Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in hükümeti görevden alması ve 30 yıllık iktidarı boyunca ilk defa yardımcı atamasından tatmin olmayan halk, gösterilere dün de devam etti. Genelkurmay Başkanlığı'nda generaller ile uzun bir toplantı yapan Mısır liderinin, her an ülkeyi terk edebileceği konuşuluyor. Mısır'ın önde gelen siyasetçilerinin ve yönetime yakın işadamlarının ülkeyi terk etmesi de, Hüsnü Mübarek'e destek veren elitlerin umudunun kalmadığını gösteriyor.
ABD yönetimi, Ortadoğu'daki en güçlü müttefiklerinden biri olan Mübarek yönetiminin son hükümet değişikliği hamlesini yeterli bulmayan bir açıklama yaptı. Mübarek'ten daha fazlasını yapmasını isteyen ABD'nin tutumunu değerlendiren uzmanlar, 'Washington, Mübarek'i gözden çıkardı' yorumunda bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da dün, daha önce ABD tarafından Mübarek'e destek veren açıklamalardan vazgeçerek Mısır'da 'özgür ve adil' seçim çağrısında bulundu. Clinton, Washington'ın Mısır'da 'demokratik bir dönüşüm' arzuladığını dile getirdi. ABD Başkanı Barack Obama'nın, cuma günü Mübarek'e reform çağrısını yinelemesi, 82 yaşındaki Mısır liderine destek olarak değerlendirilmişti. Ülke genelindeki gösteriler sonucunda polisin kontrolü kaybetmesi Mısır'da güvenlik zafiyetine yol açtı. Halk kendi arasında gruplar kurarak kamu mallarını ve özel mülkiyetleri yağmacılara karşı korumaya çalışıyor. Gıda sıkıntısının baş gösterdiği başkent Kahire'de yağmacılar ile mallarını korumaya çalışan halk arasında yer yer çatışmalar çıkıyor.
Polisin yetersiz kalması üzerine devreye giren askerin halka karşı sert davranışlardan kaçınması, çatışmaların artmasının önüne geçiyor. Sokaklar arasında kontrol noktaları kuran askerler ise sokağa çıkma yasağına uymayanlara hoşgörü gösterilmeyeceği uyarısına rağmen, gerekli görülen yerlerde kimlik kontrolü yapmakla yetiniyor. Gösterilerin başladığı günlerde sessizliğini koruyan Mısır'daki en güçlü muhalefet hareketi Müslüman Kardeşler, gösterilerin altıncı gününde ülkedeki durumla ilgili açıklama yapmaya başladı. Parlamentonun dağıtılması ve olağanüstü halin kaldırılması çağrısı yapan örgüt, dün liderlik kadrosundan 7 kişi dâhil toplam 34 üyelerinin cezaevinden kaçtığını bildirdi.
BARADEY: BU İŞİN GERİ DÖNÜŞÜ YOK
Bu arada Müslüman Kardeşler ve diğer muhalif hareketler, muhalif lider Muhammed el Baradey'in müzakereci olarak tanınmasına karar verdi. Cuma günü ev hapsine alınan Baradey akşam saatlerinde Kahire'nin Tahrir meydanına gelerek göstericiler arasına katıldı. Baradey, kalabalığa yaptığı konuşmada, "Haklarınızı geri aldınız. Başlattığımız şeyin geri dönüşü yok." dedi. Muhalif lider, "Sizlerden, biraz sabırlı olmanızı istiyorum. Değişim birkaç gün içinde gelecek." ifadesini kullandı.
İsrail: Barış anlaşması korunmalı
İsrail ile barış anlaşması imzalayan iki Arap ülkesinden biri olan Mısır'da yaşanan karışıklığı dikkatle izlediğini açıklayan İsrail yönetimi, sessizliğini bozarak Mısır ile yapılan barış anlaşmasının korunmasını istedi. İsrail radyosunun haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, "Mısır'la olan barışın devam edeceği umudunda olduklarını" dile getirip, "Çevremizde istikrar ve güvenliğin devam etmesini diliyoruz." dedi. Mısır'ın, Gazze Şeridi'ndeki Refah sınır kapısını kapattığı bildirildi.
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da gelişmeleri yakından takip ettiklerini bildirdi ve itidal çağrısı yaptı. Öte yandan Mısır'daki ayaklanma, Ortadoğu'nun önemli ekonomilerinden birini de durma noktasına getirdi. Dün kapalı olan Mısır Borsası'nın yanı sıra merkez bankası dâhil ülkedeki tüm bankaların bugün de kapalı kalacağı bildirildi.
Mısır'daki Türkleri taşıyan uçaklar İstanbul'a döndü
Mısır'daki olayların şiddetini giderek artırması üzerine bu ülkede mahsur kalan Türk vatandaşlarının getirilmesi amacıyla Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi ve Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderilen beş uçaktan üçü İstanbul'a geldi. Dün saat 18.50'de 120, 19.10'da 102, ve 23.50'de 289 yolcu Atatürk Havalimanı'na iniş yaptı. Talimat üzerine dün sabah THY'nin 3 uçağı Kahire'ye, 2 uçağı da İskenderiye'ye gönderilmişti. Büyük korku yaşadıklarını anlatan yolcular, özellikle hapishaneden kaçanların yağma ve tecavüz olaylarına karışarak ülkeyi daha da kötü duruma sürüklediğini söyledi.