AB YÜKSEK TEMSİLCİSİ ASHTON BM'DE KONUŞTU: -'BİZ, (İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMIYLA

AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, geçen ay İstanbul'da, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (P5+1) arasında yapılan görüşmelerde, Batılı ülkelerin İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle ilgili olarak 'diyalog yoluna bağlı kaldıklarını tekrarladıklarını' ifade etti.
Ashton, BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen 'BM ile AB arasındaki İşbirliği' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, İran'ın nükleer programına ilişkin görüşmelerden sözetti. İstanbul'da 20-21 Ocak 2011 tarihlerinde düzenlenen bir seri görüşmeye başkanlık yaptığını anımsatan Ashton, görüşmelerde amaçlarının hemen bir anlaşmaya varmak değil, ancak taraflar arasında güven ortamı sağlamak olduğunu belirtti.
'Bizim asıl sorunumuz, İran'ın nükleer programının tümüyle sivil nitelik taşıdığına güven duymamamız' diye konuşan Ashton, İran tarafına şeffaflık ve güven yaratılması amacıyla bazı somut öneriler sunduklarını, ancak bu önerilere karşılık İran tarafının yeni önkoşullar ileri sürdüğünü söyledi. İran tarafının uranyum zenginleştirme de dahil nükleer faaliyetlerde bulunma hakkının kabul edilmesini ve üzerindeki yaptırımların kalkmasını istediğini belirten Ashton, 'Ancak bu son derece hayal kırıklığı yarattı, çünkü BM Güvenlik Konseyi'nin de pekçok kez ifade ettiği gibi, İran Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) yükümlülüklerine uymuyor' dedi.
'İstanbul görüşmelerinde biz diyalog yoluna bağlı kaldığımızı tekrarlamıştık. Önerilerimiz masada durmaya devam ediyor. İran pekçok ülkenin zaten uygulamakta olduğu şeffaflık kurallarına bağlı kalsaydı, ileriye gidecek bir süreci başlatmış olurduk' dedi.
Konuşmasında Gazze'deki duruma da değinen Ashton, AB'nin, Gazze'deki halkın ihtiyaçlarını çok iyi bildiğini ve destek verdiğini, İsrail'in güvenlik endişlerine dikkat edilerek Gazze'ye tüm geçişlerin açık olması gerektiğini de söyledi.
Tunus ve Mısır'daki gelişmelerden de sözeden Ashton, AB olarak halkların demokratik özlemlerinin, siyasi reform, diyalog, serbest ve adil seçimlerle karşılanması gerektiğini, bu kapsamda AB'nin bu ülkelerdeki geçiş dönemlerine destek vereceğini söyledi.