İşte bu Mısır!
Mısır halkı diktatörlükten, Mübarek’ten kurtulmaya çalışıyordu, ancak şu ana kadar baskılar, işkenceler ve hapishaneler sistemin halkın ayağa kalkmasını engelleyen araçları olarak işlev gördüler.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-02-05 11:12:48
Arap dünyasında nereye giderseniz gidin Mısır’ın etkilerini hissedersiniz. Mısırlı entelektüeller, şarkıcılar, aktörler, siyasetçiler, ister yaşıyor olsunlar isterse ölü, Arap zihniyetinin ve kimliğinin oluşumunda çok önemli bir rol oynarlar.
Mübarek, Siyonist devletle barış anlaşmasını imzalayan Sedat’ın öldürülmesinden sonra iktidara geldi. Mısır halkı farklı bir biçimde düşünürken, Mısır siyasal rejimi çıkarlarının ABD ve Siyonist sistemle uyum içinde olduğuna inanıyordu. ABD, Mübarek’in iktidarını hem Siyonist sistemi, hem de bölgesel çıkarlarını korumak adına destekledi. Mısır, Enver Sedat döneminde kurulan ve Mübarek döneminde uygulanmaya konulan bu yeni politik pozisyon sayesinde özellikle ABD’nin Irak işgali sonrasında Arap dünyasının dışına itildi.
Arap dünyası, bir tarafta başını Mısır ve Suudi Arabistan’ın çektiği “yansız” ya da “ılımlı” devletlerle (Amerikan yanlısı blok), diğer tarafta başını Suriye’nin çektiği muhalefet bloğu (Amerikan karşıtı blok) olmak üzere iki temel bloğa bölündü. Mısır, Arap-İsrail çatışmasının dışına itilmiş olsa da, Mısırlılar kendilerini hala Arap kabul ediyor ve Siyonistler de Filistin işgalini sürdürüyor. Siyonist devletle Mısır arasında var olan barış anlaşmasının ayakta tutulabilmesi için Mısır siyasal sisteminin de ayakta kalması gerekiyor. Mısır’a bu amaçla milyarlarca dolar pompalanıyor.
Mübarek tam 30 yıldır Mısır Devlet Başkanı! Bu 30 yıl boyunca onu halk mı seçti? Elbette hayır. Bölgedeki ve dünyadaki politik sistemler işte böyle işliyor! Bu da “demokrasi”, “özgürlük” ve “seçimler” gibi cafcaflı sloganların ABD çıkarlarına hizmet ettikleri sürece sadece içi boş sloganlar olduklarını gösteriyor. Örneğin ABD şu ana kadar Mübarek’i asla diktatör olmakla suçlamadı! Tersine pozisyonunu güçlendirmek için milyarlarca dolar akıtarak onu destekledi!
Mısır halkı diktatörlükten, Mübarek’ten kurtulmaya çalışıyordu, ancak şu ana kadar baskılar, işkenceler ve hapishaneler sistemin halkın ayağa kalkmasını engelleyen araçları olarak işlev gördüler.
Mübarekse oğlunu Mısır’ın yeni devlet başkanı yapmaya hazırlanıyordu!
Halk bu adımı reddetti. Muhalefet yükselmeye başladı. Sonra aniden İskenderiye’deki bir Hıristiyan kilisesini hedef alan patlama gerçekleşti. Mısır’da Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında skandallar yaşandı. İçişleri Bakanlığı bütün olup bitenlerden “Jaysh Al Islam-İslam Ordusu” örgütünü sorumlu tuttu. Mübarek’in oğlu Cemal’in alternatifinin “Jaysh Al Islam” gibi radikal İslamcı gruplar olacağı yolundaki dedikodular yaygınlaştırıldı.
Sonra Tunus devrimi patlak verdi ve devrim siyasal sistemde değişim yaratmayı başardı. Bu olay sistemden duyulan korkuyu kırdı ve Mısır halkını harekete geçirdi. Beş Mısırlı, yaşadıkları berbat ekonomik, sosyal ve politik koşulları reddettiklerini ifade etmek için kendilerini yaktılar. Sistemse bütün bu olup bitenleri görmezlikten geldi.
Sonra aniden Mısır halkı Mübarek’in gitmesini isteyerek sisteme isyan etti. Bir başka deyişle halk siyasal sistemin değişmesini talep etmeye başladı. Olayların başında sistem halk devriminden daha güçlü olduğuna inanıyordu. Polis halkı zalimce bastırmaya çalıştıysa da bunu başaramadı. Sistem bu durumda, tıpkı Tunus’ta olduğu gibi, bir başka kirli oyunu devreye soktu. Polis resmi giysilerini çıkarıp sivil giysiler giyerek insanları öldürmeye ve dükkânları yağmalamaya başladı. Halk oyunun farkındaydı. Kendisini, tarihi yerleri, müzeleri, bankaları ve evlerini korumak için “halk güvenlik komiteleri” oluşturmaya başladı.
ABD, devrimin gücünü görünce Mübarek’ten sistemde kimi reformlara gitmesini talep etmeye başladı. Mübarek ise Ömer Süleyman’ı başkan yardımcısı olarak atadı. Halksa politik sistemde reform değil değişim istediğini söyleyerek sokakta kalmayı sürdürdü. Ordu halkın taleplerinin meşru olduğunu ilan ederek, göstericilere saldırmama sözü verdi.
Devrimin Mısır siyasal sisteminde radikal bir değişiklik elde edebilmesi halinde, bu durum, Arap dünyasının tamamında değişimin başlayacağı anlamına gelecek. ABD, bölgedeki en güçlü müttefikini yitirecek ve Siyonist devlet de Gazze’yi ve Filistinlileri ezen önemli bir müttefikinden olacak. Suudi Arabistan ve Irak da önemli bir müttefiklerini yitirecekler.
ABD şu anda, lafzen halkı destekleyip, eylemleriyle çöken sistemi destekleyerek pusuda bekliyor. Bugün Mısır tarihinin en büyük gösterisi gerçekleşecek. Milyonlar sokağa çıkıp Mübarek’in gitmesini isteyecek. Mübarek’in istifa etmeyi reddetmesi halinde başkanlık sarayına doğru yürüyüşe geçeceklerini söylüyorlar. Yarının neye gebe olduğunu hiç kimse bilmiyor. Yanıtı yalnızca, yarın, devrim verecek.
1 Şubat 2011
*Ahmad Dirki
Lübnan Komünist Partisi yöneticisi
[Dirki’nin Sendika.ogr için İngilizce kaleme aldığı bu yazı Sendika.Org tarafından Türkçeleştirilmiştir]
SON VİDEO HABER
Haber Ara