Dolar

34,8668

Euro

36,6824

Altın

3.026,87

Bist

10.090,39

Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı: Alevilere ibadeti, Sünnilere muhabbeti unutturdular

Avrupa'daki bazı kişi ve grupların sık sık eleştiri konusu yaptığı Türkiye'de inanç özgürlüğü, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da katıldığı bir konferansla Almanya'nın Köln kentinde masaya yatırıldı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) d

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-02-06 07:20:07

Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı: Alevilere ibadeti, Sünnilere muhabbeti unutturdular
Avrupa'daki bazı kişi ve grupların sık sık eleştiri konusu yaptığı Türkiye'de inanç özgürlüğü, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da katıldığı bir konferansla Almanya'nın Köln kentinde masaya yatırıldı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) düzenlediği "AK Parti hükümetinde, Türkiye'de din, inanç ve vicdan hürriyetinin gelişimi" konulu bir konferans Köln'deki Barcelo Hotel'de yapıldı. Konferansı çok sayıda davetli izledi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da bir konuşma yaptığı konferansta, Alevi ve Türkiye'deki Hristiyan kurumlarının temsilcileriyle bilim adamları birer sunum yaptı. Açılış konuşmasını UETD Genel Başkanı Hasan Özdoğan'ın yaptığı, moderatörlüğünü Dr. Yılmaz Bulut'un yürüttüğü konferansta ilk konuşmayı Türkiye Süryani-Katolik Patrik Vekili Piskopos Yusuf Sağ yaptı. Çarpıcı açıklamalarıyla Bülent Arınç'ı da sık sık güldüren Sağ, "Biz neyin kavgasını yapıyoruz. Allah bütün evrene yetiyor, hepimize yetmez mi? Cennet bütün insanlara yetecek kadar büyüktür." dedi. AK Parti hükümeti döneminde inanç özgürlüğü için yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Yusuf Sağ, "Allah devletimize zeval vermesin. Bunlar bizim babamız. Biz derdimizi babamıza açarız. Babamız bize sahip çıkmazsa, kendimize başka baba ararız. Bunun en güzel örneğini, İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet göstermiştir. Hristiyanlara büyük haklar tanımıştır. Ancak 1900'lü yıllardan itibaren aşırı milliyetçilik Osmanlıyı sarmıştır ve bizim için zor günler başlamıştır." diye devam etti. O günden AK Parti hükümetine kadar gayrimüslimlerin şartlarını kolaylaştırmak için pek bir adım atılmadığını kaydeden Sağ, "Şimdi gerçekten çok büyük adımlar atılıyor." şeklinde konuştu. Hristiyan azınlığın yine de sorunları olduğunu belirten Sağ, "Sorunlar yok desek yalan olur." dedi ve bunların başında inanç önderleri yetiştirme ve henüz geri alınamayan vakıf mallarının geldiğini kaydetti. AK Parti döneminde çıkarılan Vakıflar Yasası'ndan övgüyle bahseden Yusuf Sağ, bu şekilde vakıf mallarının önemli bir kısmının geri verildiğini bildirerek, "Yıllarca sinema olarak kullanılan kilise tekrar teslim edildi. Türkiye'de çok güzel şeyler oluyor. Büyük gelişmeler oldu, sorunların da birer birer çözüleceğine inanıyorum." diye ekledi. Frankfurt'taki Goethe Üniversitesi, Dini Barış Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Edmund Weber ise, "Çifte standart her zaman vardı, her zaman olacak." sözleriyle başladığı konuşmasında, Batı dünyasında 50'li, 60'lı yıllara kadar Hristiyanlığın mezhepleri arasında bile özgürlük ve eşit muamelenin sağlanamadığını, sorunların uzun yıllar sürdüğünü anlattı. Weber, "Hristiyan mezhepler arasındaki sorunları çözdük, Müslümanlarla ilgili problemleri de çözeriz." dedi. Türkiye, Mısır ve Endonezya gibi ülkelerin dini kontrol altında tutan ülkeler olduğunu kaydeden Weber, Almanya'nın eski krallarından Büyük Friedrich'in, "Eğer Müslüman vatandaşlarım olsa onlara camiler inşa ederdim. Benim için insanların iyi vatandaş olmaları önemli, hangi dine inanacaklarını kendileri bilir." sözlerini hatırlattı. FERMANİ ALTUN: ALEVİLERE İBADETİ, SÜNNİLERE MUHABBETİ UNUTTURDULAR "Din ve inanç özgürlüğü açısından Alevilerin durumu" konulu bir sonum yapan Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ise birilerinin "Alevilik İslam'ın dışındadır." demesine tepki göstererek, "Alevilik inancının öğeleri hep İslam argümanlarıyla dolu. Alevi seyitleri, Anadolu'da İslam'ın yayılmasına öncülük ettiler. Alevilik İslam'ın özüdür. Bütün bunlar varken, Alevilik İslam'ın dışındadır, denilebilir mi?" diye sordu. Çarpıcı açıklamalarda bulunan Altun, "Aleviliği Alevilere öğretmekte zorlanıyoruz. Sünniler daha çabuk öğreniyor. Çünkü sistem o hale getirdi. 