Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Denizli programına katılan Atalay, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 9 bakanın Denizli'de bir dizi açılışlara, programlara katıldığını, kendisinin de ildeki çevik kuvvet ve polis merkezlerini ziyaret ettiğini anlattı.
Denizli'deki polis merkezlerini çok iyi gördüğünü, emniyet müdürü ile meslektaşlarının çok iyi çalıştığını, merkezlerin tertemiz olduğunu, nezarethanelerde kamera bulunduğunu, gelen vatandaşa nasıl davranılacağı konusunda ciddi eğitimler verdiklerini kaydeden Bakan Atalay, çalışmaların çok başarılı yürüdüğünü gördüğünü dile getirdi.
Denizli'de MOBESE sisteminin kurulduğunu, ana arterler ile şehir girişi ve çıkışlarının merkezden kontrol edildiğini ifade eden Bakan Atalay, kamera sayısının artırılması gerektiğini, bu konuda da il genel meclisi başkanıyla görüştüğünü dile getirdi.
-UMUT ORAN'IN AÇIKLAMALARINA TEPKİ-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili ifadeler kullandığını ve Kasımpaşalılığı, Osmanlı dönemi harem ağalığıyla irtibatlandıran bir açıklama yaptığını anımsatan Bakan Atalay, şöyle konuştu:
''Doğrusu bu genel başkan yardımcısının, tabi büyük cehaletini ortaya koyan bir açıklama. Hem ne Osmanlıyı, ne tarihi biliyor, ne o kurumları biliyor. Hepsinden cahil, ama bir büyük ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkan yardımcılığını yapıyor. O cehalet içinde çok seviyesizce, çok terbiyesizce açıklama yapıyor. 'İşte efendim Kasımpaşa'dan çıkanlar, yetişenler, ancak haremağası olur' gibi. Bu nasıl ana muhalefet partisi? Bu nasıl ana muhalefet partisinin politikası? Kendi ülkesinin başbakanına hakaret ediyor. Bunu kınıyorum. Doğrusu bazen insan kınıyorum demeye bile gerek görmüyor. Türkiye adına, CHP adına üzülüyoruz. Yani Türkiye adına üzülüyoruz, böyle bir ana muhalefet partisi var diye. Onlar adına üzülüyoruz böyle kadroları var diye. Bu kadar cahil, bu kadar seviyesiz, bu kadar terbiyesiz bir genel başkan yardımcısı var diye insan üzülüyor.
Bunların fikirleri, birikimleri, yetişmişliği yok. Türkiye için söyledikleri hiç bir şey yok. O zaman politikayı yapmak kolay. İktidar partisine ve onun değerli genel başkanına, başbakanına seviyesizce ifadeler kullanarak, eleştirdiğini sanarak siyaset yaparsın. Bunun eleştiriyle ilgisi yok. Bu seviyesizliktir. Seviyeli eleştirinin, katkı vererek eleştirinin daima kabul edilebilir bir yanı vardır. Kafa yorar, fikir beyan eder. Burada öyle bir şey yok. Son zamanlarda CHP Genel Başkanında da bunu görüyoruz. Böyle bir muhalefet olması üzüntü verici. Sürekli hakaret edip bu tür kavramlar kullanıyorlar. Bu acizliğin ifadesidir. Türkiye için hiçbir politikası, teklifi yok. Hiçbir kalitesi yok. Kalite öngören bir düşüncesi yok. Onun için de sadece hakaretle siyaset yapmış olurlar. Tabi bu ne Başbakanımız için AK Parti için, ne de Kasımpaşalılar için fazla bir mana ifade etmez. İfadeleri kullananın mensup olduğu partiyi küçültür. Ana muhalefet partisinin lideri vatandaşı sokağa dökmeye heveslenen beyanatlar veriyor, bildiriler yayınlıyor milletvekilleri. Genel Başkan Yardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına bu kadar cahilce ve seviyesizce ifadeler kullanıyor. Genel başkan da susuyor. Genel Başkan, genel başkanlığını yapsın. Bu tür seviyesizliklerden partisini korusun diye bekliyoruz.''
