KOBİDER'den Kıbrıs'ta Türkiye aleyhine pankart açanlara tepki

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) son günlerde bazı sendikaların Türkiye'nin aleyhine bulunduğu faaliyetleri "Deyim yerindeyse 'Besle kargayı oysun gözünü' şeklinde hareket ediyorlar." sözleriyle değerlendirdi. Nurettin Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, KKTC'de son günlerde bazı sendikaların Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunduğuna dikkat çekti. "Türkiye'den beslenenlerin bu yola girmesi düşündürücüdür." diyen Özgenç, "Deyim yerindeyse 'Besle kargayı oysun gözünü' şeklinde hareket ediyorlar. Ekâbir takımı bazı sendikalar, tepki olarak Sendikal Platform ve Toplumsal Varoluş adı altında gösteri yaparak Türkiye aleyhinde sloganlar atıp pankart ve döviz taşımaları içlerindeki kini ve nefreti dışa vurmaktalar. Bir de utanmadan, sıkılmadan mitingde 'Kıbrıs Cumhuriyeti' bayrağı açıyorlar. Bu tek kelimeyle nankörlüktür ve aslını inkâr etmektir. Baba parası yeyip babaya asi olmak ve onu reddetmek insani olmadığı gibi ahlaki de değildir." ifadelerine yer verdi. Özgenç, 2008 yılında KKTC'ye yaptıkları iş gezisi sonrasında gördükleri manzara karşısında tespitleri ve çözüm önerilerini de "Türkiye sürekli bu kamburla yaşamamalı. KKTC'ye balık vermeyip, balık tutmasını öğretmeli. KKTC de ekonomisini canlandıracak alt yapıyı oluşturup kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Sürekli Türkiye'den ekonomik yardım talep etmek yerine, kendi kendine yeten bir ülke sıfatı kazanabilmeli." şeklinde kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı. Türkiye'nin sürekli olarak ekonomik destekte bulunduğu KKTC'de, Türkiye'den giden insanlara soğuk, Güney'den gelenlere ise daha sıcak davranıldığını iddia eden Özgenç, şöyle devam etti: "Oysa Türkiye 20 Temmuz 1974'de Barış Harekâtı düzenleyerek Kuzey Kıbrıs Türkü'nü özgürlüğüne kavuşturmuş, adaya barış, huzur ve mutluluk getirmiştir. Türkiye kendi içinde ekonomik sıkıntılar çekmesine rağmen adaya her yıl düzenli para akıtmıştır. Bu para pompalama işi de 37 yıldır kesintisiz sürmektedir. Şimdi ise oradaki bazı satılmışlar Türkiye'ye defol diyor." "POLİTBÜRO TEMSİLCİSİ GİBİ HAREKET EDİYORLAR" Kuzey Kıbrıs'taki sendikaları politbüro temsilciliği gibi hareket etmekle suçlayan Özgenç, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Kur'an kursları düşmanlığından tutun da Türkiye aleyhtarlığına kadar birçok şeyi yapmaktalar. Bazı konularda Enosis'ten farklı davranmıyorlar da değil. Makarios döneminde dahi açık olan İHL'leri ve dini eğitim bu bağnaz sendikacılar yüzünden kapalı durmaktadır." Kuzey Kıbrıs'ın yıllardan beri dışa açılamadığı için ekonomisinin büyüyemediğine dikkat çeken Özgenç, Türkiye'nin verdiği yüklü miktardaki para desteğiyle müflis evlat gibi har vurup harman savrulduğunu savundu. Özgenç, Türkiye'de vatandaşlar geçim sıkıntısı içinde işsizlikle boğuşurken, Yavru Vatan'da zevk-ü sefa sürülmesinin kolay kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etti. Türkiye'nin adaya gönderdiği paranın miktarında azaltma yapması gerektiğini ileri süren Özgenç, "Öyle kolaycılıkla, hazır yiyicilikle yaşanılmayacağını görmeliler. Anavatanda yaşayan fakir fukaranın, garip gurabanın hakkı, Enosis zihniyetinde olan kişilere gönderilmemeli. Neymiş efendim AB üyesi olan Kıbrıs, Rum kesimiyle uyumlu olsun diye en düşük maaş alan memurlara 10 bin liraya yakın para ödeniyor. Biz de ise aynı parayı daha fazla mesai yapmasına rağmen 6 -7 memur zor alıyor. Bu durum hakkaniyet ölçülerine aykırıdır. Başbakan Erdoğan 'biz destekliyoruz' demekte, ancak desteğimizin karşılığı da 'defol git' olmamalı. Ekâbir takımı hem hazır yiyecek, hem de babaya asi evlat olacak. Bu kabul edilebilir bir şey değil." dedi.