85 yıldır Aleviler ibadetten, Sünniler muhabbetten uzaklaştırıldılar. Sünniler daha kolay Aleviliği öğrendi. Çünkü sistem öyle bir duruma getirmişti ki Sünnilerde inançlarla ilgili yüzde on beş gibi bir bilgi zemini var iken Alevilerde bu oran sıfırdı. Bugün aleviler de yüksek seksen bizimle birlikte hareket ediyor. Bizim gibi düşünüyorlar." dedi. Tasavvufun Sünni ve Alevilikte ortak değer olduğunu belirten Altın "Öncülük yaptığımız bir dini inançta ortak değerimiz tasavvuftur. Aleviler 85 yıl önce ibadetten, Sünnilerde muhabbetten uzaklaştırılmıştır. Muhabbetten uzaklaşınca inancımızla eksik bilgilerle perişan olmuşuz. İnancımızı doğru öğrenirsek hem bereket hem kurtuluştur. Türkiye'de son Alevi Çalıştayları ve inanç özgürlükleri ile ilgili önemli çalışmalar Türkiye için bir şans ve tarihi bir fırsattır." ifadesini kullandı. Tüm insanlığın ortak değerlerinin sevgi, ilim ve güzel ahlak olduğunu belirten Altın "Biz bu değerlere diyalogla ulaşabiliriz. Biz muhabbet zemini üzerinde bu değerlere ulaşabiliriz. Dünya'da üç dinin temsil ettiği insan sayısı 3 milyardır. Hâlbuki dünyada 7 milyar insan yaşıyor. İnsanı insan yapan değerlerin ve dinlerin hepsine saygımız var. Aykırı olanlar ise zaten din olarak kabul edilmez." diye kaydetti. Türkiye'de sistemden dolayı geçmişte Alevi ve Sünni arasındaki derin ayrılıkların olduğunu ancak bunların günümüzde çözüldüğünü belirten Altın "Aleviliği gerçek manasıyla öğretmenin coşkusunu yaşıyoruz. Kahramanmaraş ve Çorum'daki olaylar sistemin getirmiş olduğu oyunlardır. Bugün bunlar adım adım ortaya çıkmaktadır. Bizim inancımızda hiçbir zaman Alevi-Sünni düşmanlığı olmamıştır." ifadesini kullandı. Gerçek laiklik, gerçek inanç özgürlüğü birbirinden ayrı olmadığını belirten Altın "İnsanlar bilgisiz ve eğitimsiz kaldıklarında inançlarını geliştiremezler. Bütün dünyanın huzuru için cahil ve zalimlerin dünyada azalması gerekiyor." dedi. Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altın okuduğu bir şiir ile konuşmasını tamamladı. Hristiyan Cemaat Vakıfları'nın temsilcisi Laki Vingas ise, "Devlet, cemaatler arası ilişkiler" konulu sunumunda, "Cemaatimizde, son yıllardaki önemli açılımlardan doğan bir güven ortamını hissediyoruz." şeklinde konuştu. 20. asrın başında azınlıkların oranının yüzde 25'lere kadar varırken yaşanan sıkıntılar yüzünden bugün yüzde 1,5'e, yani 100 bine düştüğünü kaydeden Vingas, "Bugünkü siyasi irade sayesinde cemaatimiz daha özgüvenli olmaya başladı. Ülkenin geleceğine katkıda bulunmak istiyorlar. Bu hükümetin başlattıkları, ülke politikasına dönüşmesi gerek." dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'ın defalarca Hristiyan dini önderleriyle buluştuğunu, birçok vakıf malının teslim edildiğini, Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi'nde ayin yapıldığını hatırlatan Vingas, bunların önemine dikkat çekti. Yapılması gerekleri, ruhban yetiştirmeye izin verilmesi, azınlıkların sosyal hayata ve bürokrasiye girebilmeleri şeklinde sıralayan Vingas, anti-Semitik ve anti-Hristiyan söylemlerden vazgeçilmesi gerektiğini, eskiden Türkiye'yi terk ederlerin dönebilmesinin kolaylaştırılması gerektiğini kaydetti. Vingas, Türkiye'de 80 yıldır kötü giden şeylerin bir kaç yılda düzelmeye başladığını, bunun toplumlarında şaşkınlığa neden olduğunu bildirdi Konferansta son konuşmayı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptı.
SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara