Erdal Güven / Radikal
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır’da Amerikan yönetimiyle uyumlu bir birliktelik içinde hareket ettiklerini belirterek, “Yaklaşımımız örtüşüyor” dedi.
Münih’ten dönüş yolunda uçakta sorularımızı yanıtlayan Davutoğlu, Güvenlik Konferansı sırasında en kritik ikili görüşmeyi ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la yaptığını söyledi. Görüşmede, Mısır’da olup bitenlere ilişkin ABD’yle Türkiye’nin birlikte hareket etme kararlılığı karşılıklı olarak teyit edilmiş.
Sorun sırf Mübarek değil
Davutoğlu, buluşmanın ABD Başkanı Barack Obama’yla Başbakan Tayyip Erdoğan’ın telefon görüşmesinin hemen ertesinde gerçekleştiğine dikkat çekerek şunları aktardı: “Obama-Erdoğan görüşmesinde, Clinton’la ortak bir çalışma yapmamız da konuşuldu. Biz de oturup değerlendirme yaptık. ABD, Mısır’da başından beri ilkesel bir tutum takındı. Tıpkı Türkiye gibi. Şu noktada yaklaşımımız örtüşüyor.”
Davutoğlu’nun tespitinin Amerikan yönetimince de paylaşıldığı anlaşılıyor. Nitekim Clinton, ikili görüşme sonrası, Mısır’da demokrasiye geçiş sürecinde izlenmesi gereken yönteme ilişkin konuşurken birkaç kez Davutoğlu’na göndermede bulundu. Clinton’ın söyledikleri, Davutoğlu’nun Münih’e giderken bize anlattıklarıyla hemen hemen aynıydı. Özellikle şu üç noktada: Mısır’da sorun Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’ten ibaret değil, yönetim anlayışı ve kadrosunun değişmesi gerekiyor; siyasi dönüşüm sürecinin başarısı ve bir kargaşanın önlenmesi başta ordu olmak üzere kurumların korunmasına bağlı; köktendinci İslam korkusunun Mısır’da demokrasinin önünü tıkamasına izin verilmemeli.
Davutoğlu, Mısır’da ABD’yle yakalanan uyumu, “Aklın yolu bir” diye yorumluyor. Ama eklemeden de edemiyor: “Tabii ne kadar sürer bilemem.”
Değişim olmadan asla...
Anlaşılan o ki Erdoğan’ın ağzından açıkça rejimin değişmesinden yana tavır alan Türkiye, ABD’nin bir noktada, rejimden ‘birileriyle’ uzlaşma içine girebileceğinden kaygılı. Nitekim, Davutoğlu, Clinton’a, “Size başka telkinler yapılabilir. Dikkate almamanız isabetli olur” uyarısında bulunduğunu da aktardı bize ve şunları söyledi:
“Sağlam durmamız gerektiği konusunda da hemfikiriz. Bu kadar olup bitenden, halkın talebi ortaya konduktan sonra değişim olmadan statükonun devamı negatif domino etkisi yapar. Kaos çıkarsa her yere yayılır. Ama Mısır’daki süreç iyi idare edilebilirse, pozitif domino etkisi yapar. Herkes kendine örnek alır.”
“Hiçbir İsrailli yetkiliyle aynı ortamda bulunmam”
Davutoğlu’nun, Güvenlik Konferansı’nda, ‘Arap Toplumları Nereye’ başlıklı oturuma katılmaması dikkat çekti. Bakan, kararını şöyle gerekçelendirdi:
“Bir kere ben ilişkilerimiz şu haldeyken ilkesel olarak hiçbir, ama hiçbir İsrailli yetkiliyle hiçbir oturumu paylaşmam. Bizim vatandaşlarımızı öldürmüş ve özür dilememiş bir ülke İsrail.
İkincisi, ‘Arap Toplumları Nereye Gidiyor’ başlıklı bir oturum düzenliyorlar, tek bir Arap temsilci yok. İsrailli var, başkaları var, Arap yok. Arapların olmadığı yerde İsraillilerle Araplar üzerine konuşmam, analiz yapmam.” Bakan böyle konuşunca, aynı oturuma CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk’ün katılmasını nasıl değerlendirdiğini sorduk.
“Bize sormuş olsaydı, danışmış olsaydı, katılmamasını tavsiye ederdik. Türkiye’nin bugünkü politikası itibariyle uygun olmayacağını söylerdik. Hükümetimizin pozisyonuna zarar vermiştir, toplumsal kararlılığımız da zedelenmiştir. Oysa Türkiye’nin ilkesel duruşunun, sadece hükümetimizin değil, muhalefetimizin de benimsediği bir duruş olduğunun İsrail tarafından da görülmesini isterdik.”
“Avrupa’nın bugünkü hali 1453 öncesi Bizans gibi”
Davutoğlu, AB’yle ilişkilerimize değinirken birden ‘keyifli bir mola’ verdi, “Asıl size günün haberini anlatayım” dedi. Güvenlik Konferansı’ndaki bir oturumda, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen savunma alanında AB’yle NATO arasındaki görüş ayrılıklarından, her ülkeden başka bir ses çıkmasından yakınmış. Dinleyiciler arasındaki Davutoğlu’nun önünde AB üyesi olmayan Batılı bir ülkenin üst düzey hükümet yetkililerinden biri oturuyormuş. Von Rompuy’un konuşması bitince, önündeki yetkili Davutoğlu’na kartvizitini uzatmış. Kartta şu not yazılıymış: “Sevgili Ahmet, AB’nin bugünkü hali bana 1453 öncesi Bizans’ın halini hatırlatıyor.” Bakan, kahkahayla güldüğü bu nota şu soruyla karşılık vermiş: “Peki sence Fatih kim oluyor bu durumda?” Batılı hükümet yetkilisinin yanıtı, “O kadarını bilmem ama sen notumu hatıra olarak sakla” olmuş.
“Kopmadı, durakladı”
İşin keyifli yanı bir tarafa, Davutoğlu’nun AB’yle ilişkilerimize ilişkin söylediklerinden çıkan sonuç, pek iç açıcı değil. Bakan, AB’yle ilişkilerin bir kopmaya doğru gittiği kanısında değil ama bir duraklama dönemine girildiğini kabul ediyor. Fakat bir o kadar da rahat Davutoğlu: “Biz 2 trilyonu bulalım, demokrasimizi oturtalım, tren nerede durursa dursun.”
Son olarak, üç cümlelik Kıbrıs notu: Davutoğlu, Münih’te BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’la da görüştü. Ban, müzakerelerin gidişatından umutlu olduğunu söylemiş ve Türk tarafının yapıcı tutumundan ötürü memnuniyetini dile getirmiş. Anlaşılan, Ban, Rum tarafını övüp Türk tarafını eleştiren Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi düşünmüyor...
Türkiye'den İsrail'e 2. 'ONE MINUTE'
Ahmet Davutoğlu, 'Hiçbir, ama hiçbir İsrailli yetkiliyle hiçbir oturumu paylaşmam' dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-07 11:45:51
Haber Ara