmasının ardından görevi Kuzey Sina Valisi Murat Muvafi’ye devretti.
General Süleyman, istihbaratçılığının yanında diplomatlığıyla da öne çıktı son yıllarda. Mısır’ın en önemli dış politika meselelerinde kritik görevler üstlendi. Bunda Kahire ile Ayn Şems üniversitelerinden aldığı siyaset bilimi eğitiminin de katkısı var elbette. Geçen yıllarda Mısır’ın İsrail ve ABD ilişkilerini yürüttü, İsrail-Filistin barış süreci ile Filistinliler arasındaki ayrılıklarda arabuluculuk yaptı. Sık sık ABD’ye gitti. Bush yönetiminin 11 Eylül sonrası giriştiği önleyici müdahalelerine destek verdiği, El Kaide’ye karşı CIA ile işbirliği yaptığı yazıldı. Ama adının dünya çapında duyuran icraatı 2008’de Hamas ile İsrail arasında sağladığı ateşkes oldu. Bunun yanında, İsrail’in 2009’daki Gazze saldırısında Filistinlilere Mısır kapılarını kapatan tartışmalı stratejiyi Süleyman belirledi. İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile Kahire’de görüşen heyetin içinde yer aldı, ardından da Mısır’ın öncülük ettiği ateşkes görüşmelerinde...
Hem El Fetih hem de Hamas’la görüşebilen ender aktörlerden olan Süleyman, bir taraftan Hamas’ın 2006’da kaçırdığı İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması için çabalıyor diğer taraftan da İsraillilerle varılan güvenlik mutabakatı çerçevesinden Gazzelileri dünyaya bağlayan sınır kapılarını kapalı tutuyor.
İngiltere’nin başkenti Londra’daki düşünce kuruluşu Chatham House’un Ortadoğu uzmanı Rime Allaf gibi bir çok uzman, ABD ve İsrail’in artık Mübarek’e ihtiyacı olmadığını, cumhurbaşkanı yardımcılığına atanan Ömer Süleyman’ın Mübarek sonrası için en güçlü lider adayı olduğunu düşünüyor.
Aksiyon